Geldiğim yer çok gürültülüydü, aynı zamanda acayip kalabalık. Hiç sevmezdim...
Burak'a kızgındım; normal zamanda hiçbir şey unutmayan o, mutsuz bir anımda benim böyle bir yere gelmeme sebep olmuştu. Mutsuzluğumun nedeni kesinlikle Yusuf değildi, değil mi?
Lütfen o olmasın anne!
Sağ elimdeki gitar kutusunu diğer elime aktardıktan sonra gözümle sahneyi aradım: sanırım fazla zor olmayacaktı çünkü bütün insanların toplandığı yer sahne olmaya en uygundu.
1.66 boylu biri olarak kesinlikle kalabalığın üstünü göremiyordum.
Kıyıda kenarda bekleyip Burak'ı aramaya başladım, telefon çaldı çaldı kapandı. Gerizekalı...
Belki sahnededir?
Sahneye doğru ilerliyecekken biri omzumdan tutup çekti; "Burak için mi getirdin gitarı?"
Neşeli kahvemsi gözler acının ne olduğunu bilmez gibi... Karşımdaki kişide ilk dikkat çeken nokta burasıydı. Daha fazla süzmeden temastan kurtulmak adına geriye doğru gittim.
"Evet, eğer arkadaşıysanız verir misiniz?"
"Tabii ki! Kalacaksan senin için sahne önündeki yerlerden kapabilirim," dedi sevimli sevimli.
Burağı hiç sahnede izlememiştim ama uykum vardı ve sanırım sonra izleyebilirdim.
"Hayır kalmayacağım siz ona gitarı verirsiniz."Fazla soğuktum, farkındaydım ama insanların arasında olmayı sevmiyordum. Gitarı verip çıkışa doğru ilerlemeye başladım.
Girdiğim kapıdan çıkmak üzereyken Burağı gördüm; "Hayal!"
Yanında yere bakan biri vardı benim ismimi duyunca başını ışık hızına yakın bir şekilde kaldırdı. Ben de onunkiyle yarışır şekilde hızla Burak'a baktım "Gitarı birisine verdim," diyerek çıkışa yöneldim.
Burak arkamdan tekrar seslenince durdum.
"Yusuf sen bir bekle ben kız kardeşimle konuşup geliyorum," dediğini duydum. Sanki duymamı istermiş gibi susmuştu çünkü kalabalık...
Bir dakika Yusuf mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıkık-Texting
Short Story+0578*******:Biliyor musun 2 kelime ile terk etti beni (03:00) +0578*******:Meğerse umrunda bile değilmişim (03:44) +0578*******:Kaç kere ağladım ardından (03:55) +0578*******:Erkekler ağlamaz diyenlere inat (04:00) Hayal: Dostum kim olduğunu bile...