Ya Bakugou ailesinin tek çocuğu olmasaydı? İşler nasıldı olurdu?
Kitap Kacchoco içeriyor. Sevmiyorsanız ve kötü yorumlar yapacaksanız okumayın😊
Edit: Arkadaşlar, ben neden Kacchoco shiplediğimi anlıyorum çok şükür. Sizin anlamanıza gerek yok, bu ko...
Bakugou Uraraka'yı bir akşam yemeğine çıkartmıştı. Bakugou için sıradan bir gündü ama Uraraka bu günü el ele tutuşma yıl dönümleri olarak anıyordu. Çift, uyumlu kıyafetler giymişti ve görenleri hayran bırakıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bakugou gerilmişti. Etrafta bir sürü insan olması bunu kolaylaştırmıyordu. Sonunda sakin bir yere gitmeye karar verdi. Şehrin tamamını görebildiğin bir tepeye doğru yola çıktılar.
"Eh, ayakkabılar ne zamandan beri bu kadar pahallı?"
"Geçen yıl %25 zam geldi. Hepsi şu ayakkabı suçlusu yüzünden! Adamın ayakkabılarla kötü bir anısı var herhalde. Yoksa neden bütün ayakkabıları yok edip fabrikalarını yaksın ki?"
"Evet, hatırlıyorum. İnatla ayakkabı giymeyip ayağına bir şey batınca yakalığımız adam değil mi?"
"Evet o! Ne kadar çok uyarmıştık oysaki"
"Bir ara ayağına poşet geçirmemiş miydi o?"
"Hahaha, evet!"
Bir sessizlik oldu. İkiside garip hissediyordu. Sanki yeni çıkmaya başlamışlardı.
"Şey, ayakkabı acıtırsa kendini uçurabilirsin. Ben elinden tutarım. Hem bana çok güzel bir manzara göstermiş olursun" Bakugou sırıttı.
"Bundan emin misin Kacchan? O manzarayı diğerleri de görmesin"
"Tamam kabul ediyorum, kötü bir fikirdi. Ve bana bir daha Kacchan deme"
Bakugou Uraraka'ya baktı. Cebinden küçük bir kutu çıkardı. "Uraraka Ochako" Kutuyu yavaşça açarak tek dizinin üzerine indi.
"Bakugou Ochako olur musun?"
Uraraka hiç düşünmeden cevap verdi.
"Hayır"
"Ha?!"
Uraraka da cebinden çıkardığı küçük kutuyu yavaşça açarak tek dizinin üzerine indi.
"Sen Bakugou Katsuki, Uraraka Katsuki ol"
"NE?!" Bakugou hızlıca ayağa kalktı. Ardından Uraraka'yı da kaldırdı. "Deli misin?! Uraraka Katsuki ne be! Sen benim soyadımı alacaksın!"
"Pardon? Şaka mısın sen? Bende gurur denen şeyden var! Hem istesem seni ***********"
"O nasıl bir sebep?! Bende gurur yok mu?! Oradan hıyar gibi mi duruyorum?!"
"Hayır, buradan öfke sorunu olan bir hıyar gibi duruyorsun!"
"Bakugou Ochako!"
"Uraraka Katsuki!"
"Bakugou Ochako!"
"Uraraka Katsuki!"
"BAKUGOU OCHAKO!"
"URARAKA KATSUKİ!"
"SENİ!!!!"
"ASIL BEN SENİ!!!!"
On dakikalık bir didişme sürecinden sonra. Takside birlikte eve giderken Uraraka konuştu. "Bakugou Uraraka Ochako olur"
Bakugou kısık bir sesle cevap verdi. "Uraraka Bakugou Katsuki kulağa pek de kötü gelmiyor"
"Anlaştık o zaman"
"Evet anlaştık"
"Evlenecek miyiz yani?"
"Evet. Sanırım"
"Güzel"
"Aynen"
Taksi şoförü arkasını döndü. "Sonunda!"
Bakugou ve Uraraka aynanda bağırdı. "SEN İŞİNE BAK MİNETA!"
*flashback*
Naomi ve Bakugou yüzük almak için dışarı çıkmışlardı. Bakugou uzun zamandır bunun için para biriktiriyordu. Uraraka evlilik teklifini kabul ederse evlenecekleri yeri, balaylarını, çocuklarını, çocuklarının gideceği okulları, eşlerini, torunlarını düşünmeden edemiyordu.
"Nii-chan, şuraya bak!"
Bakugou Naomi'nin gösterdiği vitrindeki yüzüğe baktı. Yüzük oldukça zarifti. Minik taşlarda kaplı bir sonsuzluk işareti vardı. Yüzüğün alta gelen kısmı isim ve ya isimler yazmak için ideal genişlikteydi. Fiyatı biraz fazlaydı ama Bakugou umursamıyordu. Yüzüğü gördüğü an Uraraka aklına gelmişti. Taşlar kadar parlak gülümsemesi, en karanlık anda bile pozitif düşünmesi ile onunla olduğu zamanlar sanki sonsuzluğun içindeymiş gibi hissettirmesi Bakugou'nun yüzüğü alması içinden pek çok nedenden sadece birkaç tanesiydi.
.
.
.
.
.
Wowie yeni bölüm!!!
Plot twist yapsam mı yapmasam mı bilmiyorum. Hikaye iyi mi bitse yok şoklu mu bitse?