⊰ BÖLÜM 2 ⊱
Issız ara sokakta bir genç adam
─────────────────────
Ve hiçbir zaman cevabı duyamadı Taehyung. Bedeni bir kukla gibi savrulurken hissettiği son şey asfalta çarpması idi. Jimin'in duyduğu son şey ise tekerleklerden gelen o acı dolu sesti.
─────────────────────
NOT: önceki bölümde oy veren ve özellikle de yorum yapan herkese
teşekkürler! ♥━━━━━━━━━━━━
Gerçekten büyük insanlar, dünyada büyük acılar çekmek zorundadır.
-Suç ve Ceza, Dostoyevski
1 yıl önce"Taehyung. Kim Taehyung." dedi genç adam. Karşısındaki adamın, adını hızlı parmaklarla bilgisayara geçirmesini izliyordu.
Üzerinde inanılmaz bir duygu birikimi vardı. Nihayet hayalini gerçekleştirdiği için bir mutluluk, artık tam bir yetişkin olduğunu fark ettiği için küçük bir heyecan ve özünde, tüm bu yükü tek başına yükleneceği için tatlı bir telaş... İnsanları mutlu bir şekilde çizim yaparken ve kendisini sanat yaratırken düşlediği o küçük atölye şu saatten sonra artık ona aitti.
Bütün evrakları halledip binadan çıktığında yüzüne çarpan soğuk hava ve atıştırmaya başlayan yağmur umrunda bile değildi. Bu tarifi edilemeyen duygular içine sığmak bilmiyordu. Paylaşmak için sahip olduğu tek kişiyi aramak için telefonunu çıkarmıştı cebinden. Park Jimin. Liseden arkadaşı, tek dostu, Park Jimin...
Kayıt rehberinden ismine tıklayıp bir süre bekledi. Üçüncü çalmada meşgule attığını belirten o otomatik sesi duydu. Bir an yüzündeki gülümseme silindi; bugün önemli birgün müydü? Jimin'in bu akşam saatinde meşgul olmasına neden olacak ne olabilirdi ki? Düşündü ama bir şey bulamadı. Daha sonra döneceğine emin olduğu için çok kurcalamadı ve bir an önce eve gitmek için adımlarını hızlandırdı.
Adımları gibi hızlanan yağmur görüşünü bulanıklaştırmaya başladığında gözlüklerini çıkardı, temizleyip tekrar taktı. Şapka veya şemsiye niyetine hiçbir şeyi olmadığı için tekrar tekrar ıslanıyordu, bu yüzden 3. temizleyişinde pes etmişti. Belgeler ıslanmasın diye kabanının içine sıkıştırdı. Sol yanının üzerindelerdi şimdi. Genç adam tekrar gülümsedi, nihayet bir şeyler yolunda gitmeye başlamıştı. Artık bir atölyesi vardı.
Eve kısa yoldan gitmek için bir ara sokağa saptı. İşleri iyi giderse belki birkaç yıla bir araba alırdı. Neden olmasındı ki? Çok çalışacaktı. Herkesten çok çalışacaktı.
İşte, o ara yolu geçerken bunları düşünüyordu Taehyung. Yağmur çoğalıyordu; içinde yeşeren umutlarsa yağmuru hissedermişcesine büyüyor, saçılıyorlardı. Öyle ki uzaktan onu gören herhangi bir kimse bile gencin ne kadar mutlu olduğunu anlayabilirdi. Ama o akşam bomboştu o sokaklar. Caddeden geçen tek tük araç dışında kimse yoktu.
Taehyung yolun karşısına geçmeden önce cebinde titredi telefonu. Jimin olduğunu bildiği için hızla çıkardı, geçmek üzere olduğu yola bir göz attı: kaldırımlar gibi bomboştu. Gözlerini ekrana çevirdi, büyük harflerle Jimin hyung yazıyordu. Gülümsemesi genişlerken heyecanla kabul etti aramayı.
"Jimin!" kendi sesi kulağına oldukça canlı geliyordu.
"Taehyung..." oysa ki Jimin'in sesi bir ruhsuzu andırıyordu.
Taehyung'un adımları yavaşladı. Bu ses tonu hiçte iyiye işaret değildi. Daha önce aramasını meşgule atmasından bir şeyler olduğunu bilmeliydi. Kendini sebepsiz yere suçlamaya başlarken tekrar seslendi.
"Hyung? Sen iyi misin?"
Ve hiçbir zaman cevabı duyamadı Taehyung. Bedeni bir kukla gibi savrulurken hissettiği son şey asfalta çarpması idi. Jimin'in duyduğu son şey ise tekerleklerden gelen o acı dolu sesti.
━━━━━━━━━━━━
─────────────────────
•••
Hikayenin bilim kurguya benzer bir konusu var bu sizi yanıltabilir ama bilim kurgu yazabileceğimi sanmıyorum skfjkd o yüzden taenin kazandığı yeteneği üstünkörü anlatırım heralde :<
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「 fatalité 」taekook
Fanfictionölümün eşiğinden dönen taehyung dokunduğu insanların geleceğini görmeye başlar. birgün arkadaşı jimin onu jungkook adında birisiyle tanıştırır; ikilinin elleri buluşur ve taehyung geleceği görür. jungkook ayın sonunda dövülerek öldürülecektir...