Medya: SURAN - Winter Bird
FINALBeni mutlu eden bir insanın varolduğunu hiç düşünmezdim. Beni ne ailem ne de arkadaşlarım mutlu edebilmişti. Ailem bana sevgi yerine sınavlarıma çalışmam için baskı uygulamış, arkadaşlarım ise beni insan yerine koymamıştı. Kardeşime gelirsem..beni her seferinde aileme şikayet ederdi, sırf kendini haklı çıkartmak için.
Şu birkaç gün içinde hayatımın düzeni değişmişti. Bana arkadaş ve aile olan bir insan karşıma çıkagelmişti. İlk defa o masada o arkadaş sıfatı kondurduydum insanların yanında bir insanın yanımda olduğunu hissettim. Güvenini, sevgisini ve sıcak elini.
O insan herkesten farklıydı. Sıcak bir kalbi ve göz alıcı bir gülümsemesi vardı. Gözleri her seferinde o kadar derinden bakıyordu ki. İşte ben o derinlikte resmen kayboluyordum.
Şimdi ise o gözler, o gülüş, o sıcacık eller ve o kalp bana aitti. Alev gibi dudakları dudağıma değdiğinde kendimi farklı duygular içerisinde hissediyordum. Tarifsizdi.
Her daim yanında hissedeceğim bir sevgilim vardı.
Sevdiğim adam beni sevgisiyle kollarının altında sarıp sarmalıyor, doyasıya öpüyordu. Bir şey diyeyim mi?
Bu adam aç ayının teki..doymak nedir bilmiyor.
Kafasına vurarak kendimi ondan ayırdım ve bir koşu masaya oturdum. Garson kıyafetleriyle kaşları çatık bir şekilde masama gelen sevimli tavşana baktım. Sinirli rolü bile yapamıyordu.
Kollarımı göğsümde birleştirip dikleşerek ona çevirdim başımı.
"Sipariş alacak mısınız, bayım?"
Pis pis sırıtıyordum. Onu bu hallerde görmek hoşuma gitmeye başlamıştı.
"Siparişiniz nedir, küçük hanım?"
Ah, sanırım cidden sinirlenmeye başlamıştı. Dilini ağzının kenarına getirip yanağını şişirmiş, başını yana eğerek dik dik bakıyordu. Korkunç gözüküyordu.
Korktuğumu belli etmemek adına tatlı gülümsememi ona sunmuş ardından siparişimi söylemiştim.
"Ben sadece bir adet tatlı olarak Junggoo istiyorum."
Daha sonra ise dudağımı büzmüş bir şekilde üzgünce ona bakıyordum.
Elindeki kare defteri önlüğünün önündeki büyük cebe atıp boğazını temizledi. Ardından bana doğru vücudunu döndürüp iki elini yumruk yapıp omuz hizasına getirdi ve garip garip sesler çıkararak bir şeyler mırıldandı.
"Alkong~ Dalkong~ Tatlı Junggoo Küçük Yerim'i seviyor."
Gözlerim daha demin neye şahit olmuştu böyle? Jungkook aegyo mu yapmıştı? Bazı insanlar aegyo yaparken komik olurdu fakat bu..çok sevimliydi.
Yanaklarım utanmamla hafif al al olurken o da en sonunda burnumu sıkıp bize bakan insanlara aldırış etmeden kasanın olduğu yere gitmişti. İmrenilecek kadar tatlı bir ilişkimizin olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Birkaç dakika sonra bana ananaslı dondurma getirip önüme koymuştu. Karşıma oturup ellerini yanağına koydu ve yüzümü incelemeye başladı. Yüzümü incelediğini fark etmem ile kafamı ananaslı dondurmaya çevirip kaşıklamaya başlamıştım.