Bölüm 3[BİR BAKIŞLA BAŞLAR HER ŞEY]

10 3 0
                                    

             Annesinin vefatı üzerine verilecek mevlit bugün yapılacaktı. Mahfiruze', hem mutlu hem de üzgündü.  Annesinin yanında olmasını çok istiyordu ama yok... o bir daha gelmeyecekti. Mahfiruze bir kez daha bu acı gerçeği hatırlamak zorunda kaldı.

          'Hoca Efendi evinden çıkmış, konağın yolunu tutuyordu. Hoca Efendi genç, yakışılı ve bir o kadarda ahlaklı bir insandı', sözünün eriydi. Dışarıya adımını atar atmaz, bütün mahalle halkı Hoca Efendi'ye bakardı. Hoca Efendi hiç aldırış etmez, yoluna bakardı. Ve böylece hemen konağa vardı. Kapıda Raif'i gördü.

"- Raif , seni görmek çok güzel. Nasılsın?"

"-İyiyim çok şükür Hoca Efendi. Seni kapıda bekliyordum.Buyurun içeriye girelim." dedi ve beraber konağın kapısından girdiler. O sırada Hikmet ve Mahfiruze , yaptıkları lokmaları ve helvaları içerideki misafirlere dağıtıyorlardı. İçeride sırf bayanlar , dışarıda ise sadece erkekler vardı. Mevlit bahçede okunacaktı. Hikmet Mahfiruze'ye mevlit başlamadan önce dışarıdaki beyefendilere lokma ve helva dağıtmasını söyledi. Mahfiuze, eşarbını takıp', bahçeye indi. O sırada  karşıdan oturan Raif'i ve Hoca Efendiyi gördü. Hemen servise Raif ve Hoca Efendiden başladı. Mahfiruze'yi o an Hoca Efendi görmedi ve selam veremedi. Etrafında bir kaç kişi ile konuşuyordu. Raif'le o sıra biraz sohbet ettiler. Raif, o sıra Hoca Efendiye seslendi ama etrafı kalabalıktı. Mahfiruze', " Daha sonra konuşur, tanışırız ." dedi Mahfiruze. Raif, Mahfiruze'yi geldiğinden beri ilk defa bu kadar kötü görüyordu. Bugün böyle olması doğaldı ama onu böyle görmeye hem alışık değildi, hem de kalbi dayanamıyordu. 

            Mahfiruze boş olan tabakları topluyordu. Bir yanında Saniye vardı, bir yanında ise Hikmet vardı. Annesinin yokluğunu hiç aratmamıştı Hikmet ona. Tabakları topladı ve mutfağa doğru gitti. Mutfağa girdiğinde karşısında Selim'i gördü. Selim , ondan özür dileyecekti ama nasıl dileyecekti bilmiyordu.Mahfiruze Selim'in yüzüne bakmadan tabaklarıı bırakıp, bahçeye doğru yöneldi. Arkasından Selim geliyordu. Selim tam onu durduracakken karşısına Raif çıktı. Selim bir yandan Mahfiruze'nin ardından bakıyordu, bir yandan da Raif'i dinliyordu. Selim içinden Raif'e çok kızdı ve Raif konuşurken "İşim çıktı. Gitmem lazım." dedi ve Mahfiruze'nin gittiği yoldan oda gitmeye başladı. Raif onu bilerek durdurmuştu. Mahfiruze'yi sevdiğini biliyordu. Eğer Mahfiruze'de ona gönlünü kaptırırsa , Selim onun canını çok yakacaktı. Biliyordu ve bunun için çabalıyordu...

                   Hoca Efendi yanındaki kişilerle sohbetini bitirmiş ve gözleri Raif'i arıyordu. Konağın kapısına baktı ve o anda oradan çıkmakta olan Mahfiruze'yi gördü. Kimdi bu kız ? Nereden gelmişti ? onu burada ilk defa görmüştü. Her şeyden önce çok hanım , iffetli ve bir o kadar da güzel bir bayana benziyordu Mahfiruze. Hoca Efendi  ,Raif'i gördüğünde ona bu hanımefendinin kim olduğunu soracaktı.

      Raif, merdivenleri koşar adımlarla indi ve Mahfiruze'yi takip etmeye başladı. Ona Selim ile ne konuştuklarını soracaktı. Selim yine Mahfiruze'nin canını yakmış olabilirdi. Bunu öğrenmek için acele ile Mahfiruze'nin peşinden gitti. O sıra Hoca Efendi Raif'i gördü ve koşarak yanına gitti.Arkasından ona seslendi.  

"-Raif ! Raif !". Arkasını dönmek zorunda kaldı Raif. Hoca Efendi'nin yanına giderken bir gözü de Mahfiruze'de kalmıştı. Raif Hoca Efendi'nin yanına gitti.

"-Buyurun Hoca Efendi mesele nedir ? "

"-Az önce helva dağıtan bir hanımefendi gördüm. Daha doğrusu buralarda ilk defa görüyorum Raif. Kim bu hanımefendi ?" dedi Hoca Efendi. Raif, Hoca Efendi'nin bahsettiği hanımefendinin kim olduğu anlamıştı. Mahfiruze idi bu. Her gelen ona bu bayan kim diye sorar olmuşlardı. Raif açıklamaktan yorulmuştu. Aslında bundan da yorulmamıştı. Herkesin Mahfiruze'yi sorması zoruna gidiyordu. Raif , Hoca Efendi'ye hemen açıklamak zorunda kaldı.

"- O hanımefendi Mahfiruze. Konağa geleli çok oluyor ama hiç etrafta kimseye görünmeden yaşar. Çok naif, ahlaklı, dürüst ve biraz da inatçıdır. Annesini ve babasını kaybettikten sonra teyzesi ve eniştesinin yanına geldi. Hikmet anne ile Şevket amcanın  yanına. "

"- Bugün mevlit okuduğum bayanın kızı mı  Mahfiruze ?"

"-Evet Hoca Efendi. O bayanın kızı Mahfiruze."

"- Gerçekten yaşadığı çok kötü bir durum . Ama Allah nasıl taktir ederse o olur Raif. Bende annem ile babamı küçükken kaybettim. Onu iyi anlarım . Sende öyle tabii ki." dedi Hoca Efendi. Mahfiruze gibi bir bayanı ilk defa görüyordu. Diğer bayanlar gibi değildi. En önemlisi ise iffetli,ahlaklı biri olmasıydı.Hoca Efendi Mehmet Bey',  Mahfiruze'den çok etkilenmişti. Güzellik onun için ikinci plandaydı. Onun için sadece ahlak önemliydi. Bu güne kadar tanıdığı ya da tanıştırıldığı hiç bir bayana benzemiyordu. Mahfiruze'nin bu ahlakından ve güzelliğinden ççok etkilenmişti. Bir an önce onunla tanışmak istiyordu. Bunun için Raif'ten yardım isteyecekti. Peki Raif ne diyecekti ?





MAHFİRUZEWhere stories live. Discover now