Bölüm 1

515 21 0
                                    

Kızlar ilk günkü heyecanlarıyla havaalanına doğru yola koyulmuşlardı. Her ikisinde de ufak bir burukluk vardı sonuçta ailelerinden bu kadar uzağa hiç gitmemişlerdi. Havaalana vardıklarındaki sevinçleri tarif edilemez cinstendi düşünsenize en büyük hayaliniz bir gün gerçek olacaktı bizim kızlarımızda işte tam böyle hissediyordu. Bekleyiş dolu dakikalar başlamıştı herkesin kulağı görevlinin vereceği anaonstaydı.

Uzun bir bekleyişden sonra kızların kalbinin göğüs kafeslerinden çıkarmışcasına atmasına neden olan 'o' anons duyulmuştu. Her iki ailede ayaklanmıştı anne ve babalar üzgündüler ama kızlarına da bir şey belli etmek istemiyorlardı ne de olsa bu onların en mutlu günüydü. Bavullar alınmış pasaport kontrol yerine doğru ilerliyorlardı. Bütün işlemler tamamdı bir tek ayrılık merasimi kalmıştı. Elina dayanamayıp gözünden birkaç damla yaşın akmasına izin vermişti . İrena ise daha dayanıklı görünmeye çalışıyordu çünkü arkadaşının duygusal olduğunu biliyordu eğer ağlarsa onun daha çok üzüleceğini düşünmüştü bu yüzden içine atmayı tercih etmişti. Ailelerine gözden kaybolana kadar el salladılar ve kendilerini uçağın koltuğuna attıklarında derin bir oh çekmişlerdi . Uçak havalanmıştı kızlar esas zor bölümün başladığının farkındaydılar çünkü gittikleri yerdeki insanlarla ne dilleri aynı ne de kültürleri biraz zorlanacakları kesindi ama olsun 'Exo' için değerdi.

Uzun bir yolculuğun ardından Seul'e iniş yapmışlardı. Kendilerini farklı bir dünyanın içinde bulan kızlar ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Dilleri bilmedikleri bir ülke açıkcası onları çok korkutuyordu. Büyük çabalar sonucu çevirdikleri taksiye internetten buldukları otelin adresini vermişler ve oraya doğru yola koyulmuşlardı. Taksiye parasını verip indiklerinde kendilerini çok güzel ve pahalı görünümlü bir otelin önünde bulmuşlardı. Resepsiyona gidip odalarının anahtarlarını aldılar ve doğruca üst kata çıkmaya başladılar. Odaya girdiklerinde ellerindeki bavulları bir kenara bırakıp muhteşem Seul manzarasına baktılar. Hayallerindeki şehir şimdi ayaklarının altındaydı. Uçakta uyudukları ve o kadar saat havada olduklarından dolayı hem uykuları yoktu hemde karınları acıkmıştı bunu Elina'nın karnı gurulduyana kadar anlamamışlardı. Hemen ayaklanıp çok merak ettikleri Kore yemeklerini tatmak için yola koyuldular...

Elina'nın Ağzından

Karnımdan gelen seslere birlikte ayaklandık ve yemek yemek için dışarıya çıktık. İrena'ya her ne kadar bir şey belli etmesemde içimde daha önce hiç hissetmediğim bir telaş vardı sanki buraya uyum sağlayamayacakmışız gibi hissediyordum. Görünüşümüzün bile çok dikkat çektiği bir ülkeye gelmiştik sonuçta ne kadar rahat olabilirdim ki... Ben bunları düşünürken İrena'nın bana tuhaf yemek isimleri saydığını duydum ne zaman buraya gelmiştik şaşırdım doğrusu. Kimbapta ve ramende karar kılmıştık. Asıl zor kısım siparişleri verip masaya geçmekti siparişleri alan adamın İngilizce bilmediğini öğrenmek bizim için büyük bir yıkım olmuştu.

Tam kendimizi ifade etmekten sıkılıp gideceğimiz anda arkadan gelen ses bizi çok sevindirmişti. Arkamızı döndüğümüzde erkeklerin hatta kızların bile kıskandığı güzellik karşımızda duruyordu. Ilk önce ikimizde birbirimize bakıp küçük çaplı bir kalp krizi geçirmiştik çünkü karşımızda Exo'nun yüzü olan Lu Han duruyordu. O garsona bizim yabancı olduğumuzu anlatırken biz onun bütün mimiklerini ezberlemeye çalışır şekilde izliyorduk. LuHan konuşmasını bitirdikten sonra kocaman Ceylan gözleriyle bize dönmüştü. O an onun gerçekten bir kızdan bile daha güzel olduğunu farketmiştim. İrena ona Amerika'dan geldiğimizi ve eğitimimize burada devam edeceğimiz gibi pembe yalanlar söylüyordu sonuçta Luhan'a onları görmek için geldiğimizi söyleyemezdik. Eğer ona öyle bir şey söylersek kesinlikle rezil olacağımızı düşünüyorduk.

Irena'nın Ağzında

İnanamıyorum bu gerçekten Luhan mı? Fotoğraftakilerden ya da videolardaki halinden daha tatlı ve daha güzeldi. Ona bir teşekkür etmek için bizimle birlikte yemek yemesini önerdik kibar olduğunu ve bizi kırmayacağını biliyordum. Bize acelesinin olduğunu dans provasına yetişmesi gerektiğini söyledi. Bizde haliyle hiçbir şey söyleyemedik sonuçta onun öncelikleri vardı. Tam gideceği sırada

"Kızlar sizinle tanıştığıma çok sevindim. Umarım başka bir zaman tekrar karşılaşırız."

Diyerek kapıdan dışarı uzaklaştı. Bizde Luhan sayesinde alabildiğimiz yemekleri yemeye koyulduk. Üzerimizdeki şaşkınlık hala geçmemişti. Amerika iken kendi çapımızda Kore yemekleri yapmaya çalışıyorduk bizim yaptıklarımız her ne kadar güzel olsa da bunların tadı ayrı bir güzel ve farklıydı. Yemeklerimizi yiyip otelimize doğru yola çıktık. Odamıza geldiğimizde sırayla duşlarımızı alarak günün yorgunluğunu üzerimizden attık ve güzel bir uyku çekmek için yataklarımıza girdik.

Bakalım bizi yarın ne sürprizler bekliyor...

EXO's LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin