İlk Karşılaşma

26 2 1
                                    

     Aslında bu sadece benim için bir başlangıçtı. Kimseye güvenmezdim, sevmezdim hiç kimseyi. Ama bir gün onu gördüm. Gülümsemesiyle içimi ısıtan, bakışıyla kalp ritimlerimi hızlandıran mucizemi...
     Anlatmak gerekirse her şeyi, en baştan başlamam lazım. Onu ilk gördüğümde pek bir şey olmamıştı. Ne adını biliyordum ne de sınıfını. Sorun değildi ya benim için zamanla öğrenirdim nasıl olsa. İşte o gün gerçekten görmüştüm onu. Bakmamıştım sadece görmüştüm de. Üstünde açık mavi tişört, siyah pantolon, siyah beyaz bir ayakkabı vardı. İnsanın içini ısıtan gülümsemesiyle gözlerinin içi de gülüyordu adeta. Konuşarak iniyordu merdivenlerden. Neşe saçıyordu etrafına.
     Gün geçtikçe onu gördükçe kıpır kıpır oluyordu yüreğim. Nereye giderse oraya gidiyordum resmen. Sürekli karşılaşmalarımızın sebebi asla bir tesadüf değildi. Onu görebilmek için her şeyi yapabileceğimi anlamıştım artık.
Edebiyat odasındaydım bir şeyler yazıyordum. Oraya gelip okuduğu şiiri dinlemek beni mutlu etmişti. Sesinde huzur vardı adeta. Sesini dinlemeyi seviyordum.
     Karşılaşmalarımız boyunca bakabildim sadece. Tek kelime edemedim, edemezdim. Konuşamazdım ki ben onun karşısında elim ayağım birbirine karışır, dilim tutulurdu. Ama bu böyle olmamalıydı, olamazdı. Hiçbir şeyi bilmiyor öyle devam ediyordu. Öğrenmeliydi belki de ona olan hislerimi. Nasıl yapacaktım bunu? Aşka inanmayan kimseye güvenmeyen ben sevmiştim. Her şeye rağmen çok sevmiştim. Güveni aşk konusundan değil de başka konulardan aşk yüzünden kırılan bir insan nasıl inanırdı ki aşka? Söylersem ne olacaktı? Doğru kişi o muydu benim için? Beni inandırabilir miydi aşka? Kafamda bir sürü cevapsız soru vardı ama bu soruları cevaplandırmak bu kadar zor olmamalıydı.
Sanırım aşka inanmaya başlıyordum ama gerçek aşka mı inanıyordum yoksa olmayan aşk mı orası muamma.

İmkansızımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin