🔪 Neden Güveneyim?

561 40 15
                                    

🎧 Konoba - On Our Knees

Karşısındaki çocuk korkudan titremeye başlarken genç soğukkanlılıkla önünde oturuyordu. Hızlı nefes alıp veren çocuk ne olduğunu anlamayan gözlerle genç katile ve etrafa bakıyordu.

"Jung Hoseok. Bay Kim'in mafyası ile bağlantın ne?"

...

Doğduğumuz zaman istediğimiz hayatı seçme gibi bir lüksümüz olmuyordu. Bazıları paranın içine doğarken, bazıları aç kalmaya mahkumdu. Bazıları güzel hayatlarında istedikleri her şeyi elde ederek yaşam sürerken, bazıları hayata karşı yaşam mücadelesi verip şiddete maruz kalıyordu.

Hayat adil değildi.

Ben Jeon Jungkook. Zengin bir ailenin tek çocuğu olarak dünyaya gelsem de şımarık bir çocuk olarak yetişmemiştim. Her zaman kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ve hayatın zorluklarını kendine hatırlatan biri olmuştum.

İstediğimi her an elde edebilirdim. Kıyafet, ayakkabı, lüks araba, ev... Bunlar sadece paranın satın alabileceği şeylerdi peki ya mutluluk da para ile satın alınabilir miydi? İstediğimiz bir şeyi elde ettiğimizde yaşadığımız mutluluk, geçici mutluluktan başka bir şey değildi. Bir süre sonra ondan hevesimiz geçiyor ve daha üstünü, daha fazlasını istiyorduk.

Paranın içine doğmuş, her istediğini elde eden bir tiplemeydim herkesin gözünde. Asıl hikayem doğduğum anda ki gözyaşlarıma karışmış ve önüme sunulmuştu.

Tanrı, tüm her şeyi önüme sunmuş ve tek bir şeyi çalmıştı benden... O gece intikam ateşimin ilk odunları atılmıştı ruhuma ve o an benzin döktüm üzerine. İçimdeki şeytan çakmağı elinde tutmuş ve ruhumu yakacağı günü beklemeye başlamıştı. Son nokta bir yıl sonra o gün konulmuş ve şeytan gözünü dahi kırpmadan çakmağı atıp her tarafı ateşe vermişti.

Ters oturduğum sandalyede omuzlarımı dikleştirmiş ve Hoseok'un dikkatini bana vermesi için hafifçe öksürmüştüm. Ona yönelttiğim sorudan sonra susmaya devam etmiş ve bakışları bir noktaya odaklanmıştı. Öksürmem ile şaşkın bakışları beni bulmuştu. Cevap vermediği her saniye sinir kat sayım daha da artıyor katil maskemi takmamak için zor duruyordum. "Jung Hoseok! Son kez soruyorum Bay Kim'in mafyası ile bağlantın ne?"

Dudakları aralanır gibi olurken tüm dikkatimi ona vermiş ve kulak kesilmiştim. Diyecek bir şey bulamamış gibi tekrardan dudakları ince bir çizgi halini alırken son demlerimi oynuyordum. Geçen on dakikayı da birbirimizin gözlerinin içine bakarak sessiz bir şekilde geçirmiştik. Anladığı dilin normal konuşma dili olmadığını düşünerek elim belimdeki silaha gitti. Gözlerimiz birbirinden bir saniye bile ayrılmazken elimde silahı kafasının sol yanına yönelttim. Kaybedecek bir şeyim yoktu çoktan katil damgasını yemiştim.

Korkudan bacakları titremeye başlayan Hoseok, uyuşturucudan dolayı olduğunu düşündüğüm göz altındaki morlukları göz yaşları ile ıslanıyor ve yüzünden kayarak aşağıya doğru yol çiziyordu. Silahı kafasına daha çok bastırmam ile çoğalan gözyaşlarının arasından bir hıçkırık feryat etti. Öleceğini bildiği halde hala konuşmuyordu. Demek ki önemli şeyler vardı ve bilmemi istemiyordu. Bu sefer parmağım ile silahın sürgüsünü çektiğimde dudakları aralandı ve "B-ben... Benim... O kişi ile hiçbir bağlantım yok." Dudaklarından dökülen cümle sinirden gülmemi sağlamıştı. Sandalyeden kalkmış ve önüne geçip ona doğru eğilmiştim. Sinirim sesime yansımış olacak ki yüzüne doğru kükremiştim. "Hoseok! Benimle oynama seni bitiririm!" Sözlerim ile kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. "A-abi yemin ederim o adamla hiçbir bağlan-." Sözünü bitirmesine izin vermeden yumruğumu yüzüne geçirmemle birlikte bağlı olduğu sandalyede yere düştü. Bu sefer onun yanına çömelmiş ve saçlarını kavramıştım. Öyle sıkı tutuyor ve çekiyordum ki canının acımamasına imkan yoktu. "Jung Hoseok! Her şeyi anlatmayı mı tercih ediyorsun yoksa ölmeyi mi?" Yönelttiğim soru ile birlikte silahıda kafasına doğru tutmuştum. Acıdan dolayı inlerken hala bir şey demiyor sessiz kalıyordu. "Sessiz kaldığına göre ölmeyi tercih ediyorsun peki seni öldürmek zevkli olacak." Küçük bir korku vermek için silahı anlık bir haraketle arkasındaki kapıya ateş edip tekrardan kafasına yönelttim. Ateş sesini duymasıyla çığlığı basmış ve "Durr! Tamam her şeyi anlatıcam söz veriyorum." İstediğim şeyleri duymak beni rahatlatmıştı. "Ama lütfen beni kaldır." Kafamı olumlu anlamda aşağı yukarı sallayarak onu kaldırdım ve ilk baştaki düzenimize geri döndük.

𝘿𝙖𝙧𝙠𝙣𝙚𝙨𝙨 | VKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin