Multimedia'da Zeynep var. Buraya koyamıyorum ama hikayenin tanıtım videosu Youtube'da var. Adı: Katil Miyim Şimdi (Wattpad Hikayesi)...
######
Kıza Miray Sönmez olduğumu onaylar bakışlar attım. O da "Bu üniversite'ye mi geleceksin artık?" diye sordu. Onayladım. "Sana etrafı gezdireyim" dedi. Mutlu görünüyordu. Kıramayıp kabul ettim. Bir 10 metre yürüdükten sonra anlatmaya başladı "Ben Zeynep. Tiyatro bölümü öğrencisiyim. Sanırım sende tiyatro bölümü için geldin. Bu şehirdeki en iyi tiyatro bölümü bizim okuldadır. O kadar çok istek var ki neredeyse beni bile almıyorlardı ama ne kadar şanslıyım değil mi? Evet kesinlikle çok şanslıyım ayrıca harika bir espiri anlayışım vardır. İstersen sana bir ara yaparım. Bu okulda uzak durman gereken iki şey var; Biri kantindeki yemekler, diğerini ise zamanla göreceksin." Böylesine kısa sürede bu kadar hızlı konuşmuştu. Hem soru soruyor hem kendi cevaplıyordu. Bütün konuşması boyunca onu ağzım açık izledim.
###
Kütüphaneye vardığımızda içeride nereden baksan 15-20 kişi vardı. Hepsi de çalışıyordu. Amaçları neydi? Şuan eğlenmek için en uygun yaştalardı. Soru çözmek yerine gezmeleri gerekirdi.
Zeynep'e "Başka bir yere gitsek olmaz mı?" diye sordum. Beni başıyla onayladıktan sonra kütüphaneden çıkıp bir koridora girdik. Bu koridorun ucunda büyük bir kantin vardı. Kantine girdiğimizde Zeynep anlatmaya başladı. "Şu ileride gördüğün masa ineklerin masası ama genelde kütüphanede takıldıklarından buraya gelmiyorlar. Neden bu kadar çalışıyorlar anlamıyorum. Üniversite'de bile inekler ya. Şurada bizim oturduğumuz masa var. İlerideki platformun üzerinde de genelde zengin çocukları ve popüler olduklarını düşünenler oturur. Bir de ş-" Zeynep'in sözünü kestim ve kantine girdiğimden beri gözüme takılan çocuğu işaret ederek "Peki o nereye ait?" Zeynep şaşkın bir bakış attıktan sonra " O eskiden platformda otururdu ama son birkaç gündür bütün arkadaşlarını kendinden uzaklaştırdı," dedi. Anlamayınca ona baktım, "Neden?" "Kimse sormadı ve kimse bilmiyor," dedi Zeynep. O sırada yürümeye başladım. Neden sormamışlardı ki. Yakın arkadaşım benden uzaklaşmaya çalışsa hep dibinde biter nedenini öğrenmeden yanından ayrılmazdım. Düşünceleri aklımdan kovarak gözümü kestirdiğim çocuğun yanına gittim. "Merhaba." Yüzünü kaldırma zahmetine bile girmedi. "Ne istiyorsun?" "Tanışmak?" Bakışları tüylerimi ürpertecek kadar korkutucuydu. Yine de yanına oturdum, bana bakmamakta ısrarcıydı. "Peki söyle bakalım 'çok bilmiş hanım', senin adın ne?" "Miray. Miray Sönmez." "Rüya Kapanı'nda oynayan sen misin?" "Burada sadece öğrenciyim." Sanırım ilgiyi üstüme çekebilmiştim. "Adını artık öğrenebilir miyim yoksa adsız mısın?" Göz devirdim. "Benim bir adım var." "Söyle o zaman." "Neden?" Cevap vermeyip kalktım ve çantamı sırtıma takarken onun ceketini yere düşürmüştüm. Uzanıp ceketini alırken cebinden bir fotoğraf düştü. Tam fotoğrafı alacaktım ki aniden elimden çekti. Kaşlarını çatmıştı, hemen arkasından omzuma çarpıp hızla kantinden çıktı. Acaba o fotoğraftaki kimdi?
##########Şimdiye kadar yazdığım en uzun bölüm bu oldu sanırım. Bunu yazmak için baya vakit harcadım umarım hoşunuza gider :).