Bölüm -4-

49 8 13
                                    

Kaç ay geçti bilmiyorum. Zaman su misali, bazı ateşleri söndürüyor. Bazı ateşler de duruyor.
Benim ateşim sönmüş gibi yapıyor. Dolunay'ınki duruyor.

İkimiz de aslında alıştık. Birbirimize dağ olduk yaslanacak. Yangın evresini geride bıraktık. Daha çok Dolunay'ın yangın evresini bıraktık demeliyim.
Çünkü ben yangın evresinden ziyade dağıtma evresi geçirdim. Kaza'da geçirdiğim aylar şahit olsun. Çok da güzel dağıttım.
Yanlış anlamayın kendimi değil, Feridun'un paralarını.

Dolunay'ın havası değişsin diye cenazeden iki hafta kadar sonra gitmiş olduğumuz Milano'ya şimdi tekrar gidiyoruz. Okşan Ada da bizimle beraber seyahat ediyor bu arada.

Kocası biraz nasıl desem rahat bir insan. Asla Timuçin'i yargılamak için söylemiyorum. Ama ben olsam yerinde, Okşan Ada gibi hatunu öyle kızlarla her istediğinde Avrupalı erkeklerin arasına göndermem.

Modern, elit görüntüm altında kıskanç bir canavar yatıyor benim. Kimsenin haberi yok. Olamaz da içimde yaşatıyorum o canavarı. Henüz dışarı hiç çıkarmadım. Niyetim de yok.

Neyse ne diyordum. Benim jetteyiz. Yanımda kızlarım var. Akşamki defile için günü birlik gidiyoruz.
Alejandro akşamki defilesi için özel davette bulundu da.

Yanlış duymadınız. Ta kendisi. Alejandro Rossa. Ünlü modacı. Biz, yani en sevdiği müşterileri defileyi en önde izlesin diye özel davetiye bastırıp Türkiye'deki evlerine göndermiş. Tam bir centilmen, değil mi ama?
Davranışlarındaki zarafet onu başkalarına homoseksüel olarak gösterse de tam bir doğan o. En yırtıcısından.

Konudan sapmayayım ben. Defileyi izleyip eve döneceğiz. Kendimize de birkaç parça bir şey seçeceğiz tabi hiç şüpheniz olmasın. Bu sonbaharın yine en şık üçlüsü biz olacağız.

€€€

"Defile sonrası acaba Alejandro'yu yemeğe mi çıkartsaydık?" Diye soran Ada'yla birlikte kapatmış olduğum gözlerimi zarifçe kırpıştırarak açtım.

"Bella'da ayırdım bile yerimizi. Bir arkadaşını da getirecekmiş yanında." Diyerek göz kırptım beni dikkatle dinleyen Ada'ya.

"Sen harikasın, kızım. Kim olduğundan haberin var mı, peki?" Kaşlarımı yukarı kaldırdım.

"Arkadaşının kim olduğunu bilmiyorum ama Alejandro seninle tanıştırmak istiyor." Dediğimde Okşan Ada'nın turuncu rujlu dudakları o şeklini aldı.

"Ciddi misin? Ay şu an çok meraklandım. Podyuma konsantre olamam da görüyor musun? Nereden icabet etti acaba?" Diye dertlenmeye başladı canım arkadaşım.

"Alejandro seni tanıyor. Kesin belalı biridir. Nerede bela, Okşan orada." Dolunay'ın tespitiyle kahkaha attım. Okşan Ada kaşlarını çatarak bize baktı.

"Hiçte bile. Uğraşmayın benimle."

Dudaklarımı büzüp kafamı iki yana salladım.

"Ne demek hiçte bile." Dolunay'a kısa bir bakış atıp tekrar Ada'ya döndüm. "Emin misin? Birkaç örnekle anlatayım mı?"

"Ver bakalım bir örnek." Dedi meydan okurcasına.

"Vera Wang defilesi." Der demez Dolunay, Ada gözlerini devirdi.

"Vazgeçtim demeyin bana bir şey."

$$$

Vera Wang defilesindeyiz. Okşan Ada evleneli iki ay oluyor. Zaten o sürenin de bir buçuk ayını balayında geçirdi.

Ben dikkatle podyumdaki mankenleri izlerken Okşan Ada yanımda uflamaya başladı ama onu kaale almadım. Son manken de önümüzden geçtikten sonra tüm parçalar son bir kez gösterilmek için sırayla tekrar geçmeye başladı.

ŞENDULLLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin