Masadan kalkıp sendeleyerek yürümeye çalıştım.Başım döndüğü için neredeyse düşecektim.O kadar içmiş miydim ya? masaya baktığımda gördüğüm manzarayla sarhoş olduğum kesinleşmişti.
Masaları tutunarak yürümeye çalıştım.Mavi yanıma gelip kollarımdan tuttu.
"Nereye gidiyoruz"
diye sordu.
Bu soru,çok tanıdıktı...
Gözlerimi kırpıştırıp çocuğa baktım.Kafamı iki yana sallayıp yürümeye devam ettim hala peşimden geliyordu.Sinirle arkamı döndüm
"Ne geliyosun be peşimden"
diye çemkirdim.Çocuk omuz silkti.Bardan çıktığımda rahat bir nefes aldım.Arkadaşlarıma haber vermeliydim.
Telefonu elime aldığımda şarjının bittiğini fark ettim.Sinirle telefonu fırlatacakken aklıma fiyatı geldi ve cebime geri soktum.Mavi'nin arkamda kıkırdadığını görünce üzerine yürüdüm.
Yakasından tutup duvara yasladım.Sinirle gözlerine baktım.Bakmaz olaydım çünkü gözlerine ne zaman baksam,bildiğim her şeyi unutuyordum.
Ellerimi yakasından çekip kafamı boynuna yasladım.Çok güzel ve tanıdık hissi veren bir kokusu vardı.Kokusunu içime çekip durmaya başladım.
"Döveceksin sanmıştım,sen baya baya seviyorsun şu an"
dedi Mavi.Kaşlarımı çatıp kafamı boynundan çektim.Sendeleyerek yürümeye devam ettim.Eve gidemezdim çünkü annemden azar işitmek istemiyordum.Arkadaşlarımı da bulamamıştım.
Koluma girdiğinde gözlerimi ona çevirdim.
"Evin müsait mi?"
diye sordum.Mavi şaşkınca bakıp
"Sence de biraz hızlı ilerlemiyor muyuz?"
diye sordu.Gözlerimi devirip
"Sadece kalacak bir yere ihtiyacım var"
dedim.
"Tamam zaten yalnız yaşıyorum"
dedi.Biraz daha ilerledikten sonra motorun yanında durdu.Kaskı bana verip motora bindi
"Atla"
deyip gülümsedi.Kaskı kafama takıp motora bindim.Ellerimi motorun demirlerine koydum.Ellerimi alıp beline götürdü
"Buradan tutun"
Onun sözünü dinleyip ellerimi oraya koydum.Motoru sürmeye başladığında sıkıca tutundum.Ne çok hızlı ne de yavaş sürüyordu.
Sonunda motoru dururup üzerinden indi.
"Geldik"
dedi ev dışında her şeye benzeyen binanın önünde.Etrafta gazete kağıtlarının üzerinde yatan insanlar,uyuşturucu kullandığı her halinden belli olan çökmüş insanlar vardı.
"Müşterin mi yoksa böyle işlere de mi başladın sen"
dedi bir tanesi yattığı yerden kalkmadan
"Seni ilgilendirmez"
deyip kolumu tuttu.İnşaatı bitmemiş ve terk edilmiş bir binaydı.Merdivenleri çıkıp bir odaya girdik.Oda buraya göre fazlasıyla temiz ve düzenliydi.
Eşyalar eski ve düzensiz olsa da yine de bir oda olduğı elli oluyordu.Tek kişilik bir yatak ve dolap vardı.Duvarda sprey boyayla'love is love'yazılmış ve gökkuşağı renklerinde boyanmıştı.
Kapı olduğunu düşündüğüm şeyi kapatıp kilitledi.
"Burada mı yaşıyorsun?"
dedim.Omuz silkip
"Evet"
dedi.
"Aç mısın?"
diye sordu.Kafamı evet anlamında salladım.
"Buranın elektiriğini ayarlamak baya zamanımı aldı"
dedi su ısıtıcısını gösterirken.
"Sana bir kahve yapalım kendine gel"
dedi dolaptan kahveyi çıkarıp.Burada nasıl yaşıyabiliyordu ki?
Kahveyi yapıp kağıt bardağa koydu.
Nerede banyo yapıyordu?
Kahvemden bir yudum aldım
Ailesi neredeydi?
Tekrar mavi gözlerine baktım.Onu neden bu kadar çok merak ediyordum
"Neden burada yaşıyorsun?"
diye sordum.
"Ev alacak param yok"
dedi.
"Kaç yaşındasın?"
diye sordum.
"19"
dedi
"Okumuyor musun?"
diye sordum.Kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Neden?"
diye sordum.
"Yine para"
dedi.Sorularım tükenmiyordu
"Ailen yok mu?"
diye sordum.
"Yeter ama!"
diye bağırdı.Yerime sinip sustum haklıydı.Resmen onu soru yağmuruna tutmuştum.Daha sormak istediğim birsürü soru vardı ama soramazdım
----------------------------------------------