221019
merhaba.
aslında bir şeylerin değişmesini istiyorum, defter. bunu ona söyleyemiyorum. o soğuk kızıl gözleri ve alevden saçlarıyla bir zebani gibi. zebaniler insanları cehenneme atan melekler değil mi, defter? üstelik o melekler kör ve sağır. tıpkı Vincent gibi.bana baktı. bana yaklaştı. elleri kollarıma değdi ve ben dilimi ısırmaktan başka bir şey yapmadım. onu bu şekilde kazanamam. güzel bir tablodan bir süre sonra sıkılırsın. artık baktığında sana haz vermez. sadece boyalarına, renk uyumuna baktığı bir tablo olmak istemiyorum. ruhunu gördüğü bir tablo olmak istiyorum.
biliyor musun, onun tuvalinde yer alıyorum. beni çizmiş, buna inanabiliyor musun? bu... imkansız gibi. ama gerçekleşti. Vincent'in tuvaline değdim. beni oraya hapsetti.
hapsolmak bu kadar güzel olmamalı.
sevgiler, derin.
&
defteri kapattığında derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Vincent'i düşündü. onun kızıl gözlerini. vişne çürüğü rengindeki dudaklarını. yanaklarına dağılan çillerini. alev rengi kızıl saçlarını. ve ellerini. o güzel, uzun parmaklarını. sürekli boyalı olan güzel ellerini.
"merhaba."
midesine yumruk yemiş gibi gözlerini açtı. onun sesi... ah. Vincent. ona baktı ve ellerinin titrediğini hissetti. fark etmesin diye defterini tuttu ve banktan kalkıp Vincent'in karşısında dikildi.
"merhaba," dedi kısılmış sesiyle. hafifçe boğazını temizledi. karşısında duran ressama aşıktı ve bu adam bunlardan habersiz genç kızın gözlerine hayranlıkla bakıyordu. tıpkı... tıpkı bir tabloya bakar gibi.
"ismim Varis," deyip elini uzattı genç adam. kız ne yapacağını bilemedi. ifadesiz halini bozmak istemiyordu. elini uzattı ve hafifçe tuttu.
"Derin."
Vincent gülümsedi. Derin bu anın fotoğrafını çekmek istedi. Vincent, gülümsüyordu. üstelik Derin'e bakarak gülümsüyordu. yutkunamadı. elini geriye çekip kendisi de gülümsedi.
"memnun oldum Derin."
"ben de öyle."
"ben... uzaktan seni üzgün görünce gelmek istedim."
Derin alnına doğru düşen siyah uzun tutamı kulağının arkasına itti. "aslında üzgün değilim. bugün biraz yoruldum. bir problem yok. düşüncen için teşekkür ederim."
Vincent alnını kaşıdı. resim çizerken de bunu yapıyordu. bu düşünceli olduğunu gösterirdi. her yapışında bir parça boya değerdi alnına. Vincent fark etmezdi. o boya orada kurur, Vincent ise tablosunu izlerdi.
"rica ederim."
"şey, gitsem iyi olacak. dersim başlamak üzere."
"elbette. hoşça kal."
"hoşça kal."
arkasını döndü ve hızlı adımlarla okulun içine ilerledi. kalbi gümbürdüyordu ve nefesini zorlukla üfledi. onu daha fazla heyecanlandıran şey ise, omzuna değen kızıl bakışlardı.
xxx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vincent'in tuvali
Romanssuluboyafircasi: o gün bana baktığında bir tablo gibi hissettim tıpkı Van Gogh'un Ayçiçekleri tablosu gibi bir mücevher gibi xxx 260619 - 070719