Alışveriş_3

14 0 0
                                    

ARYA ÖZKAN...

   Elis sayesinde birazda olsa sorunlar kafamdan gidiyor. Hazırlanıp aşağıya indim. Elis beni arabasının yanında bekliyordu. Kaç yaşındaki araba kullanabiliyor diyorsunuz. O benden bir yaş büyük  babasıyla taşındıklarından dolayı okula  bir yıl geç başladı. Ve bizimde arkadaşlığımız bu sıralarda başladı. Evet, her zamanki değişkenliği yine üzerindeydi. Şimdiden son ses müzikle kafayı yemeye başladı. Barın önüne geldiğimizde arabayı park  etti ve çıktık. İçeri girdiğimizde Görkemlerin orada olduğunu gördüm. Elisi de çekiştirip oraya götürdüm. Görkem Elisten hoşlanıyordu ve Elis bundan pek memnun değildi çünkü Elis birine bağlanmak istemiyormuş ne zaman ne yapacağı belli değilmiş. Bence bir gün birine öyle tutulacak ki buna kendi bile şaşıracak. Görkemlerin yanında Cenk, Aslı, Selin, Oğuz ve Beyza Nurlarda vardı. Yanlarına geldiğimizde “selam çocuklar “ diye seslendim. Hep bir ağızdan ‘selam’ dedikten sonra boş bir yere Elisle oturduk. Elis kulağıma sinsice yaklaşıp ‘Bunu daha sonra konuşacağız ‘ dedi. Ağzımdan ufak bir kahkaha çıktı. Bunu duyunca daha da ters bakmaya başladı ve bende bakışlarımı başka bir yöne çevirdim. Cenk birden ‘ Eee buraya böyle oturmaya mı geldik ne yapıyoruz ?’’ dedi. Elis birden atıldı ve ‘ Sahne beni bekler bebekler’ deyip yanımızdan ayrıldı. Görkem her zamanki gibi ardından baka kaldı. Onu dürtüp ‘ Böyle bakacağına kalk peşinden git kaptıracaksın kızı ‘ dedim gülümseyerek. Bana ilk baş baktı ve sonra ‘ Haklısın ama ilk baş onunda beni sevmesi gerekir ‘ dedi ve sonra alaylı bir gülüş attı. Bu kadar anlayışlı olmasa çoktan Elis’i kapmıştı ama çok fazla düşünüyor Elis’e göre değil.  Sohbetleri beni sıktığından kalkıp Elis’in yanına gittim. Gene erkekleri etrafına toplamış ama hiçbirine de yüz vermiyor. Çatlak bu kız gerçekten. Yanına gidip ‘ yine coşturmuşsun ortalığı sincap.’ Evet ona sincap dedim çünkü gözleri sincaba benziyor ve bundan sinir oluyor. Bir an suratını assa da tekrar neşesi yerine geldi ‘ Kimse şu anda benim canımı sıkamaz bebek. Sen bile .’ deyip tekrar dans etmeye devam etti. Bende gülüp ona eşlik ettim. Gecemiz sorunsuz bitti ve sonunda eve geldik. Eve geldiğimde Nurgiş ve dedem uyduğundan ses yapmamak için ayakkabılarımı çıkardım ve tam sessiz sessiz gidiyordum ki ayağımı halıya takıştırarak kendimi yerde buldum. Birden Nurgişin odasının lambası açıldı ve elinde bir terlikle  saçı başı dağılmış bir şekilde salona çıktı. O kadar komik görünüyordu ki bir anda kahkaha atmaya başladım. ‘ Sessiz ol kız Ahmet Bey’i uyandıracaksın ‘ . ‘ Bak hala gülüyor sus kız seni delibaş görmüyor musun önündeki halıyı? Kalk bakayım çabuk.’ . Gülmeye devam ederek yerden kalktım  zar zor konuşarak ‘ Ta- tamam Nurgiş kı-kızma bak şu saçını düzeltiyim hemen çıkıyorum odama ‘ Deyip bir daha gülmeye başladım. Nurgişin saçını düzeltim yanağına bi öpücük kondurdum ‘ Hadi iyi geceler sana Nurgiş ‘  Deyip merdivenlere yöneldim hala gülüyordum ama benden başkası duyamazdı. Odama geldiğimde kendimi o kadar bitkin hissettim ki üstümü değiştirmeden kendimi yatağıma attım. Yorgun olunca daha mı rahat oluyordu bu yatak. Tavana bakarken gözlerim kapanmaya başlamıştı bile.

‘ Hadi kalk kızım odanı temizleyeceğim daha ‘ diye bağıran Nurgişin sesiyle uyandım sabah. ‘ yaaa Nurgiş sabah sabah uyandırma beni uykum var ‘ diye bağırdım.’ Kız ne sabahı saat 3 oldu ‘ Diye bağırmasıyla kafama dank etti bu gün Elis’in babasının düğünü için alışverişe gidecektik. Evet ne acelesi varsa düğünü bu hafta sonu yapacaklarmış. Yataktan öyle bir kalktım ki yorganla beraber yere düştüm tam o sırada Nurgiş odaya girdi ‘ Kız yine mi düştün sen ‘ dedi ve akşamki Nurgişin hali aklıma geline tekrar bir kıkırdama geldi. ‘ Bak hala gülüyor o saatte o kadar ses çıkarırsan tabi öyle çıkarım karşına’ demesiyle yerden kalkıp ‘ oy oy kızma Nurgiş eğleniyorum sadece ‘ dedim  . onunda gönlünü aldıktan sonra banyoya yöneldim aynaya baktığımda beklediğim bir manzarayla karşılaştım. Akşamki Nurgişten bir farkım vardı oda makyajımın akması dert etmeden sildim ve duşa girdim. Duştan çıktığımda saat üç buçuktu dörtte Elisle buluşacaktım. Çabucak saçlarımı kurutup kendi dalgalarıyla kalmasına karar verdim ve Bir şort ve t-shirt geçirdim üstüme. Tam telefonumu elime aldığımda zil çaldı ve koşarak aşağıya indim dedem çoktan gitmiş olduğundan Nurgişe seslendim ‘ Nurgiş hadi ben çıktıım. Öptüm.’ Diyerek açtım kapıyı . Elise omuz atıp ‘Günaydın sincap ‘ dedim. ‘Sinir’ diye karşılık verince bastım kahkahayı . Neyse ki çok fazla uzatmadan arabaya bindim. ‘ Babanın düğününe gitmek istemediğini biliyorum ama baban için değil eğlenmek için git hatta belki de iki üç çocuk kesebiliriz .’ dedim. Elis güler gibi oldu ‘ Neden olmasın ? ‘ . Alışveriş merkezine geldiğimizde arabayı park edip dışarı çıktık ve ilk mağazamız olan Sagaza Madrid’e girdim. Elbiselere bakıyorum aslında daha çok toz pembe yada mavi bir elbise istiyorum. Elis kesinlikle ya beyaz yada siyah alır. Onun ne giyeceğini bildiğim ve fazla fazla kıyafetlere bakacağından beyaz bir belinden dekoltesi olan bir elbiseyi alıp ona fırlattım. ‘ Yavaş olsana bee ‘ diye cırlasada masum bir gülücük atıp mavi bir elbise gördüm onu alıp kabine gittim. Elbise yakışmıştı ama içime sinmedi fakat Elisin elbisesi ona çok yakıştığı için onun daha fazla kıyafet bakmaması için hemen üstümü değiştirip  onun elbisesini alıp Elisi çekiştire çekiştire kasaya götürdüm. Ödedikten sonra  karşı vitrindeki elbiseyi görünce hemen oraya gittim ve elbiseyi denemeye gerek kalmadan alıp çıktım. Son olarak aksesuarlara geldik iki tane ince demir bileklik  alıp işimi hallettim.  Öyle çok alışveriş yapanlardan her kıyafete bakanlardan değilim uzaktan bakarım rengine karar verir öyle yanına giderim zaten ya birinci yada ikinci tercihimde doğru elbiseyi bulmuş olurum. Elis hala ne alacağı hakkında bakınırken onun içinde bir kolye ve küpe alıp masaya koydum ve ‘ peki ya bunlar ?’ diye sordum. ‘Harikasın ‘ diye gülümseyince onları da ödedik ve son iş olan ayakkabılara gelince bu kıyafetim için uygun ayakkabımız olduğundan gerek duymadık be iki saate kalmadan işimiz bitmiş bir halde eve geldik. Kendimi koltuğa attığımda ‘Elis hazır ayaktayken bir su versene ?’ diye yavru köpek bakışı attım. Tam bir şey diyecekti ki Nurgiş elinde bir bardak suyla içeri geldi ‘ Aslansın Nurgiş , beni bu canavarın eline bırakmadın ‘ diye söyleyince Elis kötü kötü baksada güldü ‘ Aman kork benden sanki bir su veremeyecekmişim ‘ dedi. Tabiki de vermeyecekti ben Elis’i iyi tanırım. Ona acaba bakışımı atınca ‘Tamam belki vermeyebilirdim deyip gülümsedi’ Nurgiş bu halimize gülüp ‘İlahi kızlar ‘ deyip mutfağa geri döndü. Nurgişin ardından Elis cep telefonunu çıkartıp ‘ Bak bu çocukta geliyormuş düğüne. Kesinlikle tanışmalıyım bu çocukla. Çok tatlı değil mi ? Adı da Utkuymuş. Aslında yurt dışındaymış ama buraya ailesini görmeye gelmiş. Babamla babası iş ortağı olunca oda gelmek zorunda kalacak.’ Deyip sırıtmaya başladı.  Ciddi olup olmadığı arasında gelip gidiyordum. Birden ona dönüp ‘ Kendine gel Elis ciddimisin? ‘ deyip yüzüne bakmaya devam ettim . Daha sonra kahkaha atmaya başlayınca delirdiğine karar verip tam yanından kalkıcaktım ki konuşmaya başladı ‘ Ta-tabikide şaka yapıyorum Aryaa ‘ ve sonra bi kahkaha daha geldi. ‘ Sadece babamın iş ortağının çocuğuymuş babam onunla arkadaş olmamı istiyor. Fakat ben halimden gaaayet mutluyum. Hatta aşık olmak için fazla neşeliyim .’ deyip tekrar gülmeye başladı. İçim rahatlayınca bende bir çocuğa baktım aslında fena değildi Elislede yakışırlardı amaan ne diyorum ben klasik Elis işte.

_KALBİMDE İYİLİK VAR_Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin