BEN ATEŞ ÇİÇEĞİ (RAFTA)

Adsız Bölüm 15

İster istemez aklı dün geceki konuşmaya gitmiş, Kerim'le geldikleri bu durum için üzülmüştü. Ona kendini anlatamadığına emindi. Nasıl anlatabilirdi? Diyebilir miydi benim kalbim kayıpları olan, yorgun, umutları dağılmış bir kalp diye. Diyemiyordu işte. Yine de her şeye rağmen bir gün Kerim'in onu anlamasını ve arkadaşlıklarına kaldığı yerden devam edebilmeyi diledi içinden.Ruhunu özgür bırakalı çok olmuştu. Yetiştirmek istediği bir sürü çiçeği, bitiremediği okulundan öğrendikleriyle korumak istediği bir sürü hayvan vardı yapacakları arasında. Ne Kerim'e nede babasından başka birine ayırabileceği arkadaşlık kontenjanından başka bir şeyi yoktu şimdilik.Düşüncelerini netleştirdikten sonra babası kalkmadan önce doğruca mutfağa geçti. Usta olmasa da yemek yapmayı her zaman çokça sevmişti. Her sabah farklı tatlardan oluşan bir kahvaltı hazırlamak annesinden edindiği bir alışkanlıktı. Babasından önce kalkıp ondan önce iş yerini açmak ise son günlerde edindiği diğer alışkanlıklarından birini oluşturuyordu artık.Anahtarı çevirerek şimdilerde kocaman bir çiçek evi haline dönüşmüş dükkânlarının içine girmişti. Her gün çiçeklerin dünyasına uzanan bir yolcuğu çıkacak olması ise kapıdan girdiğinde fark ettiği ilk şey olmuştu. Arka taraftaki sera aklına geldiğindeyse sipariş ettiği tohumları ekmek için sabırsızlanıyordu adeta."Kızım, benim emektarımı büyüttün bir saray yaptın ama bu kadar büyük bir yerin üstesinden ikimiz nasıl gelebiliriz?""Merak etme babacım, ben onu da düşündüm."İşleri bir hayli açılmıştı. Sürekli aldıkları siparişler çalışacak kişilere ihtiyaç duyulmasına neden olmuştu. Bunun için öncelikli olarak ihtiyaç sahibi gençleri düşünüyordu Gülizar. Zira okurken aynı zamanda çalışmak zorunda olan gençler olduğuna çokça şahit olmuştu. Bunun içinde görüşmelere çoktan başlamıştı. Yaptığı birkaç görüşmenin ardından da tekrar saksılarının başına dönmüştü."Ne gerek var şimdi?""Nasıl ne gerek var? Kızın doğum gününe gitmedin, hiç olmasa çiçek gönder de gönlünü al. Unutma ki Nilay senin nişanlın sayılır.""Ah Mert, sen de başladın babam gibi.""Yapma Altuğ, biliyorsun o kız sana aşık!""Ne aşkı dostum, hem ben aşk gibi saçmalıklara inanmam, sende bunu biliyorsun!"Hem önündeki saksıların süsleriyle ilgileniyor hem de ister istemez içeri girenlerin sözlerine kulak misafiri oluyordu Gülizar.Hallerine bakılırsa daha önce onları gördüğünü hiç anımsamıyordu.İçinden "aşk saçmalık falan değil dünyanın en güzel şeyi" diye yüzlerine haykırmak istedi bir anda. Lakin neden böyle öfkelendiğine de bir anlam veremiyordu. Tamam, aşkı birebir yaşamamıştı ama filmlerde gördüğü yakışıklı aktörlere çokça aşık olmuştu neticede. Ya da bütün filmlerin, bütün kitapların konusu olan bir şeye laf edildiği için miydi öfkesi?İnanıyordu işte. Tüm saf duygularını kuşanarak inanıyordu yine de. Bir yerlere gizlense de aşk hep vardı. Yaratılışımızın aslı aşkken onun olmadığını düşünen insanların varlığıydı belki de sebebi. Yüzünü tam göremediği koyu renk saçlı güneş gözlüklü olanı çoktan dışarıya çıkıp lüks cipine binmişti. Daha fazla dayanamayarak ayağa kalkıp isminin Mert olduğunu öğrendiği kumral,mavi gözlü olanının yanına kadar geldi Gülizar."Bunun adı neydi, gayet güzel gözüküyor da?""Neden soruyorsunuz?""Anlamadım, burası çiçekçi değil mi, nesi tuhaf sorumun?""Anlamadıysanız daha açık konuşayım o zaman. Biz çiçekleri insanların duygularını aldatmak için satmıyoruz."Tek kaşını kaldırdı Mert. Hemen sonrasında da ellerini kot pantolonun ön ceplerine sokarak gülümsedi."Ah, siz arkadaşımın densizliğine bakmayın. Aslında öyle biri değildir. Neyse siz yine de bana şu beyaz olanını hazırlarsanız minnettar kalırım."İşaret ettiği beyaz bir orkideydi. Yani tam hatasını tela ettirmek isteyenlerin sipariş edebileceği bir seçim diye düşündü Gülizar.Gözleri ise arabanın içinde oturmakta olan esmer olanındaydı. Ne var ki öfkelenmişti işte bir kere. Başıyla arabayı işaret edip içinde tutamadıklarını sabırsızca dökme gereği duydu."Söyleyin arkadaşınıza, hisleri olmayanlara satacak çiçeğimiz yok bizim. Hele de birinin duygularıyla oynamak için."