13 Ocak 2017
00:06
Aptal falan değilim.
Sadece lise zamanları hariç ilk defa birinden bu kadar etkilendim.
Bu adam illegaldi.
Sadece yüz hatları bile sevişmeyi rahatça kabul etmenizi sağlardı.
Ah hadi ama siz kaç defa Kim Taehyung'u canlı canlı gördünüz ki?
Adam tapılası derecede parlıyordu.
Ha artıdan benim hormonlarım parlıyor da olabilir.
Bu doktorun ellerinde öleceğimi bilsem yine teslim olurdum sanırım.
Bir an enerjikken bir an içine kapanık olduğumdan tercihlerimi ben bile sorgulamıyorum.
"Bardan çıkıp buraya geldiğimiz için bunu sormam belki biraz garip ama," Elindeki şarap şişesini kaldırıp, salladı. "Şarap."
"Kırmızı şaraba ölüm döşeğinde olsam bile hayır demem Doktor."
"Bilemezsin Jeon. Tıpkı nasıl öleceğini de bilemeyeceğin gibi." Düşünür gibi yaptım, mırıldandım.
"Acısız olsun isterdim. Yaşadığım süre boyunca yeterince acı çektiğimi düşünüyorum, Doktor."
"Umarım daha fazla acı çekmezsin Jeongguk."
İkimize de birer kadeh şarap doldurup yanıma geldi. Koltukta yanıma, çok yakınıma yerleşti. Kokusunu çok net alabildiğim bu mesafe kesinlikle hayır demeyeceğim kadardı. Bir bacağımı kendime doğru çekip popomun altına aldım. Böylelikle dizim onun sağ bacağına değiyordu. Dizimin bacağına değişinde bile içim titremişti.
Bir süre küçük salonunu izledim. Kutu gibi fakat hoş bir evdi gördüğüm kadarıyla. Hem fazla modern hem fazla klasikti dekorasyonu. Zevkli bir adamdı. Eskiyi sevdiği ise duvarlarda asılı tablolardan bile belli oluyordu. Duvarlar küçük olmasına rağmen çok sayıda tablo vardı.
Tablolar eskiydi. Eskinin anlamlarını ve acılarını taşıyan türdendi. Tablolara resmedilmiş insanların yüzünde hiçbir mimik yoktu mesela. Bomboş bakıyorlardı. Sanki hiç hayalleri, hedefleri yokmuş gibi. Bana göre diğerlerinden daha zordu bu kadar ifadesiz yüzleri resmetmek. Küçükken hayali ressam olmak olan ben için fazlasıyla etkileyiciydi bu tablolar. Şimdiki ben için fazlasıyla etkileyiciydi bu adamın tarzı.
"Siz çok hayal kurar mısınız Doktor?"
Dizime değen bacağını çektiğinde hissettiğim soğuk beni hüzünlendirse de, aynı benim gibi oturarak daha çok yakınlaştığında memnun oldum.
"Pek değil." diye kısa ve öz bir cevap verdi.
"Ben çok hayal kurarım Doktor. Hayallerim çoğunlukla gerçekleşmez, canımı yakar ama yinede düşlemekten vazgeçmem."
Nedense gülümsedi. Güleceği hiçbir şey söylememiştim oysaki. Kırmızıya çalan dudaklarına kaydı gözlerim. Boş gülüyordu ama gülüyordu sonuçta.
"Neden gülüyorsunuz?"
"Benimle ilgili de bir hayal kurdun mu Jeon?" diye sordu hala gülüşü yüzündeyken. Atılgan biriydim. Yalan söylemeyen aklına geleni ilk saniyede uygulayan ve söyleyen. Anı yaşayan biriydim geleceğin kaygısını düşünmeden.
"Sizin bana bir öpücük bahşettiğinizi düşlemiş olabilirim Doktor. Belki uçuk ama etkileyici."
Gülüşü büyüdü. Ağzı kocaman bir kare şeklini aldığında gülümsedim. Gülüşü güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STIGMA ⁷ Taekook
Fanfiction"Antik Yunanlılar'ın bir inancı varmış." Elleriyle oynamaya başladı. Masum. "Onlara göre, kuğular hayatları boyunca şarkı söyleseler de en güzel şarkılarını ölümlerinden hemen öncesine saklarlarmış." Aynı masumlukla yüzüme baktı. O masum bakışların...