merhaba sevgili masal kahramanım,
bugün sana aklıma takılan birtakım şeyler hakkında düşüncelerimi söylemeye geldim ve biliyor muydun bugün seninle beraber umutsuzluklarımızı bir kenara bırakma günümüz!
sana bir elma şekeri getirdim, zehirli olmasından korkmayacağız ama bugün
yalnız öncelikle şunu hatırlatmak isterim,
ne kadar pesimistik olursan ol, tam şu anda yaşıyorsan ve beni dinliyorsan hala umutla dolusun demektir
yani dünyada hala betonların arasından fışkırabilen çiçekler varken
kısaca, hayatta olan kimse gerçekten umudunu kaybetmiş değildir
hayatta olan kimseden gerçekten umut kesilmiş de değildir.
çoğu kişinin kendini umutsuz, beklentisiz, hiçbir işe yaramayan biri olarak kabul ettiği zamanlar olmuştur
,örneğin su buharlarının bulutları oluşturduğu gibi,
ancak birkaç gün önce birinden şu sözü duymuştum:
'eğer sen bir an bir mekana gönderildiysen, orayı çiçek bahçesine çevirme imkanın olduğundandır.'
acaba neden böyle söylenildiğini düşündüm önce, -bu kadar etkili miydi insan her anda?-
sonradan her şeyin olasılık dahilinde olduğu geldi aklıma.
GERÇEKTEN anda imkansızlık yoktu ki.
bunu aklıma sığdırmak hala biraz zor gelse de her şey, her zaman olasılık dahilindedir.
bunu anlamaya çalıştıktan bir süre sonra, öyleyse, benim görevim neydi?
benim ve senin, şu ana kadar gördüğümüz tüm insanların?
hatta lunaparkların, uğur böceklerinin ve akbabaların?
hepimiz ne yapabilirdik?
ne yapmalıydık?
ne yapmak istiyorduk?
örneğin sen ve ben birer insan olduysak ve bir çiçek, bir bulut, bir gündüz olmadıysak bizim yapmamız gereken şeyler neydi?
ben düşündüm ki, çiçek bahçelerini severim ancak ormanları ve masalları daha çok, bu yüzden her yeri bir ormana çevirmek istiyorum ve her hayat öyküsünü de bir masala, ayrıca içerisinde özgürce dolaşan hayaller!
tanıştığım, iletişime geçebildiğim herkeste bir ağaca ulaşmak için çabalıyordum ve oldukları kahramanları çözmeye çalışıyordum
ve fark ettim ki herkesin içinde bir sürü orman gizliymiş aslında,
sonra gördüm ki her şey sıkı sarmaşıkların arasında saklıymış,
istediğimiz ne varsa inşa edebilirmişiz,
hangi masalı nasıl istersek yazabilirmişiz.
ben atlı karıncaları çok severim, dönme dolapları;
lunaparklara kim bayılmaz ki?!
insanların içinde ise bir sürü harikalar diyarı saklı ve biz onlara ulaşacağız!
tüm masalları kozalarından çıkarıp uçuracağız!
çünkü gerçekte herkes birer masal karakteri,
şimdi bizim görevimiz bunu insanlara göstermek ve tüm o masalların baştan yazılmasını sağlamak.
bu konuda lütfen sen de bana yardım edebilir misin?
elbette önce bizim içimizdeki harikalar diyarı'nı ve oz diyarı'nı ve diğer gizli bahçeleri ortaya çıkarmalıyız
masal kahramanlarına bayılırım ve hepsi içimizde gizli!
bu heyecanlı öyküde hepimiz birbirimize yardımcı olursak bütün masalları çıkaracağımıza inanıyorum,
ve düşünsene, hepimiz kendimizden yüzlerce farklı masal daha oluşturacağız!
kalemizi yıkacak gücü içimizden çıkardığımızda rapunzel biz olacağız,
derin uykumuzdan uyanmayı bildiğimizde uyuyan güzel biz olacağız
ve böylece bizim kötü cadılarımız kıramadığımız duvarlarımız,
uyanamadığımız uykumuz
ancak
'eğer sen bir hayata verilmişsen, onu bir masala çevirme olasılığın olduğundandır.' diyorum ben de size, prens ve prenseslerim.
-⚡️
'kalbini kaybetme'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bulutların ötesi'ne çağrı
Non-Fictionmerhaba, ben görünmeyen iç dünyaların tarafıyım. ben bozuk oyuncak bebeklerin tarafıyım. ben hassas kalplerin tarafıyım. ve dünya bunlar için oldukça acımasız ve biz de öteki tarafız. şimdi içimizdeki gücü ortaya çıkarma vakti. tıpkı bir yazarın ded...