25 | like mother like son

4.1K 457 273
                                    

✧*。

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✧*。

ev sanki bir labirent gibiydi. jimin, dönüp dolaşıp yine bu odaya varıyordu. her seferinde hissettikleri ondan bir şeyler tüketmek için can atıyordu.

jimin, yatağın üzerine oturmuş ayaklarını toplamıştı. böylece boşluk olan alttan, gelen herhangi bir şeye karşı gardını almıştı. ellerini kucağında birleştirdi ve kendisinin ardından odaya gelen taehyung'a baktı.

"ne kadar okudun?" taehyung, onun karşısına bir sandalye çekerken konuşmuştu.

jimin, omuz silkti. "y-yaklaşık beş-altı sayfa-"

"kahretsin jimin, ne utanmaz şeysin sen öyle?" taehyung, ona inanamaz gibi bakmıştı.

jimin, olayın ironikliğine gülmek istiyordu. taehyung, hızlı mod değişiklikeriyle jimin'i şaşırtmaya devam ediyordu.

"s-sen gerçekten ona-"

"hayır!" taehyung, tüm odayı inletecek şekilde bağırdığında jimin yerinde sıçramıştı. yatakta hemen ondan geriye kaydı.

"fakat öyle yazıyor-"

"her yazılı olana, her duyduğuna ve her gördüğüne böylece inanamazsın, park jimin. seni avlarlar." taehyung, oldukça ciddi görünüyordu ve belki de sinirini tutmaya çalışıyordu. sonra elindeki, bazı kağıtları jimin'in yüzüne savurdu. jimin, yüzüne çarpıp etrafa saçılan kağıtlarla birlikte gözlerini kapatmıştı. sonra titreyen elleriyle içlerinden birini kavradı.

"annem paranoid şizofreni hastasıydı ve aklı asla yerinden değildi. çayına, deterjan dökerdi. kendini yemeye çalışır, yatakların altlarına saklanırdı. çok güzeldi fakat içi çürüktü." taehyung, gözlerini bir noktaya dikti ve transa girmiş gibi konuşmaya başladı. sesinin tonu çok ürkütücüydü. jimin, kağıdın bir hasta belgesi olduğunu görmüştü.

"babam ve annem birbirlerini çok severek evlendiklerini söylerlerdi fakat ben altı yaşlarımdayken babam, anneme daha fazla katlanamayıp evi terk etti." taehyung, omuz silkti. "aslında sadece şekerleme ve bir sürü çikolata alacağını düşünmüş ve onu kapıda beklemiştim."

"o hiç gelmedi." taehyung, elini yüzüne kapattı ve bir an boğazlarının yırtılacağı şekilde çığlık atmıştı sonra yüzünü ellerinden sanki hiçbir şey olmamış gibi kaldırdı. jimin, onun sol gözünün seyirdiğini görmüştü.

"jiyeon, şu ufak sürtük. anneme çok düşkündü. annemin saçlarını yapmasına onu bir oyuncak bebek gibi giydirip, bir kukla gibi oynatmasına bayılırdı. hayatımın ufak bir kısmı onu çok sevdim. gözüme korunmaya muhtaç geldi hep, babamın gidişinde çok ağladığı için onu hep ben teselli ettim, çünkü annemin bunu yapacak kadar aklı yerinde değildi." taehyung, derin bir nefes aldı. ayaklarını yere ufak ufak durmadan vuruyor, terleyen ellerini yeni giymiş olduğu keten pantolonuna sürüyordu.

let me under your sin | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin