Akşam yemeğinden 1 hafta önce
Bilirsiniz,hayat bazen hiç anlamadığınız şekilde yokuş aşağı gider ve sanki Tanrı yokuşun başından taş yuvarlıyor gibi olaylar geçerdi üzerimizden. Eziliyorduk ama yine de yokuş aşağı tabana kuvvet son hızla koşuyorduk. Bu yokuştan kah koşup kah yuvarlanırken,bir ele tutundum birden bire. Sımsıkı bir ele.
Hoseok gözlerini üzerimden ayırmadan etrafımda dolanıyor ve bütün vücudumdan alevler çıkarken havada süzülmemi izliyordu.
"Aferim Yoongi,gün geçtikçe güçleniyorsun." El çırpıp aşağıya inmemi işaret ettiğinde süzülerek ayaklarımı toprağa temas ettirdim.
"Yukarıdayken nasıl hissediyorsun?"
Dudaklarımı büzüp dövmeli kolumu kaşıdım. "Yoğun?" derken yanındaki sandalyeye oturuyordum. "Nasıl anlatırım bilmiyorum ama yer çekimini hissetmiyorum artık. Ayrıca sıcaklığı vücuduma orantılı bir şekilde dağıtabiliyorum." Kafasını sallayıp bunları not ederken gülümsedi.
"Geçen sefer gaz kaçırdığın için yere düştüğünü göz önünde bulundurursak,oldukça iyiydin!" Dalga geçiyordu ve paçasını tutuşturma isteğim o kadar yoğundu ki. Kaşlarımı çatıp suratına baktığımda daha geniş gülümseyip eşyalarını topladı ve araba anahtarlarını aldı. Bir taraftan da dudaklarında bir ıslık vardı. Üzerime deri ceketimi geçirip peşinden yürüdüm. Spor arabasına doğru adımlıyorken arkasını dönüp birden önümde durdu.
"Bana güveniyorsun,değil mi?.." kaşlarını kaldırarak sorduğu soruyla şaşkına dönmüştüm. Elbette Hoseok'a güveniyordum. Annem ve kardeşimden sonra onun varlığıydı beni bu kadar uzun süre ayakta tutan. Bunu sorması sinirlendirmişti beni aslında. Biliyordu zaten,neden sorguluyordu?
"Yoongi?"
"Evet Hoseok,güveniyorum. Bunu zaten biliyorsun. Neden soruyorsun?" Gülümseyip gözlerini etrafımızdaki boş arazide gezdirdi ve tekrar bana baktı.
"Tanışman gereken birkaç kişi var."
🔥
Pekala,tanışmam gereken gerçekten birçok kişi varmış. Öncelikle buna katılıyorum lakin bulunduğum ortamın sessizliği sinirlerimi bozup beni sırılsıklam terletirken rahat olmamı isteyen Hoseok,bunu benden bekleyemezdi. Özellikle adının Taehyung olduğunu söyleyen uzun saçlı esmer çocuğun gözleri üzerimdeyken... Asla.
"Ben çok gerildim,birileri konuşabilir mi artık?" Jungkook(?) adındaki çocuk ensesini kaşırken şakayla karışık bir sesle ortaya konuşmuştu lakin herkesin ciddi suratı ortamı yumuşatma çabalarını sonuçsuz bırakmıştı.
"Herkesle tanıştığımı düşünüyorum ama neden tanışmam gerektiğini anlamıyorum. Hoseok?.." Hoseok kafasını kaldırıp gözlerini üzerime dikti. "Neden buradayım?" Ağzını tam açacakken Seokjin elini omzuma atıp sıktı ve elindeki dosyaları kucağıma bıraktı.
"Bunları inceleyerek yanıtlar almaya başlayabilirsin." Kucağımdaki dosyalara göz atarken kırmızı kapaklı olanda bulunan fotoğrafımla ellerim hareket etmeyi bıraktı ve bilgileri okumaya başladım. Bunlar Hoseok'un her gün hakkımda not aldığı gelişim çizelgeleriydi. Güçlerimin ne kadar geliştiğiyle alakalı bir çok grafik vardı.
"Bunlar neden burada?"
"Diğerlerini aç hadi." Jungkook sabırsız bir sesle mırıldandığında beyaz dosyayı elime aldım. İlk sayfada Jungkook'un resmi yer alıyordu. Benimkiyle aynı olan grafiklerin tek farkı 'hava' ölçümlerinin yer almasıydı. Sonunda çaktığım bir şeyler üzerine ilk safyafı tekrar açtım. Jungkook'un bulundurduğu element havaydı. Jungkook havayı kontrol edebiliyordu ve bu da onun takip çizelgesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rise [bts.(vk.ym + j.n.h)]
Fanfiction"Yoongi az önce Jungkook'un poposunu aleve verdi. Her şey gayet normal. Tamam."