Duyduğum anahtar sesi ile alayla güldüm. "Çok erken geldin cidden." bana baktı. "Min Jee yarım saat önce uyumuş olmalı sanırım. Size dondurma almaya gitmiştim biraz geç kaldım." ona döndüm. "Cidden ben de ne diye bekliyorsam? Sanki erken gelecektin. Her gün Min Jee baba diye ağlıyor." dondurmayı mutfağa bıraktı.
Karşımdaki koltuğa oturdu. "Biliyorsun Seul, şirket de bu aralar iyi şeyler olmuyor." boşluğa bakarak konuştum. "Keşke eskiden de düşünseydin kızını." yavaşça ayağa kalktım. "Yatacak mısın?" ona kısa bir süre dönüp baktım. Cevap vermeden yukarıya çıkmaya başladım. Her basamak benim için daha da zorlaşıyordu. Zorla merdivenlerden çıkmaya çalışıyordum.
Yorgunlukla merdivene oturdum. Gücüm kalmamıştı. Tamamen ölüyordum. Sinirden ağlarken aşağıda beni duyduğuna emindim. Salak 3 katlı ev! Bu evden nefret ediyordum. Ama tiksinemiyordum. Her şey burada olmuştu. Üçümüzün resimleri, doğum günü kutlamaları ve sıcak anılar. Min Jee'nin bebekliğini geçirdiği yerdi burası. Bu lanet evden işte bu yüzden tiksinemiyordum.
Belki de tek sebep bu değildi. Jaehyun ile burayı aldığımızda liseye gidiyorduk. Burayı benimle evleneceğini söyleyip almıştı. Peki evlenince ne mi olmuştu? İşte hayalkırıklıklarım. Beni sonsuza dek seveceğini sanırdım. Hiç bu kadar ilişkimiz iğrenç olmamıştı. Lanet olsun, bitiyordum işte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mom, Forgive My Father (Jung Jaehyun)
Fanfiction"Annişş babişkomu lüçfen affet lüçfen!" küçük kız annesi ile babasını barıştırmaya çalışıyordu. "Ah bebeğim biz babanla küs değiliz." ama ufaklık biliyordu annesinin ve babasının yakında boşanacağını...