"Yemeğini yemelisin, Ashton" dedi önüme başka bir yemek koyarken. Daha önce bıraktığı ama dokunmadığım tabakları topluyordu.
Cevap vermedim. Dışarıya bakmaya devam ettim. Charlotte'ın fikrini değiştireceği umuduna tutunuyordum. Belki sözünü tutmaya karar verip geri dönerdi.
Annem iç çekti, kapının kapanma sesini duydum. Karnımın guruldamasına rağmen pozisyonumu değiştirmedim. Açlıktan ölüyordum ama dikkatimi bir saniyeliğine bile olsa başka yöne çekmek istemiyordum. Çünkü arkamı döndüğüm zaman onun geçeceğinden ve onunla konuşamayacağımdan korkuyordum.
Beni neden başka bir çocuk için terk ettiğini merak ediyordum. Neden yaşadıklarımızın hepsini biranda silip attığını merak ediyordum. Onun söylediği her şeyin doğru olup olmadığını merak ediyordum. Ama en çok merak ettiğim şey benim onu sevdiğimi bilip bilmediğiydi. Onu tekrar isterdim, sadece sorması yeterliydi.
Sadece 3 kelime söylemesi yeterliydi, sonra tekrar onun olurdum.
Dizlerime sıkıca sarılıp kafamı dizlerimin üstüne yerleştirdim. Sayamayacağım kadar fazla şey kafamın içinden geçti. Onun beni bırakmasının nedenleri, onun için iyi olmamamın nedenleri, neden onun yaptığı gibi benimde pes etmem gerektiğini.
"Onun eve geri dönmesini istiyorum. "diye mırıldandım. Umutsuzdum. Onunla tekrar beraber olmak istiyordum, hala zamanım varken.
Gözlerimden yaşlar düşerken itiraf ettim. "Ama geri dönecek gibi değil."