9

1.4K 112 142
                                    

Saçma sapan bir günün ardından mahvolmuş bir şekilde uyanmıştım.
Kendime gelmem için bir süre beklemem gerekmişti.

Üzerime baktığımda dünkü kıyafetlerimin olmadığını, başka bir tişört giydiğimi fark etmiştim.
Giydiğim zaman cebelleşmiş olmalıydım ki kolumu tişörtün yakasından geçirmiştim. Bu tuhaf hâlime gülüp kolumu olması gereken yere koydum.

Başımın ağrısı düzgün bir şekilde düşünmemi engelliyordu. Gözlerimi ovuşturmak için ellerimi götürdüğümde gözlerimin ağlamaktan şişmiş olduğunu fark ettim.

Şimdi her şeyin farkına varıyordum. Dün yaşadığım her şeyden sonra ağlayarak Jeno ile açık bir market bulmuştuk. Sonra da adını bile duymadığımız siyah renkli bir saç boyası almıştık.

Onun evine geldiğimizde Jeno saçımı boyamıştı. Sarhoşluktan ne yaptığını fark etmediği için saçımın son hâlinden çok korkuyordum.

O saçımı boyarken yaşadığım şokla gülüyor ve arada da ağlıyordum.

Saçma boyama işlemi bittikten sonra Jeno koltuğun köşesinde uyuya kalmıştı. Onu odasına kadar sürüklemek zorunda kalmıştım.

Yatağının üzerine onu bırakıp gidecekken bileğimden tutmuştu ve belli belirsiz mırıldanmıştı. Ne tepki vereceğimi bilemeden yanına uzanmıştım.

Kendimi diken üzerinde gibi hissediyordum. Gözlerimden uyku akıyordu ama onu izlemek için direniyordum.

Benim kadar olmasa da o da yorulmuştu. Her şeyden... Kendini suçlu hissettiğini anlayabiliyordum.
Sonrasında ise daha fazla dayanamamıştım. Uykuya dalıp, onu izlemeyi bırakmıştım.

Şimdi ise onun kocaman yatağında oturuyordum. Onu görememiştim. Endişeyle yatağından kalktığımda bastığım şeyle çığlık attım.

Jeno yerde yüzüstü yatıyordu. Dün tişörtü yırtıldığı için hiçbir şey giymeden yatmıştı.

Ayağım onun sırtına değdiği anda geri çekmiştim. Fakat biraz fazla sert basmış olmalıyım ki Jeno acıyla inleyip yerinden doğrulmaya çalıştı.

"Ne oluyor?! Sırtımdan ne istiyorsun?"

Yerde biraz yuvarlandıktan sonra uykulu bir şekilde yüzüme baktı.

"Sen kimsin ve Jaemin'e ne yaptın?"

Gözlerini ovuşturup, biraz daha yaklaşıp baktığında neler olduğunu idrak etmeye çalışıyordum.

Lanet olsun, iğrenç görünüyor olmalıydım. Tabii ki, sen o kadar sarhoş ol sonra da Jeno'ya saçını boyat... Bir de göremeyene kadar ağla, nasıl iyi gözükmeyi bekliyordum ki?

Utançla yüzümü eğdiğimde Jeno'nun kıkırdayışını duydum. İlk önce ona bakmayı reddettim. Ama iyice dibime girdiğinde bunu yapmak zor oldu.

Hâlâ yere bakıyordum ama o kafamın hemen altından bana bakıyordu.
Çok yakınımda olmasını dert etmedim. Ellerini çeneme yerleştirip kafamı biraz kaldırdığında gözlerimi kaçırmak zorunda kaldım.

Bu haksızlıktı. Her zaman harika gözükmesi çok acımasızcaydı.

Ellerini bu sefer saçlarımdan geçirdiğinde nefesimi tuttum. Bu çocuk beni öldürmek istiyordu cidden. Gözlerimin içine bakmaya devam ettiğinde nefes almak için kendimi zorladım.

"Ne var, çok mu kötü olmuş?"

Sessizce sorduğumda şaşırmıştı. Gülüşü tekrar ortaya çıktığında onun ellerinden kurtulup aynaya doğru ilerledim.

there you are | nomin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin