🔪 Kan

298 32 22
                                    

Medyada ki fotoğraf bugün geldi ve bölümde ki Tae'ye fazlasıyla uyduğunu düşündüğüm için koydum. İyi okumalar yorum yapmayı unutmayın!

🎧 Kina - Get You The Moon

Sessizlik.

İkimizde kendi önümüze dönmüş içkilerimizi içerken kafamda dönen cehennem beni boğuyordu. Neden buradaydım hala anlamıyordum. Bay Kim neden buradaydı? Onun gibi ünlü mafya liderinin bu izbe ve tenha bir yerde kalmış barda ne işi vardı?

Kafamın içindekileri susturamayacağımı biliyordum. Belkide susturmamın bir yolu vardı. O da yanımda ki adamdan geçiyordu. Hakkında araştırma yapmıştım fakat fazla bir bilgi elde edememiştim. Hedefime ulaşmam için önce bu adamı bulmam gerekiyordu ve şu an avucumun içindeydi fakat çok hazırlıksız yakalanmıştım. Bu kadar kolay olacağını düşünmediğim için bir plan dahi yapmamıştım. Karşımda duran içkilere bakıp kafamın içinde ki düşüncelere dalarken izlendiğimi hissetmiştim. Kafamı oynatmadan irislerimi yanımda durup beni kesen mafyacıya çevirdim. Ukala bir gülüş ile irislerimi tekrar içkilere çevirsemde hala izleniyordum. Bu rahatsız ediciydi.

"Bu kadar etkilendiğini belli etme Bay Kim" kendini beğenmiş bir gülüş ile bedenimi, bedenine doğru döndürdüm. Tek bir mimik oynamayan yüzü beni izlemeye devam ediyordu. Her santimimi... Milim milim... Beynine kazır gibiydi.

Kendimi beğenmiş ukala bir piç tavrımdan ödün vermezken telefonumun mesaj sesi ortamın atmosferini bozmuştu. Elim cebime gidip telefonu aldığımda gelen mesajın Yoongi'den olduğunu farketmem ile acele ederek mesaj kutusuna girdim. "Bay Kim bir çantayla bara gelecek ve bardaki gizli bir yere bırakmalarını söyleyeceğim ve sende o çantayı alıp bana getireceksin karşılığında istediğin bir bilgiyi vereceğim." Gelen mesajı okumam ile kafama farklı soru işaretleri gelsede hepsine siktiri çekmeyi seçtim. Şu an sadece karşımda ki adama odaklanmalıydım. Bu vakti iyi değerlendirmeli ve onu tanımalıyım ki ilerde hedefime ulaşırken yıkmam kolay olsun.

Telefonumu sakince tekrar eski yerine koyarken siyah takım elbiseli bir adamın yanımıza yaklaştığını gördüm. Bay Kim ise bir elinde içkisi diğer eli bacağının üzerinde bakışları beni izlerken adamının geldiğini farketmemişti bile. Takım elbiseli adam Bay Kim'in yanına gelmiş ve kulağına eğilmişti. Ne dediğini merak ediyordum fakat omuz silkip önüme dönmeyi tercih etmiştim. Yoongi bana mesaj attığına göre bu adam ile bir bağlantısı vardı ve onun için bu çantayı getirmişlerdi. Muhtemelen takım elbiseli adamda Yoongi'nin gelemeyeceğinin haberini vermişti.

Bay Kim, takım elbiseli adamın konuşmasını dinlemiş ve sakince kafa sallamıştı. Bu adamın dili olmadığını düşüneceğim fakat başta konuşmuştu. Değişik biriydi belki de farklı... Şu an buna karar vermek içinde erkendi tabi. Biten içkimi tekrar doldururken yanımda bir haraketlilik hissetmiştin. Kafamı çevirdiğimde ise yanımdan kalkmış ve arkasını dönmüş gidiyordu. Onu ilk gördüğümde ayrıntılı bakma fırsatı bulmuştum onun dışında onu izlemememiştim fakat o beni izlemişti tüm o dakikalar boyunca. Arkasından gidişini izlerken kıyafetlerini inceledim. Siyah takım elbisesinin içinde jilet gibi duruyordu. Siyah deri eldivenleri ayrı bir hava katmıştı. Saçlarının birkaç tutamının gözlerine düşmesi onu daha fazla gizemli yapıyordu. Onu incelemeyi kesip önüme döndüğümde kendi üzerime baktım ve bu duruma gülerek kafamı iki yana salladım. Farklıydık... Hem de fazla...

İkinci bir mesaj sesi ile telefonumu elime aldığımda bu sefer gelen mesajın Hoseok'dan olduğunu farkettim. "Seni rahatsız etmemek için yanına gelmedim. Ben çoktan çıktım yani beni bekleme görüşürüz kendine iyi bak." Cevap vermeden konuşma bölümünden çıkıp arama bölümüne girmiştim. Birkaç saniyem Yoongi'nin numarasını aramakla geçmişti. Sonunda numarasını bulduğumda üzerine dokunup kulağıma götürdüm. Hemen açılan telefonun ardından konuşmaya başladı. "Bar tezgahının hemen sol yanında uzun bir koridor var ordan içeri gir. Koridorun sonuna kadar ilerle ve kırmızı bir kapıyı görene kadar durma." Dediklerini dinliyor ve yapıyordum tekrar laf kalabalığı yapmama gerek yoktu. "Buldun mu?" Tekrar konuşmaya başladığı sırada kafamı sağa çevirmemle görüş alanıma iki kapı girdi. Kırmızı olanın kapısını açıp içeri sıvıştığımda karanlık bir oda beni karşılanmıştı. "Evet. Çanta nerde?" Nefes alış - veriş sesleri kulağımı okşarken konuşmaya devam etti. "Muhtemelen karanlıktır telefon fenerini aç ve odada düz ilerle sola doğru dön bir oda daha çıkacak karşına o odaya gir. Odanın ortasına ilerle ve halıyı kaldır önüne bir şey çıkacak. Onu kaldır ve içinde ki çantayı al ve bana getir. Konumu gönderiyorum. Soru sorma dediğimi yap." Ve telefonu yüzüme kapatmıştı.

𝘿𝙖𝙧𝙠𝙣𝙚𝙨𝙨 | VKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin