kaplan tılsımlı kalem*

5.1K 360 28
                                    

Jeongguk odasından çıkarttığı kolileri kapının kenarına koyduktan sonra söylenerek üzerindeki tozları silkeledi.Sonunda okul sorunsuz bir şekilde bitmiş,yurt odasını boşaltıyordu.

Buraya geldiği ilk gün eşyalarını yerleştirirken hissettiği heyecanı hatırlayınca gülümsedi.Şimdi yine yepyeni bir döneme gireceği ve üniversiteli olacağı için heyecanlıydı ama bu seferki heyecanına hafif bir kırgınlık eşlik ediyordu çünkü aylardır kendisine kurduğu düzeni arkasında bırakmak zorundaydı.

Artık liseli olmadığı için mutluydu, daha da büyümüş olmak onu mutlu ediyordu ama bir yandan da bundan sonra daha fazla sorumluluk sahibi olacağı gerçeği onu korkutuyordu.

"Şunlar atılacak mı?" Jacksonun sorusu ile gözlerini yerdeki kutuya sabitledi.Bu kutu Jeongguk'un dünya üzerinde atmayı planlayacağı son şeydi.

"Ne-hayır." Hızlı adımlarla anı kutusunun yanına giderek dizlerinin üzerine çömeldi.Jackson omuz silkerek üst üste dizilmiş üç koliyi aldı ve odadan çıkardı.

Jeongguk önünde duran kutunun kapağını açtı.Liseye geldiğinden beri onun için anlamlı bulduğu her şey bu kutudaydı.Dışarıdan bakan birisi için ıvır zıvır dolu bir kutu olarak gözükebilirdi ama okula yeni geldiğinde ilk aldığı içecek kutusundan kulüp odasının Koç Choi'ye kaybettiğini söylediği ama saklamak için aldığı anahtarına kadar bir sürü eşya vardı.

Eşyalarının çoğunu topladığı için kutuyu karıştırmanın işini geciktirmeyeceğini düşündü ve içindekileri incelemeye başladı.

Gözüne çarpan ilk fotoğraf ile yüzünü bir sırıtış kapladı.

Taehyung ile ikisinin fotoğrafıydı.Onu içki içmeye götürdüğü gece çekinmişlerdi.O zamanlar şimdi oldukları gibi bir ilişkileri olmasa bile iyi anlaşıyorlardı.

Jeongguk kahkaha atarak kafasını geriye attığında sandalyeye çarpmasıyla tok bir ses çıktı.Bir yandan acı ile kafasını ovalarken diğer yandan daha da sesli kahkaha atıyorlardı.Çoktan kafayı bulmuş ikilinin dışarıdan görüntüsü komik bir o kadar endişe vericiydi çünkü esmer olan kafasını düz bile tutamıyorken yürüyerek otuz dakikalık mesafede olan okullarına ulaşmaları gerekiyordu.

Birkaç dakika sonra gülmeyi kestiler ve sanki az önce kahkahalara boğulanlar onlar değilmiş gibi çıt çıkarmadan oturdular.Jeongguk derin bir nefes alarak bardağı kafasına diktiğinde karşısından gelen ses ile kahkaha atmaya başladı.

Taehyung uyuyakalmıştı ve sabit tutmaya çalıştığı kafası masaya düşmüştü.Fakat kafasını hızla masaya vuran o değilmiş gibi boş şişelerin arasında uyumaya devam ediyordu.Jeongguk yarım kalan bardağını masaya bıraktı ve olduğu yerden kalkıp Taehyung'un yanına oturdu.

Taehyung yavaş nefes alış verişleri ile karşısında uyurken gülümseyerek onu izledi ve hafifçe yüzüne üfledi.Oğlan yüzünde hissettiği gıdıklanma hissi ile büzülmüş dudaklarını araladı.

"Geldik mi?" Jeongguk kıkırdadı ve "Geldik." diye mırıldanarak geriye yaslandı.

Jeongguk fotoğrafı kenara bırakarak sis bombası paketini eline aldığında gülmemek için dudağını dişledi.Bu Taehyung'un kulüp odasına atmayı planladığı bombalardan sadece biriydi.Şaka için yapılmış olsalar bile en az gerçekleri kadar kaos çıkarmaya yetiyordu.Kıkırdamaya devam ederken sis bombası paketini de yere bıraktı.

Bu sefer elinde bir kalem vardı.Taehyung'un kalemiydi ve ondan çalmıştı.Aslına bakarsanız kesinlikle kötü amaçlı bir çalma değildi.Sadece ona ait şeyleri saklamayı seviyordu diyebiliriz.Siyah ve sade uçlu kalemin tepesinde küçük tılsım gibi bir kaplan simgesi vardı.Jeongguk kaplancığı hafifçe okşayarak gülümsedi.

"Şu işe bakın ben de aylardır kalemimi arıyorum."Taehyung elleri ceplerinde kapıya omzuyla yaslanmış, Jeongguk'a gülerek bakıyordu.

Jeongguk'un gözleri yakalanmanın verdiği heyecan ile açılmıştı.Kalem ile oynamayı keserek ona baktı. "Söyleyecektim."

Taehyung ellerini cebinden çıkarmadan ona doğru adımladı. "Üniversite bittiğinde mi?" Sırıtarak Jeongguk'un yanına oturdu ve elindeki kalemi alıp parmakları arasında birkaç kez döndürdü.Kıkırdayarak kalemin üzerindeki kaplancık ile oynarken Jeongguk da gülümseyerek ona bakıyordu.

"Bu bana iyi şans getiriyordu." Jeongguk alt dudağını kemirirken Taehyung'un ona kalemi geri vermeyecek olmasından korkuyordu.Taehyung kalemi biraz daha inceleyip ona uzattı ve gülümsedi. "Sende kalabilir." Taehyung ona biraz daha yaklaşarak gülümsemesini genişletti.

"Artık bana şans getiren başka şeyler var." Yanağına hızlı ama yumuşak bir öpücük bırakarak geri çekildiğinde Jeongguk onun ani hareketi ile biraz afallamıştı.

Taehyung onun biraz daha büyüyen gözlerine ve 'o' şeklini almaya başlayan ağzına bakarak gülümsedi.Jeongguk da gülmeye başladığında hemen kollarını Taehyung'un boynuna dolayıp burnunu boynuna gömdü.

"Seni almaya gelmiştim." dedi Taehyung kollarını onun ince beline dolarken. "Hep beraber yemek yiyeceğiz." Jeongguk geri çekildi.

"Tamam ben şunları hemen toparlayayım sonra gidelim." Aceleyle yerinden kalkıp çıkardıklarını kutuya yerleştirdi ve kutuyu diğerlerinden ayrı bir yere ittirdi.İşi bittiğinde boşalmış odaya son bir kez baktı.

"Gidelim." Taehyung'un elini tutarak onu oturduğu yerden kaldırdı ve ikisi de çıktıktan sonra kapıyı kilitleyip anahtarı cebine attı.

**

finale son iki ühü 

Cheer Up for ClubHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin