NOT

BÖLÜM 37 - Bekleyen Kurtuluş

Thomas:

- Ne gelmiş?

- Boşver. Faturalardan biri işte. Hazır mısın seni okula götüreceğim.

- Evet. Hadi gidelim.

Baha onu okula bırakır. Daha sonra korkmasına gerek olmadığını düşünür. Mutlu bir şekilde eve gider. Gider gitmez kapısı çalar.

- Hayal? Ne işin var burada?

- Sana da geldi mi?

- Evet. Korkacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Kandırıyorlar.

- Ya gerçekse? Bak bizi çiplerle hayatta tuttular. Ya onları yok ederek öldürmeyi planlıyorlarsa?

- Olabilir. Bunu önlemenin bir yolu var mı?

- Tek bir yolu var ama o da çok zaman ister. Ayrıca çok zeki birinin yardımı lazım.

- Ne yapacaksın?

- Büyük ihtimalle bizde olan çipler onların kontrolü altında. Yeni bir çip geliştirebilirsek sorunu çözeriz.

- O çipleri nasıl yapacağız? Herhangi bir sorun yaşamamak için projeyi çalmıştım. Projesi var ama yapılandırma için gerçekten becerebilecek bir insana ihtiyacımız var. Bir de kobaya tabii.

- Kobay kolay ama zeki birini nasıl bulacağız?

Hayal ona imalı bir şekilde bakar.

- Hayır olmaz. O mu? Ben çağırmam Hayal.

- Sen çağırmalısın. Yoksa durumun ciddi olduğunu anlamaz.

- Peki. Umarım senin dediğin gibi bir tehlike vardır yoksa gittiğim için pişman olacağım.

- Hemen gitsen iyi olur. Ben de bu çipe sahip olan insanları araştıracağım. Çok fazla kişi yoksa onlara da yardım edebiliriz.

- Ne zamandan beri bu kadar iyi biri oldun?

- Teşekkür ederim canım.

Baha gider. Gittiği yer bir kumarhanedir. Birini arıyordur. Sonunda bulur.

- Bulut nasılsın?

- Vay Baha nasılsın?

- İyiyim. Sana sormama gerek yok. Gayet iyi görünüyorsun.

- Teşekkür ederim. Neyse buraya gelmenin sebebi ne?

- Çok önemli bir şey için yardımın gerek.

- Bir dakika.

Bulut ve Baha dışarı çıkarlar.

- Sen bir şey için benim yardımımı mı istiyorsun?

- Evet malesef. Durum ciddi olmasa istemezdim.

- Durumun ciddi olduğunu anladım zaten. Tamam neden ihtiyacın var bana?

Baha tüm durumu ona anlatır. Bulut endişelenir.

- Burada bekle ben çantamı alıp geliyorum.

Baha bekler. Bulut  içeri girip çantasını alır ve gelir.  Onun dışarı çıktığını görünce Rüya da peşine takılır. Dışarı çıkınca Baha'yı görür.

- Rüya sen de mi buradasın?

- Asıl sen neden buradasın?

- Uzun meseleler var. Bulut'a ihtiyacım vardı.

Rüya Bulut'un yanına gider.

- Tehlikeli mi peki?

- Hayır sen merak etme.