Yazardan :
Rosé küçük bir kızken ailesi onunla hiç ilgilenmezdi.Çünkü Rosé 'nin anne ve babası çok ünlü bir holdingde yönetici olarak çalışıyordu ve Rosé doğduğundan beri onunla doğru düzgün ilgilenmiyorlardı.Bu nedenle Rosé' yi sürekli Büyükbabası ve büyükannesine bırakırlardı. Hatta Rosé büyükannesi ve Büyükbabası ile
yaşıyordu. Her şeyi onlarla beraber yapıyordu. Anne ve baba gibiydiler Rosé için. Büyükbabası Rosé ye bir balık aldı. Rosé bu balığa o kadar çok
bağlandı ki ... Balığının ismini Çiçi koydu. Turuncu ve parlak pulları olan
mükemmel bir balıktı. Büyükanne ve
Büyükbabası ona 6. Yaş gününde almışlardı bu balığı. O günden beri bu balık Rosé 'nin her şeyine şahit olmuştu. Anasınıfını ve ilk okulu bu balıkla beraber geçirmişlerdi resmen.
Annesi ile babası ise Avusturyada çalışıyorlardı. Ayda bi kere gelirken bunu yılda bir kereye düşürdüler. Ama bu durum Rosé nin zerre kadar umrunda deildi. Küçük balığı Çiçi, büyükannesi ve Büyükbabası yetiyordu ona... Ortaokula geçince gerçekten KARDEŞİM diyebileceği 3 sevimli kız ile tanıştı. ..Jennie, Jisoo ve Lisa... Dördü beraber tanıştıkları ilk günden itibaren çok iyi anlaştılar. Rosé tek çocuk olmasına rağmen bu kızları kendine kardeş bellemişti. Jennie ve Jisoo yu abla Lisa yı ise bir kardeş olarak görüyordu. Aralarındaki bağ günden güne güçlendi. Her şey çok güzeldi. Ta ki Rosé nin büyük annesi hastalanana
kadar ... Rosé büyükannesi nin ölmesini istemiyordu ...ama hayat. ..o çoktan Rosé yi reddetmişti. Şimdi büyük annesinden ona kalan tek şey Çiçi'ydi. Büyükannesi nin cenazesinde
kendi annesi ölmüş gibi ağlamıştı. Gerçi kendi annesi ölse nerdeyse ağlamazdı bile. Ama büyükannesi. ...
O zaten onun annesiydi. Rosé nin annesi kendi annesinin cenazesine gelip sadece 2 saat orda kalabilmişti.
Sonra da babasıyla çekip gitmişlerdi. Büyükbabası ise perişandı. Cidden insan biraz olsun babası ile ilgilenir ama annesinin işi gücü paraydı. PARA PARA PARA. Başka birşey deil sadece Para.
Cenazeye Jennie ,Jisoo ve Lisa da gelmişti. Hatta Rosé yi ve Büyükbabası nı teselli edebilmek için uzun bir süre onlarla beraber kalmışlardı. Rosé liseye geçince Büyükbabasından ayrılmak zorunda kalmıştı. Bu onun için çok zor da olsa onu bırakmak zorunda kalmıştı. Büyükbabasına arkadaşlık etsin diye Çiçi'yi onun yanında bırakmıştı. Jisoo Jennie ve Lisa ile aynı liseyi kazanmıştı. Jisoo ise hep beraber yaşamak için dubleks şirin müstakil bir ev tutmuştu. Kazandıkları lisenin yetenek sınavına da kızları Jisoo hazırlamıştı. Ve hep beraber sınavı geçmişlerdi. Rosé haftanın 4 gününü Büyükbabası ile geçirmeye çalışıyordu. Büyükbabası daha iyiydi. Torununun eğitimine çok önem veriyordu. Bu yüzden ondan ayrılmasına izin vermişti. Jisoo nun ailesi ise gerçekten kızlarını önemseyen ve değer veren insanlardı. Jennie ise bağımsız yaşamayı seviyordu. Ama ailesi ile zaman geçirmek en büyük zevkiydi. Lisa Tayland dan Kore ye okumak için gelmişti. Ailesini çok özlese de onlarla pek görüşme fırsatı olmuyordu. Rosé bu kızları cidden aile olarak görüyordu bi de Büyükbabası ve Çiçi vardı tabii
Bu Rosé nin hikâyesi daha yeni başlıyor
........
Evet bu bölümde de Rosé den bahsetmek istedim önceki bölümde jungkook dan bahsetmiştim. Pek içime sinmedi ama umarım beğenirsiniz sizi seviyorum ve morluyorum. ..Unutmayın hikaye daha yeni başlıyor. ..💜💜💜💜
