~~~~~~
Bayan Vivian'ın karşısında resmen titriyordum. Sağ bacağımı hiç durmadan sallarken daha önce onunla hiç baş başa konuşmadığımı fark ettim. Kırmızıya boyanmış dudaklarımı yerken hoş bir görüntü oluşturmadığımın da farkındaydım.
Doğrusu korkutucu biri değildi sadece nedensiz bir şekilde benimle görüşmek istemişti ve bu Asher'ın yanımdan kaçtıktan hemen sonraki günü olmuştu. Hanımefendiliğinden ödün vermeden önündeki çayı alıp yudumlarken onu bir sapık gibi izliyordum.
Asher annesine ne demişti acaba? Ve ben şu an ne demeliydim? Hiçbir şey bilmiyordum! Madem kendini ifşa edecekti beni uyarabilirdi değil mi?
"Çayını soğutuyorsun Harper." dediğinde önümde duran soğumuş yasemin çayına baktım. Tam içmek için bir hareket yapıyordum ki tekrar konuştu. "Lafı çok uzatmak istemiyorum, Asher yüzünden buradayız."
Çaya uzanırken havada kalan elimi hemen eteğime indirdim ve daha yeni ütülenmiş olmasına rağmen bunu umursamayıp buruşturdum. Yıllardır oğlunun arkasını toplayıp aslında hiç de iyi anlaşamadığımızı öğrenmişti belki de. Bir gün olacaktı zaten ama yine de bu durumu tek başıma kucaklamak istemezdim. Bu Bayan Vivian için bir yıkımdı. Ve onu teselli edenin ben olması haksızlıktı, oğluyla iyi anlaşamıyorduk işte! İyi bir evlat olup benim yerime onun burada olması gerekiyordu.
"Ben-"
"Sen oğluma yardım etmelisin."
Yardım etmek mi?
En azından kızmak için değil, durumu düzeltmek için buradaydık. Bunu toparlayabilirdim."Aslında her seferinde ona gitmemesini söylüyorum ama beni dinlemiyor. Benim yardımımın yararı olmaz. Gerçekten üzgünüm Bayan Vivian ama bu işe yaramaz."
"Neyden bahsediyorsun sen?" Kaşları çatıldı ve çay bardağını masaya koydu. Ben kirpiklerimi kırpıştırıp bu sefer neyi yanlış söylediğimi düşünürken hayatım birkaç saniyeliğine de olsa kurtarıldı.
"Bayan Vivian? Sütünüzü getirdim."
Elinde bir tepsiyle giren hizmetli düşünmek için bana zaman kazandırmıştı.
Eğer Asher'ın her seferinde buluşmalardan kaçtığını öğrenip engel olmamı istemiyorsa ne için yardım istiyordu ki?
Puantiyeli eteğimden elimi çektiğimde kırış kırış olduğunu görüp gözlerimi devirdim.
Harika.
Bayan Vivian beni daha fazla strese sokabilir miydi acaba? Üstelik bu kadın bu kadar korkutucu olmayı nasıl başarıyordu ki?
"İstemiyorum, geri götür lütfen."
"Ama demiştiniz ki on beş dakika son-"
"Lucy, istemiyorum. Tekrar etmekten nefret ederim. Sütü geri götür."
"Evet efendim."
Asher'a yardım falan etmek istemiyordum. Neyden bahsettiğini bilmiyordum ama istemiyordum. Asher kendi başının çaresine bakabilecek kadar zeki ve kırmazdı ayrıca benim yardımıma ihtiyacı yoktu.
"Evet nerede kalmıştık? Ah, Asher'a yardım edecektin."
Böyle bir şey söylemediğime o kadar emindim ki...
Lucy'ye yalvararak baksam da kafasını bile yerden kaldırmadan odayı terk etti.
"Acaba tam olarak ne yardımından bahsediyoruz?" Gergince gülümsedim ve bir yandan da terleyen avuç içlerim hakkında kaba olmadan kurtulmanın bir yolunu düşünmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Between Words
Teen FictionSıkıcı bir yaz tatilini nasıl geçireceğini bilemeyen Harper'ın karşısına onu çok etkileyen bir kitap çıkar. Yazarının peşine düşen Harper hiç beklemediği bir hayatın parçası haline gelir.