Vampir bölgesi
Binbir türlü soruyla başbaşa kalmıştım. Buda yetmezmiş gibi kadınların hepsi doğurmuştu. Onlarla ilgilenmek zorundaydım. Sadık askerler olmaları için arada kendi kanımla beslemem gerekiyordu. Hem safkanları hemde dişileri. Buda beni çok fazla yoruyordu.
Ilk doğuran Eva' ydı. O kadar sexs yaptıktan sonra çocugun ismini onun koymasına izin verdim. Sonuçta sadık bır hizmetkar olacaktı. Benim için önemi yoktu. Günler çok falza yorucu geçiyordu. Bir safkan yetiştirmek kolay değildi. Günlük işlerimi bitirip taht odasına gittim. Kafam çok başka yerlerdeydi elbette. Şu melez olayı fazlasıyla karmaşıktı. Lilith söylenenlere göre ölmüştü. Aptal kadın işte. Ben inanmıyordum. Onun gibi hırslı bir kadın kimseye boyun eğmezdi. Bunların altında çok başka sebepler vardı.
Düşüncelerim beni ele geçirmişken içeri bi vampir girdi.
Efendim cadıların uzun süre izini sürdük ve diğer müttefiklerimizden de haber geldi. Artık nerde olduklarından eminiz. Nil kıyısına yerleşmişler. Sürekli yer değiştirdikleri için bulmamız biraz zaman aldı. Emrettiginiz üzere uzaktan takibe aldık. Şimdilik bekleyelim mi yoksa onları alıp buraya mı getirelim.
Sadece izleyin. Başıyla beni onayladıktan sonra çıkmıştı.Onları buraya getirip konuşturmak aptallık olurdu. Onlar soylarını kurutan varlıklara ucunda ölüm olsada zarar vermemişti. Ne ile tehdit edebilirdim ki, ya da nasıl konusturabilirdim. Ölümden korkmuyorlardı, insanlar için ölüyorlarsa melez içinde ölürlerdi. Cadılar çok ketum bir ırktı. Bu herzaman böyleydi. En güzel çözüm onları uzaktan izlemekti. Böyle biraz zaman alabilirdi, fakat gerçeği sadece böyle öğrenebilirdi. Bunca asırlık hayatımda herşeyi deneyimleyerek ögrenmiştim. Bütün ırklar hakkında bilgi sahibiydim ve biliyordum, içlerinde en korkmam gereken cadılardı. Kurtları türlü işkencelerle konuşturabiliyorduk. Ya da diğer ırkları. Fakat cadılar onlar konuşmuyordu. Benden bıle güçlü varlıklardı, bunu itiraf etmek ne kadar zor olsada gerçek buydu. Karanlığa karışmamak için büyü yapmıyorlardı. Aslında iki yol vardı büyü için. Ya kefaret ödeyip birinin canını şeytanın önüne atacaklardı, yada kendilerini karanlıga teslim edeceklerdi. Salem cadıları iki yolada başvurmamıştı. Ellerindeki gücü kullanmayı istemiyorlardı. Nedenini bilmiyorum ama tuhaf bir şekilde, iyi birer cadı olarak asırlardır yaşamlarını sürdürüyorlardı. Bu tutumlarına gerçekten aklım ermiyordu. Bana rakip olabilecek tek ırk tartışmasız cadılardı.
Kurtlar Bölgesi
Kızım büyütüyordu. Ara sıra yönetime gidiyordum. Babam olacak adamı boş bırakmaya gelmezdi. Petra 'nın gelecegi hakkında planlar yapmaya bile başlamıştı. Kızımı hiç bos bırakmıyacaktım.Kızım benimle aynı kaderi paylaşmıyacaktı. Bir asker olarak yetismesini istemiyordum. Kızımı uyuttuktan sonra kapıya çıktım, çünkü nefes alamıyordu . Tek dayanağım kızımdı. Oda uyuyunca bu koca evren bana dar geliyordu. Ölen karımı ve kızımı düşünüyordum. Neredeyse 1 sene geçmişti. Kızım 7 yaşındakı insan çocukla aynı görünüyordu. Hızlı büyüyordu. Ve ben sadece izliyordum.
Bu olay hiç yaşanmamıştı sanki. Babam öyle bir adamdı ki herşeyi daha o gün herkesin unutmasını sağlamıştı. Herkes onum gazabından korkuyordu. Biliyordum o asla değişmeyecekti.
Ve bana dönüp "torunumun annesinin bir vampir olduğunu bilmeyecek. Birde tabi o ucube ikizini. Zaten öldüler. Bunu hatırlatman torunuma bir yarar sağlamaz o benim kanımı taşıyor. Sende o çeneni kapalı tutacaksın yoksa annene neler yaparım hayal bile edemezsin sevgili oğlum. O benim torunum senin yaptığın hatanın bedelini ödemeyecek. Ben üstüme düşeni yaptım sende yapıcaksın yoksa sonuçlarına katlanırsın. Simdi bir Talons gibi davran"demişti. Şerefsiz bide beni tehdit ediyordu, hemde annemle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Darkness: Karanlık
FantasySaf ve masum, ölümü haketmeyen bir kadın. Geçmişini bilmeyen genç bir kız. Iki Irkın ortasında kalan masum bir bebek. Ve daha fazlası...