- Yaprak
"yaprak kızım kalk hadi bak okula geç kalacaksın" yaprak uykudan kalınlaşmış sesi ve uyku sersemi olduğu için ağzından zar zor kelimeler dökülüyordu "ana krali.. 5 dakika daha" annem "yaprakçım devemsızlığın zaten sınırdı okuldan atılmak mı istiyorsun" dedi ve ince pikeyi üstümden çekti "yaa ana kraliçe napıyorsun" "kalk çabuk 5 dakika içinde aşağıda ol" benim bir şey dememe izin vermeden odadan çıktı
üzerimi giyinip aşağı indim kapıdan çıkacakdım ki annem seslendi "kahvaltı yapmadan mı gideceksin?" anneme doğru dönerek "yok ana kraliçem ben okulda yerim görüşürüz" "tamam canım kızım kendine çok dikkat et" "tamaaamm" diyip kapıdan çıktım ve okula doğru yürümeye başladım
sınıfa geldiğim de zilin çalmasına 5 dakika daha vardı ben de ece'nin yanına gidip sıraya oturdum "bu gün erken geldin" "kahvaltı yapmadan geldim o yüzden" ece daha fazla bir şey demeden önüne döndü
teneffüs zili çaldığında ece ile kantine indik ben kahvaltı yapmadığım için tost aldım ece bana bakarak "yarın matematik sınavı var" dedi yüzümü somurtarak biliyorum anlamında kafamı yukarı aşağı salladım "neyse boşver sınavı şimdi sen sinanla aranı ne yaptın" ece heyecanla gülümseyerek "barıştık" dedi "yaa çoook sevindim zaten saçma bir küslükdü" biz sinan hakkında konuşurken sinan da barışla yanımıza gelip oturdu "ee ne konuşuyorsunuz bakalım" ben de sinana dönerek "ece nasıl barıştığınızı anlatıyordu" o sırada barış lafa atladı " of sabahtan beri bu muhabbet baydı beni sinan en az 50 kere anlattı nasıl barıştığınızı bir de burada dinleyemicem" barış böyle dedikten sonra eceyle ben bir kahkaha patlattık biz böyle konuşurken yanımıza melisa geldi ve barışa sarıldı "günaydın sevgilim" bize bakarak "sizlerede günaydın" dedi bende melisaya " günaydın" deyip tostumdan bir ısırık daha aldım
ece ailesi evde olmadığı için bizde kalacakdı yürüyerek eve geldik kapıyı ana kraliçem açtı " hoşgeldin ece" "hoşbulduk oya teyzecim" "yaprak sen arkadaşını odaya götür üstünü değiştirsin yemek birazdan hazır olur misafirimiz var diye yaprak sarma yaptım" annem yaprak sarma diyince gözlerim parladı "tamam ana kraliçem benim biz gittik" eceyle yukarı çıkıp üzerlerimizi değiştirdik daha sonrada yemeklerimizi yiyip yattık
Bu gün beni gıdıklayarak ece uyandırdı uykuma düşkün bir insan olduğumu çok iyi biliyordu. Ana kraliçe aşağıdan sesleniyordu "kızlar kahvaltı hazır" "tamam geliyoruz" elimi yüzümü yıkayıp eceyle birlikte aşağı indim. Ece kahvaltı masasını görünce gözleri adeta parladı "off oya teyze bunlar ne ellerine sağlık" "afiyet olsun güzel kızım" anneme sitem eden bir şekilde bakdım "oh valla eceyi gördün bizi unuttun" bu dediğime hepimiz gülmüştük
Kahvaltıdan sonra üzerimizi değiştirip okula gittik. İlk iki ders fizikdi fakat fizik hocası özel nedenlerden dolayı gelemediği için ders boştu. Bizde eceyle bahçeye çıkıp bir banka oturduk. "Ayy valla iyi oldu fizikçinin gelmediği" ece de bana hak verircesine başını salladı. Biz böyle konuşurken karşıda olan iki kişiye gözüm takıldı ece de onları görmüş olacak ki bana "şu karşıdakiler barışla melisa değil mi ? " dedi "evet onlarda niye böyle hararetli hararetli kavga ediyorlar" ece de hiçbir şey anlamadığını belli etmek için dudağını sarkıttı ve "bilmiyorum" dedi o sırada melisa okuldan ayrıldı barışta sinirle okula girdi. "noldu böyle ya iki dakikada" "sinan gelince ona sorarız belki o birşeyler biliyordur" "neyse ben lavoboya gidip gelicem" "ben de gelseydim" dedi ece "hemen gelirim merak etme sen otur burada" "tamam o zaman"
Lavobodan çıkarken soyunma odasından sesler geliyordu vurup kırma seslerine benziyordu bakıp bakmamak arasında kararsız kalmıştım merakına yenik düşüp soyunma odasının kapısını tıklattım fakat içeride kim varsa duymuyordu ben de daha fazla dayanamayıp kapıyı açtım. Kapıyı açmamla birlikte barışı gördüm dolapları tekmeliyordu o da beni farkedince "barış napıyosun" dedim beni görünce şaşırmıştı şaşkınlığının arkasında öfke ve kin de vardı bana doğru bakarak "yaprak sen ne arıyorsun burada" sorusunu duymazdan gelerek "asıl sen ne yaptığının farkındamısın" inatla bana aynı soruyu yöneltti ben de dayanamayıp cevapladım " lavobodan çıkarken soyunma odasından fazla gürültü geliyordu ben de merak edip baktım" açıklamamdan sonra barış gidip bir sandalyeye oturdu ben de yanına oturdum "şey sen iyimsin ? " "iyiyim" bu söylediğine kendi bile inanmamıştı "emin misin ? " başını öne eğerek cevapladı "değilim" biraz sessizlikden sonra konuşmaya başladım "melisa ile aranızda bir sıkıntı mı var tabi anlatmazsan anlarım" barış buruk bir gülümsemeyle baktı "evet bir sıkıntı var beni aldatmış"
Barışın dediği şeyle şok oldum " eminmisin melisa böyle bir şey yapacak birine benzemiyor" "evet eminim mesajlaşırken yakaladım" ne diyeceğimi bilemedim "ben üzgünüm" "ben de" telefonum çalmaya başladı barışa dönerek " özür dilerim ece'nin yanına gitmem gerek görüşürüz.