Donghyuck Renjun ile konuşalı tam iki gün olmuştu ve mark ile tam iki gündür konuşmuyordu.
Gözlerini vanilya kokusu ile açtığında yanında mark'ı gördü ve şaşkınca .
"Ah günaydın hyuck" Dedi ve gülümsedi mark.
" Senin burada ne işin var? " Diye sertçe sordu donghyuck.
" Şey... Ben- ben seninle çok ayrı kaldığımızı düşündüğüm için yanına gelmiştim ve seninle dertleşmek istiyorum. Buna iznim var mı? " Diye sakince sordu.
" Burada yatman önemli değil bu arada sorduğun için sağol . " Dedi soğukça ve yataktan kalktı. Mark üzülmüştü, ne yaptığını çok merak ediyordu ve sorması gerektiğini düşündü.
" Haechan ben sana ne yaptım? "
"Ne? "
"Ben sana ne yaptım da bana böyle davranıyorsun, ha? "
" Sence? Ben burada kötüyken hiç beniml- Ya da boşversene seninle konuşmak istemiyorum. Taeyong hyung konuşmaya gideceğim, hem sen de benden bu sayede kurtulur-"
" Senden kurtulmak istemiyorum."dedi şiddetle mark.
" Seninle ayrı kalmak istemiyorum hyuck, uzun zamandan beri en yakınımsın ve en yakın arkadaşım olmaman için hiçbir sebep yok. " Dedi mark ve donghyuck'un yanına gidip ona sıkıca sarıldı, donghyuck ağlıyordu. Mark ona sarılıp onu sevdiğini söyleyince o daha şiddetli ağlamaya başladı.
" Güzelim neden ağlıyorsun? " Dedi mark yavaşça
" Mark artık içimde tutamıyorum. Anlıyor musun? "
"Aşık mı oldun yada birinden hoşlanıyorsun değil mi? peki kim o ben olamam ya" Dedi sırıtarak.
'Cidden kendisine hiç güveni yok yada benim onu sevmem onun için imkansız gibi geliyor' diye düşündü.
" Evet hyung birine aşık oldum ama bu kişi kendisine güvenmeyen birisi ve benim sevgimi de pek önemsediğini söyleyemem dahası da benim kötü olduğum günlerde eskisi kadar benim yanımda bile olmadı. Açıkçası ben de neden o diye kendimi sorguluyorum ama sonra bir hareketinde eriyorum ve delirecek miş gibi oluyorum ama o bunu hiç anlamıyor ya da anlamak istemiyor, istemiyorsun hyung. Görmüyor musun benim halimi? " Mark'ın dili tutulmuştu.
" Donghyuck biz- biz arkadaşız hatta kard-"
" Arkadaşız... Arkadaşlık. Peki hyung beni dinlediğin ama anlamayıp kabullenmediğin için teşekkürler. Şimdi izninle bugün katılacağımız program öncesi Taeyong hyung ile konuşmaya gideceğim. " Dedi
Ve mark' ın ona bir şey demesini beklemeden odadan çıkıp jaelerin odasına doğru koştu. Jaeminler onu görünce neler olduğunu az çok tahmin ettiler ve ona sımsıkı sarıldılar.
" Üzgünüm hyung " Dedi jaemin.
" Onu geberteceğim. " Dedi sonradan aralarına katılan Renjun.
" Değmez Renjunnie" Dedi Jeno ve dreamdekileri arayıp odalarına çağırdı.
Kapı çaldı ve içeriye jisung, chenle ve promosyon olarak Lucas girdi.
" Lucas sen neden buradasın? " Diye sordu Renjun
" E dream üyeleri toplanın demişsiniz" Dedi Lucas ve diğerlerinin gülmesini sağladı, donghyuck' un bile...
.
.
.
.
Jaemin lerin odasında hep beraber toplanmış ve sohbet ederken sessizce oturan haechan'ın telefonu titredi ve haechan yavaşça telefonu eline alıp mesajlarına girdi. Mesaj mark tan gelmişti.OhCanada: hey haechan.
Bahçede iki dakika konuşabilir miyiz, lütfen?~
~
~
Haechan mark'ın dediği yere geldiğinde gözlerini onu aradı. Arkadan birisi onu çiçek bahçesine çekmişti.
" Benim mark" Dedi ve önüne döndürüldü.
'Ah tanrım çok aptalım güneşimin ağlamasına izin verdim' diye içinden geçirip ona döndü.
" Neden buradayız mark? "Dedi haechan.
" Seni ağlattığım için özür dilerim, orada sana cevap veremediğim için özür dilerim, bunu sana daha daha önce söylemediğim için özür dilerim güzelim. Seni seviyorum Lee Donghyuck, beni affedebilecek mısın?
Benim konuşmama izin vermedin o yüzden sana söyleyemedim üzgünüm..."Dedi mark ve donghyuck cevap vermek yerine mark'ın dudaklarına yapıştı.
Ayrılınca haechan mırıldandı " Ne zamandır bunu bekliyordum"
..
.
.
..
_Winwin_"ÇİKOLATALI ÇİN MANTIIM! "
" YOK ANANIN... " diye başladığı laf jisung un kapıda olmasıyla yarıda kaldı.
" Hyung yuta hyung a nasıl katlanıyorsun? "
"HAYATIMI SES VERSENE!
ÖLDÜN MÜÜ ÇİNLİ PAMUK PRENSESİM "
"ıyy yani iğrendim şu anda her şeyin başına Çin koyup bana yolluyor yeter! "
"Ben sizi yalnız bırakıyım. "
"Hayıır bunu bana yapma jisungiee~"
"SONUNDA BE YÜRÜ GİT VELET! "
"YUTA! "
"tamam hayatım bişi demedim... "_Taeil_
Hala jungwoo ile otururken yukarıdan gelen yavşak yuta' nın sesi ile uyuyan johnny uyanıp bize baktı ve beni es geçerek jungwoo ile konuşmaya başladı. Bu beni biraz kırmıştı. Çünkü onunla deli gibi hoşlaşıyorduk. Yani sanırım, inşallah öyledir...
(Taeil' İ imana getirdiğimize göre devam kdjgrkgfk)
Sıkıntı ile iç geçirip yukarı odama çıkmak için kalktım.
Beni bir el durdurdu." Misafirin var. " Dedi kun ve mutfağa geçti. Ben de onu takip ettiğimde gördüğüm kişi ile şoka uğradım. Bu Eunwoo idi. johnny' nin ezelden beri nefret ettiği bir insan .
_yazardan_
Taeil'in misafiriniz olduğu haberi ile johnny kıskançlıkla bacağını hareket ettirmeye başlarınca jungwoo ona yapmamasını söyledi.
İçeride kiminle kınuştuğunu çok merak ediyordu.
Taeil ona yakın davranıyordu ve nedenini de hiç merak etmemişti. Bu zamana kadar. Acaba olabilir miydi? Ondan hoşlanıyor olabilir miydi? Hayalleri belki gerçekleşir miydi? Diye kendini sorguladı johnny ve dayanamayıp ayağa kalktı. Ne olursa olsun ne konuştuklarını ve kiminle konuştuğunu öğrenmesi gerekiyordu..._Taeil_
Kun beni Eunwoo nun yanına getirdikten sonra bahçeye gideceğini söyleyip yanımızdan ayrılmıştı. Açıkçası onun yanımızdan gitmesini istemiyordu.
"Hoşgeldin Eunwoo. Nedir seni buralara atan şey? "
"Hoşbuldum Taeilciğim. Neden mi geldim? Seni görmek için. " Dedi flört ederek.
"Şaka bir yana cidden merak ettim nasıl olduğunuzu şu yurt değişimi işi sizi yormuştur diye size çikolata getirdim. Sana da tabii ki. " Dedi ve insanın içini ısıtacak bir şekilde gülümsedi.
Neden johnny nin onu sevmediğini bilemiyorum diye içimden geçirdim ve sanırım dışarıdan da duyulmuştur ki bana dönüp gülümsedi ve yaklaşmam için bana fısıldadı.
"Johnny beni sevmiyor. Çünkü onun çok istediği bir şeyi almıştım ve bir şeylerin farkına varmasını sağladım. Bu yüzden beni sevmiyor, sevemiyor. "
" Anladım " Dedim ve gülümsedim.
Gülümsememle bana aldığı çikolatayı uzattı ve bana birini açıp yedirmeye çalıştı. Bunu reddedince biraz kırılır gibi oldu.
"Benim aşkıma inanamıyor olabilirsin ama emin ol sen benim her şeyim olmuş durumdasın. " Dedi ve tekrar gülümsemesi ile ben de ona gülümsedim ve hala uzatmaya olduğu çikolatayı yedim ve teşekkür ettim. O sırada içeriye hızlı ve kızgın bir adet johnny girdi. Bana bakmadan Eunwoo ya odaklandı.
" Neden buradasın oç Eunwoo şimdi Taeil İ mi buldun?!" Dedi johnny
" Ah yine beni o güzel sözlerinle büyüledin johnny... " Dedi Eunwoo ve hayran hayran yukarı bakıp sonra bana döndü.
" Rica ederim bu arada. Sen iste yeter canım" Diyip gülümsedi ve çıkarken benim cebime elinde tuttuğu kağıdı koydu.
Eunwoo gittikten sonra Johnny ile bakışmaya başladık ve yavaştan içeriye doğru kaçmaya çalıştım ama nafileydi tabii ki." Neden burada o? " Dedi ve cevap vermeme izin vermeden tekrar söze girdi.
" Neden seninle konuşmasına izin verdin? NEDEN TAEİL SANA SÖYLEDİM İYİ BİRİ DEĞİL O!" Diye bağırınca sinirlendim. O kim oluyor da benim kiminle görüşüp görüşemeyeceğime karar veriyordu ki!
" BAĞIRMA BANA SEN BANA NİYE KARIŞIYORSUN Kİ BEN SENİN NEYİNİM? YA DA SEN BENİM NEYİMSİN?! " dedim ve sinirle yukarıya çıktım sinirden ağlıyordum. Normalde hiç sinirlenmeye biriydim.Ahh Johnny bana iyi gelmiyor cidden...
.
.
.
.
Okuduğunuz için teşekkür ederim 💕💕 lütfen yıldızcığa basın sizi seviyorum😘😘