Ellerini ceplerinin içine iyice yerleştirip etrafa her zaman ki bakışlarından atmaya devam etti.
Arkadaşı yüzünden burada beklemek zorunda kaldığı için ona yapacağı eziyetleri şimdiden listelemeye başlamıştı aklında.Sıkıldığını belli edercesine nefesini gürültülü bir şekilde dışarıya verip duruyordu.Gelecek olan kişi her kimse umarım uzun aynı ortamda bulunmak zorunda kalmazlardı. Aksi taktirde katil olacağına emindi.
Sağ elini cebinden çıkarıp saatine baktı.Sözleştikleri zamanın üzerinden tamı tamına 14 dakika geçmişti,karşısındakine bir şans vermek adına 15 dakika tanımıştı kendisine.Sürenin bitmesine 1 dakika kalmıştı. Sadece ufak 1 dakika.Bunu görünce içten içe gülümsedi, umuyordu ki o kişi gelmezdi ve tek başına buradan ayrılırdı.
Gözleri tekrar saatini bulduğunda 15 dakikanın dolduğunu gördü ve saniyesinde hareketlendi. Kaybedecek saniyesi bile yoktu artık.
Yalnızca iki adımdan sonra kolundan güçlü bir şekilde çekildiğinde ise çok erken konuştum diye geçirdi içinden.
Sarsılan dengesini sağlayıp kafasını kaldırdığında kendisinden biraz uzun bir erkek gülümseyerek o'na bakıyordu. 'Lütfen gelecek olan kişi bu olmasın' diye geçirdi içinden.
Ama bilirsiniz ki istediklerimiz her zaman olmazdı."Merhaba!"
Karşısındaki kişinin kendisini süzerek 'merhaba' demesinin hoşuna gittiği söylenemezdi.
"Sen Yoongi'sin değil mi? Dongho'nun arkadaşı olan. "
Kafasını istemsizce sallamıştı.Dongho neden bir kez dahi olsa düzgün insanlarla arkadaş olmuyordu ki! Etrafı kafası kırık insanlarla doluydu.Ve evet kendisi de o topluluğa dahildi.
Adını henüz öğrenemediği çocuk elini uzattığında hiç istememesine rağmen uzattığı elini tutmuştu."Bende Jungkook. "
Ellerini ayırıp yürümeye başladıklarında çocuk kendiliğinden adını söylemişti.Yoongi ise çocuğun ismini sormadığını bu bilgilendirmede sonra fark edebilmişti.
Tamam tanımadığı insanlarla konuşmayı sevmezdi ama asla kaba biri de olmak istemezdi."Dongho hyungla ne zamandan beri arkadaşsınız Yoongi? "
Jungkook merak ettiği sorulardan birini hiç tereddüt etmeden Yoongi'ye yöneltmişti.
"11 yıldır. " Yoongi ilk tanıştıkları ve yakın oldukları zamanı hatırladığında ufak bir şekilde gülümsemişti. Güzel günlerdi.
"Vay be, ne kadar çokmuş... " Yoongi kafasını sallayarak onaylamıştı bunu.Ve birden bu çocuğun Dongho'ya hyung dediğini ancak kendisine sadece ismiyle hitap ettiğini fark etmişti.Yaşını söylemediği içindi bu biliyordu ama her zaman resmiyeti ve 'abi' olmayı sevdigi için kendisine -kendisinden küçük olup-ismiyle hitap edenleri pek sevmezdi.
"Bu arada ben Dongho'dan büyüğüm.Bana da hyung dersen sevinirim. "Yüzündeki sabit ifadeyle söylemişti bunları.
Jungkook ise sanki çok şaşırtıcı birşey duymuş gibi gözlerini büyütmüştü.Aslında kendisine göre şaşırtıcıydı da bu olay, Yoongi'nin kendisiyle aynı yaşta olabileceğini düşünüyordu hatta belki de kendisinden küçük. Ama kesinlikle Dongho'dan büyük olmasını beklemezdi."Küçük gösteriyorsun...hyung(?)"
Yoongi yine onay vermek için kafasını sallamıştı."Araba nerde? " Yoongi yürümeyi kesip Jungkook'a bakmıştı.Jungkook'da yürümeyi kestiğinde ilk defa göz göze gelmişlerdi.Yoongi farklı hissetmişti karşısındaki çocuğun gözlerine baktığında, yanlış anlamayın sadece bu çocuğun gözleri fazla sevimli gelmişti kendisine.
"Biraz daha ileride hyung." Kendisi Jungkook'un gözlerini sevimli bulduğu için böyle olmuştu, tamam bunda bir sorun yoktu, ama neden Jungkook'un sesi çok güzel bir varlık görmüş ve büyülenmiş gibi çıkıyordu?
Bu olay kesinlikle hoşuna gitmemişti Yoongi'nin. Zeki bir insandı ve bu bakışların ileri seviyeleri için endişelenmesi gerektiğini biliyordu."Tamam biraz daha hızlı gidelim. " Yoongi kafasını çevirmiş ve Jungkook'a önden git dercesine hareket etmemişti. Jungkook sessizce kafasını sallamış ve önden gitmeye başlamıştı.
Arabaya ulaştıklarında Yoongi yıllardır bunu bekliyormuş gibi kendisini ön koltuğa atıp yayılmıştı.Jungkook'ta yerini aldığında yolculuklarına başladılar.
"Siz Bebek Kaplanla nasıl taşındınız? "
Yoongi sorusunu yönelttiğinde Jungkook ilk başta kimden bahsettiğini anlayamamıştı ama sonradan tabiki bu kişinin Dongho olduğunu anlamıştı."Stajyer olarak Dongho hyungun yanında çalışmaya başladım. "
Yoongi,Jungkook'un cevabını duyunca dudaklarını 'vay be' dercesine büzmüştü. Burada şaşırma sebebi kesinlikle tanışma olayı değildi, asıl şaşırma sebebi o Güzellik Tanrısı'nın nasıl Dongho'nun kendisinden genç ve yakışıklı biriyle yakın olmasına izin verdiğiydi."Minhyun yakın olmanıza nasıl izin verdi çok merak ediyorum.. "
Yoongi alçak ve alay dolu sesiyle söylemişti bu cümleyi."İlk başlarda kesinlikle kolay olmadı, bana beni her an boğacakmış gibi bakıyordu." Jungkook o günleri hatırladığında her zaman olduğu gibi ürpermişti.Minhyun hyungu çok yakışıklı ve tatlı biriydi ama konu Dongho hyungu olduğunda kesinlikle tatlı olmuyordu!
Yoongi bu cevaba gülmüştü.Güzellik Tanrısı tamda düşündüğü şeyi yapmıştı.
~~
Dongho ve Minhyun çiftinin evine vardıklarında Yoongi dışarıya belli etmese de çok mutlu olmuştu. İşler sebebiyle birkaç aydır yüz yüze konuşamadıkları için ikisini de çok özlemişti.Fakat bunu asla dışından söylemezdi, sevmiyordu duygularını belli etmeyi.Arabadan inip koltukta duran çantasına uzandığı sırada havalandığını hissetmişti. Klasik Dongho hareketleri olduğu için pek şaşırdığı söylenemezdi.
Dongho özlediği hyungunu ilk önce sarılarak havaya kaldırmış sonrasında ise evladını uzun süredir görmeyen bir anne edasıyla Yoongi'yi göğsüne bastırmıştı. Bunun için tekme yiyeceği kesindi, bunu biliyordu, ama yine de içindeki özleme söz geçirememişti.
Dongho sarılmayı bıraktığında Yoongi sonunda diyecekti ki sözüne daha başlayamadan uzun bir varlık tarafından tekrar sarmalanmıştı.Ama bu uzun varlık Dongo kadar sıkıp kendisini boğmasa da kafasını okşaması ve 'seni çok özledim hyung' şeklinde sızlanması Yoongi'yi sinirlendirmeye yetiyordu.
"Beni 3 saniye içerisinde bırakmazsan o güzel yüzünde morluk oluştururum Güzellik Tanrısı. "
Minhyun sakin ama bolca tehdit içeren sesi duyduğunda saniyesinde Yoongi'yi bırakmıştı.Rahat bırakıldığında Yoongi etrafına öldürücü bakışlarını atarak evin içine doğru yürümeye başlamıştı.
Tabi dağınık saçları, normalde kısa olmayan ama aynı yerde bulunduğu ve arkasında bıraktığı kişiler yüzünden minicik gözüken boyu, ve sevimli gözleriyle Jungkook'u kendisine hayran bıraktığını bilmiyordu.
♧♧♧♧♧
İlk bölüm olduğu için sıkıcı oldu biraz ama inanın ki aklıma gelenlerin tümü buydu.İlk bölümleri yazma konusunda bir türlü ilham sahibi olamıyorum ne yazık ki.
İlerleyen bölümler için aklımda güzel şeyler var ama ilk bölümler için söz veremem wğdmwşdmeşösNeyse daha fazla uzatmadan gideyim ben.
Diğer bölümlerde görmek istediğiniz şeyleri yazabilirsiniz, yazdığınız konulardan yola çıkarak bölüm oluşturabilirim.Kendinize iyi bakın, iyi geceler ♡
°Lobodokkie