•Turuncu Şirin

261 27 11
                                    

Zeynep'ten

"Onlarla görüşmek istemiyorum." Doktorum bana bakıp kaşlarını çattı. "Onlar senin ailen Zeynep." Başımı salladım. "Ailem oldukları için mi beni bu deli hastanesine tıktılar." Derince bir nefes aldı. "Onlarla görüşmeni istiyorum."

"İsteme, lütfen." Diye fısıldadım. Abartmıyorum, yaklaşık bir saattir benimle uğraşıyordu. Kafasını geriye atıp sabır diledi, sanırım. "Seni burada ömür boyu tutmamı istemiyorsan git gör onları." Sesini yükseltmişti. Dil çıkarttım. O ise elleriyle yüzünü sıvazladı. "Bak, beni anlamıyorsun. Onlarla yüzleşemem." Kafasını salladı. "Anlıyorum. Seni en iyi ben anlıyorum. Unuttun mu işim bu küçük?" Gözlerimi devirdim. "Sadece zorlama Çağrı." İsmiyle hitap etmiştim, gülümsedim. Gözlerime baktı, o da gülümsedi. "Biraz daha vakit veriyorum sana küçük." Odadan çıktı, gitti.

Yatağa sırt üstü yattım. Gözlerimi kapattım. Huzurluydum, sanırım.
"Huzurlusun? Sen mi?" Uğraşmak istemiyordum. Cevap vermedim, öylece durdum. "Beni görmemezlikten gelme Zeynep." Tepki göstermedim yine.

Yanıma uzandı üstündeki kanlı elbiseyle. "Ağlıyorsun, neden?" Cevap vermedim yine. Ağladığım farkında değildim bile. "Gitmek istiyorum Zeynep." Kafamı çevirip ona baktım. "Nasıl yani?" Diye sordum. Kafasını bana çevirdi, Elini yüzüme koyup gözyaşlarımı sildi. "Gitmemi isteyen sendin." Kaşlarımı çattım. "Evet ama, ama sen gidersen ben?" Konuşamamıştım. "Mutlu olucaksın. Seni mutsuz yapan tarafınım ben. Ve sen beni bugün burada öldüreceksin." Doğruldum ve ona baktım. "Sen gitmezsin ki. Beni kandırıyorsun sadece." Kayboldu, sadece kayboldu. Silikleşti, toz parçaları haline geldi.

Tek dostum gitti. Sırtımı yatak başlığına yasladım. Öylece boş duvara baktım. Sadece baktım. Belki bir kaç dakika belki bir kaç saat. Ne olduğunu anlayamadan bedenim uykuya yenik düşmüştü bile.

℘℘℘

Yaşandı ve bitti. Gözlerim kan çanağına dönmüştü uyandığımda. Ayağa kalkıp odamda bulunan tuvalete gittim ve aynaya baktım uzun uzun. Kısa bir süre içinde mahvolmuştum resmen. Bitik bir haldeydim, yorgunluktan yarı ölü duruyordum. Musluğu açıp avcuma suyu doldurdum ve bi anda yüzüme çarptım. Gözlerimi kapatıp su taneciklerinin yüzümden aşağı akmasını bekledim. Tişörtüm ıslanmıştı bile.

"İlaç zamanı." İçeri giren hemşire seslenmişti. Odama geçip hemşireye baktım. Bana bir adım atınca geriledim. "Korkma ilaçlarını içirip gideceğim." Dedi. Ona doğru yaklaştım. "Yatağa otur Zeynepçim." Yatağa oturdum. Elime iki tane hap verdi ve diğer elime de suyu. Ağzıma tek seferde atıp içtim ilaçlarımı. "Aferin." Dedi. Gözlerimi devirdim, "ben çocuk değilim." Sesimi yükseltip demiştim bunu. Kafasını salladı, "evet değilsin." Diyip çıktı ve gitti.

Yatağa uzandım. Ellerimi başımın altına koyup gözlerimi kapadım. En sevdiğim şarkıyı mırıldanmaya başladım sessizce, "Uzun gecelerde yazdım hecelerde," yanağımdan bir damla gözyaşı düşmüştü. Gülümsedim içinde bulunduğum duruma, "Sesinde duyduğum hayalin peşinde," Beynimin bana ne tür bir oyun oynadığını bilmiyordum ama oyunun galibi ben olacaktım. Çünkü küçükken abimle oynadığım oyunları hiç kaybetmezdim. Devam ettim söylemeye, "Onun etkisinde kalbim ekseninde,bir çare gördüğüm o rüyanın içinde." Ben söylemeye devam ederken başka bir ses söylemediğim son mısrayı söyledi, "Seni kaybettim." Gözlerimi açıp karşımda duran doktoruma baktım. "Müzik zevkin güzel fakat kendine acı veren şarkılar dinlememelisin." Dedi. Gözlerimi geri kapattım.

"Bana acı vermiyor. Tam tersi bu şarkı beni mutlu ediyor." Yatağımın ucuna oturdu. "O yüzden mi yanakların ıslak küçük?" Dedi yumuşak bir ses tonuyla

"Abimle olan anılarım zihnimde siliniyor. Bu şarkı onları hayatta tutuyor." Dedim ve gülümsedim.

"Yeni bir etkinliğimiz var. Ailenle konuştum katılmanı istiyorlar." Dedi odamdaki eşyalara bakarken.

Butimar Kuş'uHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin