Aras'ın Ağzından
Okul çıkışı eve yürürken ayağıma takılan
çakıl taşlarına vura vura bir ritim
tutturarak devam ediyorum yoluma. Belki
kulağa çılgınca gelecek ama ayağımla
vurduğum çakıl taşlarının canımı yakması
hoşuma gidiyor. Dünyanın bana vermesi
gereken cezayı ben kendime vermiş gibi
hissediyorum belki de. Ama insanın kendine
verdiği cezalar, cezalandırılmak
çerçevesinde değerlendirilir mi ; işte bu
tartışılır. Eve yaklaştıkça aklıma bir sürü anı
doluyor bir anda. Kafamı sağa sola
sallayarak düşüncelerimi zihnimden
uzaklaştırmaya çalışırken, dışardan ne
kadar salak gözüktüğümü fark etsem de bu
asla umrumda olmuyor. Şu an tek yapmam
gereken, geçmişteki Lina'yı zihnimden
atmak. Çünkü o gitti ve yerine gelense
küstah bir yabancı. Anahtarımı kilide
sokarken ellerimin titremesine mani
olamıyorum. Kapıyı açar açmaz yüzümü
hafif bir esinti yalayıp geçiyor. Yine o
tanıdık sessizlikle başbaşa kalıyorum kapı
rüzgarla çarpıp kapanınca. Odama doğru
adımlarımı atarken bir hışırtı duymamla
arkamı dönüyorum sanki sebebini
bulacakmışım gibi. Kapının zili çalınca içimi
bir ürperti kaplasa da bu, kapıyı açmama
engel olamıyor. Karşımdakini görünce bir
anlık duraksasam da çabuk toparlanıyorum
: Lina. İçeri gelmesini işaret eden bir el
hareketiyle beraber salona ilerliyorum.
Şu an sevgili Lina, beraber doğum günümü
kutladığımız evde ; tabi bu sefer eskisi
kadar mutlu da değiliz, masum da. Bir
koltuğa geçerek Lina'nın da en sevdiği
koltuğa, sallanan koltuğa, oturmasını
izliyorum. Yaşananlar bir film sahnesi kadar
planlı ama bir yandan da labirentte
kaybolmuşçasına ürkütücü. Lina, ne
yapacağını bilemez bir halde evi incelemeye
devam ediyor. Sanki zihnindeki evle, şu
anki ev arasındaki '7 farkı' bulma oyunu
oynuyor. "Evet, Lina?" diyerek odada kim
bilir kaç dakikadır süren sessizliği
bozuyorum. Gözlerini benimkilerin tam
içine dikerek "Hiç değişmemiş." diyor ve
sonradan ekliyor, "Ev hiç değişmemiş
demek istemiştim." Ben de anladığımı belli
eden bir ifadeyle kafamı sallamakla
yetiniyorum. Daha sonra birkaç defa
cümleye başlayacak gibi olup geri nefesini
içine çekiyor, sanki bir şeylerden tedirgin.
"Aras, ben bilmiyordum. Gerçekten seni
tanısaydım hiçbir şey şuanki gibi olmazdı."
derken sesi daha önce duymadığım bir tona
bürünüyor, bir yanım ona acısa da,
karşımdakini küstah bir yabancı olarak
hayal etmeye zorluyorum kendimi.
Zorlandığımı anlamışçasına yüzüne
anlayışlı bir ifade takınarak" Biliyorum,
hiçbir şey ve hiç kimse eskisi gibi değil ve
olamaz ama emin ol, bu elimizde olan bir
şey değil. Seni anlıyorum, hepimiz
değişimin birer parçasıyız. N'olur
birbirimizi tanımaya çalışalım Aras'cım.
"derken yüzünde masum Lina'nın izlerini
görür gibi oluyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜSTAH
Novela JuvenilLina...Yaptıklarıyla yapmayı düşündükleri arasında büyük farklar olanlardandı o.Yapmayı düşündükleri bir kediciğin düşünceleri kadar masumsa,yaptıkları da KÖTÜ bir üvey anneninkiler kadar acımasızcaydı.Çünkü o KÜSTAH'tı.