Jungkook uyandığında ilk olarak sağ tarafına baktı. Taehyung hâlâ bebek gibi tatlı bir şekilde uyuyordu.
Telefonunu alıp gelen bildirimlere baktı. Jimin'in attığı fotoğrafı görünce gözleri yuvasından fırlamış gibiydi çığlık atmamak için zor tutuyordu kendini. Taehyungla yan yana olduğu en güzel fotoğraf olabilirdi.O fotoğrafın güzelliğine bakarken Taehyung'un uyandığını farketti. Aceleyle telefonunu elinden bıraktı ve etrafı izliyormuş gibi davranmaya başladı. Taehyung uyku bandını çıkarttıktan sonra doğruldu ve Jungkook'a döndü. Uykulu gözlerle ve kalın sesiyle "Uyku bandını sen mi taktın?" demişti. Jungkook ciddi bir ifadeyle Taehyung'a döndü. Tek söylediği şey "Evet" di. Taehyung hafif bir tebessümle konuşmaya devam etti. "Neden taktın peki?"
Jungkook Taehyung bu uykulu ve tatlı hali karşısında onu sevmemek için kendini zor tutuyordu ama yine ciddiyetini bozmadan cevap vermişti. "Çok ışık var rahatsız olma rahat uyu diye"
Taehyung 32 dişini göstererek güldü. Jungkook karşısındaki bu manzara karşısında ciddiyetini bozmamak için zor duruyordu.
Taehyung gülümsemesini bozmadan konuşmaya devam etti. "Daha bugün telefonda bana rest çekiyordun. Şimdi beni düşünmüşsün. İlginç"
Jungkook Taehyung'un söyledikleriyle şoka uğramıştı. Taehyung ilk defa onun yaptığı bir şeyin farkına varmıştı. Jungkook aynı ciddiyetle konuşmaya devam etti. "Arkadaşımın iyiliğini düşünüyorum sonuçta arkadaşlar bugünler için. Değil mi Taehyung?"
Taehyung'un yüzündeki büyük gülümseme tebessüme dönüşmüştü. Tebessümle konuşmaya devam başladı. "Jungkook sen beni arkadaşın olarak görmüyor musun? Beni sevmiyor mu-""Sevgili Yolcularımız, Uçağımız 10 Dakika Sonra Fransa'ya İniş Yapacaktır"
Anons yapıldığı için Taehyung'un konuşması yarım kalmıştı. Jungkook ne soracağını bildiği için konuşmasına devam etmesin diye yerinden kalktı ve çantasını üst taraftan alıp sanki bişeyler alıyormuş gibi yapmaya başladı. Taehyung Jungkook'a baktıktan sonra o da çantasını karıştırmaya başlamıştı. Üstünü değiştirecekti. Yolculukları uzun süreceği için uçağa bindiğinde rahat kıyafetler giymişti. Çantasından gömleğini çıkarttı ve üstündeki sewatshirt'ü çıkarttı. Jungkook şokla Taehyung'a döndü. Taehyung'un kaslarına gözü takılmıştı. Hemen kendine geldi ve kafasını tersi yönde çevirdi. Taehyung üstünü giyindiğinde sert bir şekilde Taehyung'a döndü. "Ne yapıyorsun uçaktayız Taehyung"
Taehyung şaşkınca ona döndü. "Önümüzde ve yan tarafımızda kimse yok Jungkook. Hem olsa ne olacak ki?"
Jungkook kıskandığı için bu kadar sert davranmıştı. Taehyung'a kıskanıyorum diyemeyeceği için ne cevap vermesi gerektiğini bilmeden Taehyung'a bakıyordu. "B-bişey olmayacak" diyebildi sadece.
Uçak inişe geçtiğinde ikisi de susmuştu.10 Dakika Sonra
Valizlerini aldıktan sonra diğerlerini beklemeye başladılar. Jimin ve Yoongi valizlerini almış kol kola onlara doğru yürüyordu. Arkalarından Jin ve Namjoon el ele tutuşmuş şekilde geldiler. Ve Hoseok da arkalarından gelmişti. Hepsi bir araya geldikten sonra Havalimanından çıkmak üzere yürümeye başladılar. Havalimanının çıkış kapısına yakın bir yerde Hoseok hepsini durdurdu ve konuşmaya başladı. "Buraya hep beraber ayak bastığımız günü ölümsüzleştirmeyecek miyiz?"
Jimin tebessüm ederek Hoseok'a onay verdi. Diğerleri de onaylamıştı.
Hoseok telefonunu çıkarttı. Çekmeden önce hepsine bolca tebessüm etmelerini söyledi ve Fransa da ki ilk selfielerini çekildiler.—
hseok sizi bir gönderide etiketledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing Like Us •Taekook•
FanficJungkook: "Taehyung lütfen sana bişey olmasın... yoksa ben nefes alamam" Taehyung: "Jungkook keşke beni sevdiğini en başından söyleseydin.. çünkü be-" -There's Nothing Like Us Düz Yazı+Texting Yan Shipler; YOONMİN NAMJİN