0.9

788 101 27
                                    

Önceki bölümden

Kapıyı açtım. Kang Min'in geldiğine şaşırdım tabii ki ama onu elinde valizlerle görmeyi hiç beklemiyordum.

...

Şaşkınlıkla Kang Min'in yüzüne baktım. O da bana bakıyordu. Bakışları kocamı andırıyordu.

"Ee noona, biraz daha bakarsan yere oturacağım. Evinde bana da yer var mı?"

Nasıl? Evime taşınmaya mı gelmişti? Daha tanımadığı etmediği kişinin evine hem de ?

"Var ama, olmaz"

Yüzü düştü. "Neden ki noona?"

"Daha birbirimizi tanımıyoruz bile. Kimlerdensin nesin tam olarak bilmiyorum. Görenler kocası öldü yeni erkek alıyor eve derler. Yanlış anlarlar." Dediğimde bana hak verirmişcesine kafa salladı.

"Eh o zaman noona, bunları zorla yukarı çıkardım, zorla indirmek zorundayım. Bir ümit diye geldim ve boşa çıktı umidim. Görüşürüz umarım." Diyerek aşağıya inerken

"Dur" dedim iatemsizce. Ve ekledim.

"Tamam misafir odamız var, oraya yerleşebilirsin. Gel içeriye!"

Dedim ve onu eve aldım.

.........

"Vay noona artık yalnız değilsin."

Evet yalnız değildim. Bu mutluluk vericiydi ama daha neden geldiğini bile bilmiyordum ki!!

"Ne oldu da buraya gelme kararı aldın Kang Min?"

"Evimden attılar beni. Ev eşyalarını da vermediler. Kirayı ödeyemediğim için eşyalarımı aldılar ve bana kalan tek şey valizdeki kıyafetlerim. Heheh!"

Dedi.
Başımı salladım. Ve sordum.

"Kang Min, bana niye noona diyorsun? Nereden biliyorsun senden büyük olduğumu ve biraz kendinden bahsetmelisin."

Derin bir nefes aldı.

"Öncelikle evliyim, kocam öldü demiştin. Oradan anladım benden büyük olduğunu. Çünkü ben daha yeni meslek sahibi oldum. Kendinden bahsedecek olursam benim bir ailem yok ve 17 yaşından beri tek başıma yaşıyorum. Hatta yaşıyordum. Buraya gelene kadar. Şuan 27 yaşındayım."

Cidden benden küçükmüş. Ve onun gözlerine baktım. Kocamdan küçük olmasına rağmen onun kopyası resmen. İkizi midir?, Nedir?

"Ee noona senin hakkında sadece acılarını biliyorum. Sana dair hiçbir şey bilmiyorum daha."

"Benim ailem beni yetimhaneye bırakmışlar ve bir trafik kazasında vefat etmişler. Kocam ile tanıştığımda sadece 18 yaşındaydım. Üniversiteyi bitirdikten sonra 24 yaşımda evlendim. Kocam 26 yaşındaydı. Adı Jong Suk. Şuan ben 31 yaşındayım. O ise sadece 33 yaşındaydı. Ölmeseydi evladına sarılabilecekti belki de. Ölmeseydi annesi ile beraber torun sevebilecekti belki de. Ama kaderimde varmış bunlar. İsyan edemem.".

Dedim ve gözlerim dolmaya başladı. Kang Min de çok duygulu insanmış her anlattığımda ağlıyor. AĞLANMAYACAK BİR OLAY MI YAŞADIM SANKİ???

.........

Jong Suk'un Anlatımından

.....Flashback taşınmadan önce....

Neredeyse iki haftadır karımı göremedim. Zavallı hayatımın beni başka biri olarak tanıması kadar acı bir şey yok elbet ama mecburum onun hayatı için.

Evet. Evimize evinden atılmış bir kişi gibi taşınmayı planladım. Hatta yarın sabahtan kapısına gideceğim karımın.

...sonra

Yoruldum ama sonunda vardım.

Kapıya vurdum. İçerden onun sesi geldi. Bu sese hasret kalmayacağım artık. Kapıyı açınca bana şaşkın şaşkın baktı sadece.

Teklifimi reddetti en başta. Yanlış anlaşılmasından korkuyordu. Canım karım. İyi ki seninle evlenmişim. Çok masum bir eş.

Tanımadığı bir kişiyi evine almak istemese de zorla beni eve aldı.

Ona noona demek zorundaydım yoksa her şey batardı.

Yeni kendimden bahsettim ona. O da kendinden bahsetti. Yalan söylemedi. Dürüsttü.

Ama en acısı da ne biliyor musunuz? Evladımı ve annemi kaybettim. Ben bu olayı yaşadığını öğrenince hem karım için hem doğmadan ölen evladım için ve hem de pişmanlık duygusu yaşayan annem için her gece gözyaşı döktüm. Ve yine anlatınca kendimi tutamadım. İkimiz de ağlamaya devam ettik. Böyle hayat yaşattığım için çok özür dilerim sevgilim. O adam mezara girene kadar beni Kang Min olarak bileceksin.

Dead Husband//ljs (DUZENLENIYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin