Your Eyes Tell our story.
~
Eskiden bir rüya görmüştüm. Biri vardı. Rüyamda dahil asla yüzünü görmediğim ama yine rüyamda bile gördükçe acıyla sevgiyi aynı anda hissettiğim biri.
İlkbahar havasıyla kaplı kırlarda dolaşıp çimlere yatıyorduk. Koşturuyorduk, gülüyorduk. Sarılıyorduk sürekli. Boynumdan öpüyordu mesela.
Kısa sürdü.
Hemen uyandım o güzel rüyadan. Sonunda onun uçurumdan düşen bedenini görmemle uyandım. Rüyaydı alt tarafı ama hissettiğim acının tarifi yoktu.
Uyandığımda yanımda olsun da acıyan kalbimi sarsın istedim. Sorun onun sadece rüyamda kalmasıydı.
Şimdi de deli olduğum adamın kucağındaydım. Alttan alttan bana bakıyordu. Şaşırmıştı yaptığım harekete. Gözlerine kısa bir bakış attım. Sonra tişörtünün ucundan çekiştirip üstünden çıkartmasını sağladım. Hala kanayan yarası ortaya çıktı. Eğilip göbeğinin hemen üstüne uzun bir öpücük kondurdum. Kanla karışan o güzelim kokusunu çektim içime.
Kafamı çok az kaldırıp gözlerine baktığımda çoktan kudurmak üzere olduğunu gördüm. Yarasını öptüğümden dolayı dudağıma bulaşan kanlara bakınca hiç de yavaş olmayan hareketlerle yerlerimizi değiştirdi. Şimdi üstten üstten bakıp alt bedenime baskı uyguluyordu.
Benim yaptığım gibi tişörtümü üzerimden çıkarttı. Sarılı olmayan yaramı görünce kaşlarını çatarak baktı yüzüme. Omuz silktim.
"Çok acıyordu." Elimi dağınık saçlarına atıp parmaklarımı arasından geçirdim. "Ben de tekrar sar istedim."
Şu an düşündüğü en son şey pansuman yapıp yaramı sarmak olmalıydı. Yani, kesiklerin üstünü emmeye başladığı an böyle olduğunu düşündüm.
O an aldığım hazla gözlerimi yumdum. Bedenim benden izinsiz geriliyordu. Bedenim hareket ettikçe temasımız ve onun alt tarafıma olan baskısı artıyordu. Tüm gövdemi dudaklarıyla tavaf ettikten sonra durdu. Gözlerimi açmadım ama sonra kirpiklerime narince değen parmaklarını hissettim. Sonra kapalı gözümün üstüne kondurduğu öpücüğü hissettim. Yine durmadı ve dudaklarımızı birleştirdi.
İlk başta narin başlayan öpücüğü hızlandı. Diliyle dudaklarıma baskı uygulayarak ağzımı açmamı sağladı. Evin için soğuktu, üstümüz çıplaktı ama üşümüyordum. Dudakları sıcacıktı.
Eli de dudaklarıyla eş zamanlı olarak pantolonun üzerinden erkekliğime geldiğinde sesli bir şekilde inledim. Zaten uyguladığı baskı yetmiyormuş gibi eli beni daha da zorluyordu. Belimi daha da kıvırarak eline yasladım kendimi. Olmasını istediğim budur belki?
Öpüşünü hiç bırakmadan gülümsedi yaptığım harekete. Üstüne biraz geri çekilmeye çalıştığında izin vermek istemedim. Ben de alt dudağını sertçe ısırdım. O an öyle bir inledi ki ağzımın içine, tanrı şahidimdir hayatımda hiç bu kadar güzel bir ses duymamıştım. O boğuk, kalın, içten sesi tam şu an orgazm olmama sebep olacak gibiydi.
"Bu sefer çok hızlısın Jeon." Çevik bir hareketle üstümden kalkıp pantolonunu çıkarttı. Bana hızlı diyene bir bakın. Benim daha düğmesini çözmeye uğraştığım pantolonumu çekiştirdi. Sonunda ikimiz de tamamen çıplak kaldığımızda başını yana yatırıp öylece baktı bana.
"Şu görüntünden daha güzel bir şey görmediğime eminim." Yavaş yavaş yatağa çıktı. "Sikmişim deniz manzarasını."
"O bana muhtaç ama haz dolu bakışların var ya Jeon, başka hiçbir zaman bu kadar kirli bakamıyor o güzel gözlerin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STIGMA ⁷ Taekook
Fanfiction"Antik Yunanlılar'ın bir inancı varmış." Elleriyle oynamaya başladı. Masum. "Onlara göre, kuğular hayatları boyunca şarkı söyleseler de en güzel şarkılarını ölümlerinden hemen öncesine saklarlarmış." Aynı masumlukla yüzüme baktı. O masum bakışların...