10|without you(f)

397 40 67
                                    

Zarfı açıp titreyen ellerimle içinde bulunan özenle kaplanmış kağıdı çıkardım. Yavaşça açıp içindeki el yazısını inceledim bir süre. Alttaki ismi kontrol ettim. Evet, Lee Taeyong yazıyordu. İnanmak istemedim. Sadece kaçmak istedim.

"En değerlime;

Vedaların bizi asla ayırmamasını dilerdim, sevgilim. En başından beri, içimde büyük bir korkuyla yaklaştım aslında sana. Eğer bir gün gidersen, gidersem diye korktum. Aslında sana fazla bağlanmamak vardı düşüncelerimde, biliyor musun? Ama olmadı. En ufak bir hareketinde sana tekrar tekrar aşık olmaktan kendimi alıkoyamadım. Ve bu mektubu yazarken de her bir zerresine aşık olduğum yüzünü bir daha göremeyeceğim korkusuyla yanıp tutuşmaktayım aslında.

Herkese belirli bir zaman biçti tanrı. Ve bizimki buraya kadardı. Asla bitmesin isterdim, eminim ki sen de öyle. Sonsuza kadar sana olan aşkımı fısıldamak istedim kulağına. Kokusuna doyamadığım saçlarını biraz daha okşamak isterdim. Hayranı olduğum dudaklarını sonsuza kadar öpmek isterdim..

Her zaman son olacakmış gibi...

Ama asla sonu gelmeyecek şekilde.

Yumruklarını fazla sıktığında avuç içlerinde meydana gelen yaraları öpüp iyileştirebilmek isterdim daha fazla. Ucu bucağı olmayan koyu kahve gözlerinde dalıp dalıp gitmek... Her konuştuğunda bir ilahi gibi kulaklarımı dolduran sesinden sonsuza kadar şarkılar dinlemek isterdim. Gülmeni isterdim, haberin olmadan, aniden gülüşünden öpmek isterdim. Ama yapamadım. Pişmanlıklarımın her bir zerresi bedenimi doldururken daha fazla pişman olmaktan başka bir şey gelmiyor elimden.

Ve aslında sevgilim, sana itiraf etmem gereken bir şey var: ben melek değilim.

Bir rüya görmüştün. Benim ölümüm olan, hatırladın mı? Evet, ben gerçekten öldüm. Hissettimlerimle başa çıkamadığım vakit bileklerimi kesip ölmek kolay geldi bana. Senin kadar güçlü değildim, kaldıramadım. Kollarımdan akan kanları izlerken mutluydum, gideceğim için, kurtulacağım için...

Sonrasında pişman olabileceğimi tahmin edemedim. Toydum, bana verilen yaşamın kıymetini bilemedim. Aşkımızın kıymetini bilemediğim gibi.

Ama senin bilmeni istedim, o yüzden yanına geldim. Yanlış etmişim, değil mi? Şimdi seni bırakıp gittiğim için benden nefret ediyorsun yüksek ihtimalle. Özür dilerim, sevgilim. Her ne kadar hiçbir şeyi değiştirmeyecek olsam da, özür dilerim. Çünkü ben insanım, hatalar yapmak ve sonrasında arkası boş bir özüre saklanmak tek yapabileceğim şey. Ve yemin ederim ki gözlerinden akan her bir damla yaş için yüzlerce kez özür dileyeceğim. Karşına çıktığım için, bana aşık olduğun için, sana aşık olduğum için, hâlâ yanında kalmak isterken gitmek zorunda olduğum için özür dilerim, sevgilim. Benimle geçirdiğin her bir saniyen için özür dilerim, saçlarını boyadığımızda canın acıdığı için özür dilerim. Bana olan güvenini sarstığım için de ayrı özür dilerim. Yaşadıklarımız adına, uğruma dökülen gözyaşlarından özür dilerim. Ben onları hak etmedim.

Seni seviyorum, sevgilim. Bütün kalbimle, her bir hücremle, sonu olan bütün aşlara inat seni sevdiğimi gökyüzüne haykırmaktan asla çekinmeyeceğim. Sonunda incinebilirim fakat bu benim için önemli değil. Benim için en önemli olan sensin ve seni bırakıp gittiğim için kendimden nefret ediyorum. Melekler nefret etmezdi hani? Ben melek olamayacak kadar büyük bir günahkârım sevgilim. Her zaman seni daha fazla sevdim. Sen konusunda her şeye açgözlü davrandım, özür dilerim.

I'm Here TooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin