Jungkook 'dan
Bizim çocukların dans stüdyosunsaki
işleri bitince eve gittiler. Beni burda
bırakmalarını istedim. Çünkü yan stüdyoda Rosé dans ediyordu. Nasıl
dans ettiğini çok merak ettim ve sessizce kendi dans ettiğim stüdyodan
çıkıp Rosé nin dans ettiği stüdyonun küçük penceresinden Rosé yi izlemeye
başladım. Ve tek kelime ile MÜKEMMEL DANS EDIYOR. Onun dans pratikleri bitince üstünü deiştirmeye gitti. Ben de soyunma odasına gidip üstümü deiştirdim.
******
Dışarı çıktığımda Rosé nin bir çardağın altında hıçkırarak ağladığını
gördüm. Yağan yağmura aldırmadan
koşarak yanına gittim. Kafasını kaldırıp yüzüme bakmasını sağladım.
Ona ne olduğunu sorduğumda. Bana
Büyükbabasının öldüğünü söyledi. Nasıl yaptım ben de bilmiyorum ama
O anki istekle Rosé ye sıkıca sarıldım.
Ve daha iyisi. ...O da boynuma sıkıca sarıldı. Ağladığı zaman sevimli bir sincaba benziyordu. Kendi kendime onu koruyacağıma dair SÖZ VERDİM.
Ellerimi saçlarında gezdirip daha sıkı
sarıldım ona.....
O uzun kahverengi saçları o kadar yumuşatı ki . Rosé yi koklama fırsatım bile oldu . Onu kendime iyice çekip kafamı boynu ve saçları arasındaki yere gömdüm. .. O - o benim annem gibi kokuyordu. Rosé her şeyiyle anneme benziyordu. Yüzüyle, saçıyla,tavrıyla
gülüşüyle. ...Özellikle de kokusuyla. ..
O koku ...Gül ve papatya karışımı bi koku. ..Annem de böyle kokuyordu. Battaniyemdeki kokuyla aynı. Ona sarılırken kendimi ondan alamıyordum. O an hiç bitmesin istedim. Ve şu çanta mevzusu için de Özür diledim fakat baya yersizdi. Rosé ye kesinlikle kendimi affettirmem gerekiyor. Gözyaşlarının boynumu ıslattığını hissedebiliyordum. Umarım
Hâlâ benden nefret etmiyordur...
*******
Rosé 'den
Jungkook ile o pozisyonda ne kadar durduk bilmiyorum ama Bana çok iyi
gelmişti. ..Beni o kollarıyla sarması hoşuma gitmişti. Biz orda sarılırken
yanımıza Jisoo unnie ve babası geldi.
Jisoo gelince Jungkook beni bıraktı ve gözyaşlarımı sildi. Onun gözlerinin içine baktım. Beni ayağa kaldırdı. Jisoo unnie ise ikimize de anlamsız bakışlar
atıyordu. Böyle bakması çok normal
çünkü ona jungkook dan nefret ettiğimi söylemiştim. Ona her şeyi anlatıcağımı söyledim ve elinde tuttuğu şemsiyenin altına girdim. O da
koluma girdi. Arkamı dönüp jungkook'a baktığımda çantasını alıp okulun içine doğru gidiyordu. Bi an göz göze geldik. Gözlerinin içinde kayboluyordum resmen. Benden Özür de dilemişti. Ayrıca bana güzelim demişti. Bi anda aklıma Büyükbabam
gelmişti ve yine ağlamaya başlamıştım
Jisoo Unnie ise yol boyunca bana ne olduğunu ve neden jungkook ile sarıldığımızı sorup duruyordu. Ona aniden :
-BÜYÜKBABAM ÖLDÜ TAMAM MI ?!!
YETER ARTIK ÜSTÜME GELME!dedim.
Dediklerimi duyar duymaz bana sarıldı. Ve babasına bir şeyler söyledi.
*****
Büyükbabamın kaldığı eve gelince ordaki ambulansı ve polisi görünce hemen onların yanına gittim .
(Ambulans görevlisine hemşire dicem)
Hemşire : Bayan Rosé siz olmalısınız.
Rosé:E-evet benim
Hemşire: Büyükbabanız yarın hastaneden alınıp*#*# mezarlığına gömülücek bir kaç evrak işi var onlarla da polis beyler ilgileniyor siz de gidip bi bakın.
Rosé : Tamam.
Polislerin yanına gittiğimde ellerindeki evraklara baktım. Bi dakika!Büyükbabam bütün mirasını
bana mı devretmişti! Gözümden bir
yaş daha düştüğünü hissettim. O sırada Jennie, Jisoo ve Lisa da yanıma gelip bana sarıldılar. Artık bu 3 kız ve balığım Çiçi den başka hiç kimsem yoktu. Anne ve babamı saymıyorum çünkü zaten onların umrunda bile deilim. Seni çok özlicem Büyükbaba
Bir günde iki bölüm attım ehe .Pek uzun olmadı ama Yb uzun olucak söz veriyorum. Sizi seviyorum ve morluyorum 💋💜💋💜 umarım seversiniz yb de görüşmek üzere byy👋👋👋
Ha bu arada yukardaki papatya fotoğrafını ben çektim gerçekten.
Bizim bahçenin papatyası buna benzer bi foto daha var onu da ileriki bölümlerde kullanıcamm
