6🌟

131 3 0
                                    

- Yaprak

Eve geldiğimde annemler görmeden odama geçtim yüzümde bi sırıtış vardı üzerimi değiştirip yatağa yattım o anı düşündüm kalbim deli gibi çarpıyordu ama ne yapacağımı barışa karşı nasıl davranacağımı bilmiyordum bunları düşünürken uyuyakaldım

Sabah alarmın sesiyle uyandım ama okula gidersem barışın yüzüne nasıl bakacakdım en iyisi alarmı kapatıp yatmaktı ama bunları düşünürken bir türlü uyuyamadım korkunun ecele faydası yok diyip okula gittim

Okula geldiğimde zil çalmıştı merdivenden ikişer ikişer çıkarak sınıfın kapısına geldim önce üstümü düzelttim ve kapıyı tıklattım "geç kaldığım için özür dilerim hocam yerime geçebilirmiyim?" "geç bakalım yaprak ayvaz" dedi bende yerime geçip oturdum ama barış okula gelmemişti o sırada kapı tıklatıldı hoca "gel" dedi kapıyı tıklatan barıştı "geç kaldığım için özür dilerim uyuyakalmışımda" hoca "sende geç bakalım barış önce yaprak sonra sen" diyerek söylendi hocanın konuşmasından sonra sanırım barış benim de geç kaldığımı anlamış olacak ki bana baktı ben ise gözlerimi kaçırdım çünkü gözlerine bakmaya cesaretim yoktu

Teneffüste ece , sinan ve ben kantine indik kendime bir sandviç ve ayran aldım geç kaldığım için evden kahvaltı yapmadan çıkmıştım sinanla ece hararetli hararetli sohbet ediyorlardı bense sadece barışı düşünüyordum sinan "noldu yaprak başkan karadenizde gemilerin mi battı" dedi "efendim" diyerek sinana döndüm "sen benle küsmüsün yoksa" dedi "sana niye küs olayım ki dalmışım o kadar" "ne bileyim geçen gün eceyi yanıma çağırdım ya ona alındın sandım" "ne alınıcam ya" diyip önüme döndüm barış bahçeye doğru giderken sinan "barış nereye lan gelsene yanımıza" dedi "yok ya bi hava alıyım siz oturun" diyip gitti "noluyor lan buna diyip söylendi" ece de destek çıkarcasına "bende bir şey anlamadım" dedi ben sebebini bilen tek kişiydim

Bütün günü barışdan kaçarak ve gözgöze gelmemeye çalışarak geçirdim zil çaldığında eşyalarımı toplamaya çalışıyordum "ece siz gidin ben arkanızdan yetişirim" dedim ece de "tamam" diyip gitti eşyalarımı toplamaya çalışırken arkamdan bir ses geldi "yardım lazım mı?" arkamı dönüp baktığım da barıştı artık kafam ne kadar dalgınsa onun sınıfta olduğunu fark etmemiştim bile "yok ben hallettim" derken heyecandan elim ayağım bir birine dolandı ve elimdeki defteri yere düşürdüm tam eğilip alacakken barış benden önce davranıp defteri yerden aldı sabahtan beri göz göze gelmemeye çalıştığım o gözler tam karşımdaydı hızlıca yerden doğrulup defteri çantama koydum ve çantanın fermuarını çektim sınıftan tam çıkacakken barış arkamdan seslendi "neden kaçıyorsun benden" arkamı döndüm ve dinlemeye devam ettim "neden hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun" "barış bunları konuşmak için hiç doğru bir yerde değiliz eğer çok konuşmak istiyorsan çıkalım dışarı orda konuşalım" dedim

Sessiz bir yürüyüşün ardından sahile geldik ve bir banka oturduk ilk önce konuşan ben oldum " barış inan seni çok iyi anlıyorum dün geceden beri içim içimi yedi ama" durdum ve devam ettim "ama dün gece olanlar dün gecede kalsın herşey tamamen bir hataydı" söylediklerimle barışın kalbini bin parçaya ayırdığımı biliyordum ama cesaretim yoktu "senden çok özür dilerim ben çok saçmaladım" konuşmaya daha fazla devam edemedim "tamam ben seni anladım pişman olmuşsun" söylediği şeyle ona baktım "asla pişman olmadım sadece doğru değil" "herşey doğru biz yanlışız öylemi" "öyle değil ya barış lütfen üstüme gelme benim kafam çok karışık" dedim ve bir süre sessizce denizi seyrettik ayağa kalktım "benim artık gitmem gerek ana kraliçe merak etmesin hem ecede aradı açmadım" dedim barış bana yaklaşıp "sana bir kez sarılsam yanlış anlamazsın değil mi?" sorusunu pas geçip ona sarıldım "görüşürüz" "görüşürüz" dedim ve oradan uzaklaşınca eceyi aradım "efendim ece ben evdeyim" "bizde seni biraz bekledik gelmeyince evlere dağıldık" ne yalan uydursam diye düşündüm barışla olduğumu söylersem bir sürü soru soracakdı dolayısıyla açıklama yapmam gerekecekdi ve bu benim isteyeceğim en son şeydi "hocaya dersle alakalı bir şey sordum o yüzden yani başka birşey yok" "iyi o zaman annem çağırıyor kapatıyorum bay" diyip telefonu yüzüme kapattı bende eve gittim

Eve geldiğim de duşa girdim çıktıktan sonra telefonu elime aldım bir cevapsız arama vardı kim olduğunu öğrenmek için tuş kilidini açtım arayan barıştı geri dönsem mi diye düşündüm ama aramaktan vazgeçip mutfağa bir şeyler yemeye gittim

bir iki saat sonra ece aradı "efendim ece" "yaprak" sesi telaşlı geliyordu "noldu ece" "ya-yaprak biz sinanla hastaneye gidiyoruz barış trafik kazası geçirmiş" barış dediği an dünyalar başıma yıkıldı "hangi hastane" "acıbadem" "tamam kapat hemen geliyorum hızla ayakkabılarımı giydim "yaprak kızçem nereye" çantamı koluma taktım "soru sorma anne acil gitmem lazım" diyip kapıyı çarpıp bir taksiye bindim

Hastaneye geldiğimde koşarak içeri girdim "barış ozansoy hangi odada" "hemen bakıyorum" bilgisayardan barışın kaldığı odaya baktıktan sonra "7. kat 1342 numaralı oda" dedi hemen asansöre binip barışın olduğu kata çıktım asansörden inince barışın kaldığı odayı aramaya başladım sağa doğru dönünce koltukta oturan eceyi ve yanında oturan sinanı gördüm ve koşarak yanlarına gittim eceye "içerde mi?" dedim "evet" dedi bende içeri girdim içeride anne ve babasıda vardı. Barışın kafası ve kolu sargılıydı onun dışında da yüzünde ve ellerinde birkaç çizik vardı ve serum almıştı barış beni görünce yüzünde bir tebessüm olmuştu bende ona bakarak gülümsedim "çok geçmiş olsun iyimisin" "iyiyim hiç bir şeyim yok" barışın annesi zeynep teyze omzumu okşadı "barış böyle arkadaşları olduğu için çok şanslı her durumda yanında olan, daima onu koruyacak arkadaşları var bu konuda ona çok imreniyorum" zeynep teyzenin dediği şeyler o kadar özeldiki ne diyeceğimi bilemedim sadece ona karşı gülümsemekle yetindim "neyse ben daha fazla kalabalık yapmıyım senin dinlenmen gerek ben buradayım" dedim barışın babası ilyas abi bana döndü "çocuklar buralara kadar koşarak geldiniz ama aileleriniz merak eder siz evinize gitseniz daha iyi" aile diyince anneme haber vermeden hızla evden çıkmıştım onu aramam gerekiyordu "yok canım olur mu öyle şey annemler zaten bir şey demez bu akşam ben buradayım" onlarda daha fazla ısrar etmenin anlamsız olduğu anlamış olacaklar ki bir şey demediler bende dışarı çıktım ecenin yanına oturup "anneme haber vermeden çıktım onu aramam gerek" dedim "tamam canım sen ara" dedi annemi aradığımda olanları anlattım o da gelmek istedi ama gelmemesini söyledim ve oturmaya başladım eceyle sinan bir şeyler almak için kantine inmişlerdi zeynep teyzede barışa kıyafet almak için eve gitti ilyas amca ise barışa çok fazla birşey olmadığı için barışın ısrarlarıyla iş toplantısına gitti ben de fırsat bu fırsat diyip barışın yanına girdim içeri girerken fazla ses çıkarmış olmalıyım ki barış uykusundan uyandı "ben çok özür dilerim uyuduğunu bilmiyordum" "önemli değil" koltuğu göstererek "otursana" dedi geçip oturdum "daha iyimisin?" "sen geldin ya tüm acılarım gitti" hastayken bile nasıl bu kadar güzel konuşabiliyordu "nasıl oldu kaza ece birşeyler anlattı ama birde senden dinlemek isterim" dedim "senle sahilden ayrıldıktan sonra motoruma bindim eve gidiyordum sonra önüme birden bir araba çıktı onla çarpıştık sonra beni hastaneye getirmişler araba da kaçmış" "yani sen beni aradığında hastanedeydin" "seni ben aramadım dün en son seninle konuştuğum için büyük ihtimal hemşirelerden biri seni aradı" "bende salak gibi telefonu açmadım" "sen nerden bilebilirdin ki böyle bir şey olacağını" haklıydı bilemezdim ama kendimi suçlu hissediyordum "sakın kendini suçlama sonuçta ben senin karşındayım ve iyiydim hem telefonu açsan ne olacakdı ki hiç bir şey değişmeyecekdi" "ne olursa olsun senin yanında benim olmam lazımdı" "düşünme bunları artık yaprak olan oldu" "bak bir yerin ağrımıyor değil mi doğruyu söyle" "kalbim çok ağrıyor ama orayıda senden başka hiç kimse tamir edemez" dediği şeyler çok ağır gelmişti "barış bunu yapamayacağımı biliyorsun" barış durup yutkundu ve sadece "tamam" dedi "istersen ben çıkayım sende uyu" "hayır burada kal benimle" "sende gözlerini kapat" dedim o da gözlerini kapattı o uyuduktan biraz sonra bende uyudum.

1189 kelime.

YAPBARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin