- Yaprak
Okuldan sonra eve geldim. Bu gün fazla yorulmuş olacağım ki kendimi hemen yatağa attım. Öylece tavana bakıyordum o sırada annem pat diye odaya girdi " insan bir kapıyı çalar belki üzerimi değiştiriyordum" anneme homurdanmamla "off kızçem ne saçmalıyorsun arkadaşın geldi seni kapıda bekliyor" "hangi arkadaşım ece mi?" "yok barış geldi seni kapıda bekliyor sana bir şey söyleyecekmiş" anneme "tamam" diyip aşağıya indim. Acaba barış bana ne söyleyecekdi. Barışı kapıda beklerken görünce yanına gittim. "Barış noldu niye geldin" "aslında geçen günü telafi etmek adına seni bir yere götüreceğim" barış böyle deyince bir heyecanlanmıştım ama çakdırmamak için bir şeyler söyledim "ama annem izin vermez ki" barış bana bakıp gülümsedi "sen üstünü değiştir ben izin alırım Oya teyzeden o beni kıramaz "tamam ben hemen gelicem" diyip odama gittim. Üstüme bir pantolon ve swet giyip barışın yanına geri döndüm "çıkabiliriz" dedim oda bana onaylar bakışlar gönderip beni arabaya bindirdi
"Nereye gidiyoruz" dedim "gidince görürsün" dedi "barış beni biliyorsun sürprizlere gelemem söyle işte" "olmazz" oflayarak önüme döndüm. Araba durunca geldiğimizi anladım iyide burası barışların eviydi. "Barış beni kendi evine mi getirdin napıcaz burda" "gel sen gel" diyerek beni arka bahçeye götürdü. Açık hava sineması vardı yerdede iki tane kocaman puf mısırlar ve içecek "ne diyeceğimi bilemiyorum burası çok güzel" "beğenmene çok sevindim" "iyide annenler evede yokmu bizi yanlış anlamasınlar "annemler evde yok bir davete katıldılar sadece ikimiz varız" dedi sonra barış pufları göstererek "gel şöyle oturalım" dedi ve elimden tutarak pufların birine beni oturttu yanindaki pufa da kendi oturdu. Filmi izlemeye başlamıştık hava da kararmıştı barış aklına gelen şeyle hemen bana döndü "sen üşürsün böyle ben sana hemen bir battaniye getireyim" barış kalkacakken elini tuttum "gitme üşümüyorum hem sana sarılırsam geçer" barış söylediğim şeye tebessüm edip yerine oturdu ve bana sarıldı "işte şimdi hiç üşümüyorum" diye belli belirsiz mırıldandım başımıda barışın omzuna koydum ve filmi izlemeye devam ettim.
- Barış
Film bitmişti yaprağa baktığımdaysa uyumuştu tam onu uyandıracakken arkamdan bir ses geldi "barış" arkamı döndüğümde melisaydı "napıyorsun sen burda hem de yaprakla" "asıl sen ne yapıyorsun burada ben sana bir daha bana yaklaşmayacaksın bu eve bir daha gelmeyeceksin demedim mi?" yaprağın uyanmaması için sessiz olmaya çalışmıştım ama sesim yüksek çıkmıştı "dedin ama o gece seninle öpüştükten sonra anladım ben hâla seni seviyorum" "melisa git buradan yoksa elimden bir kaza çıkacak" "hiçbir yere gitmeyeceğim burda kalacağım" yüksek bir sesle "melisa git buradan" dedim. bağırdığım için melisa fazla bir şey diyemedi "peki şimdi gidiyorum ama şunu bil ben hala seni seviyorum" melisa gittikten sonra arkamı döndüm yaprak uyanmış bizi dinliyordu "yaprak" dedim "beni eve bırakırmısın ortam şuan hiç uygun değil" dedi ve ayağı kalktı "tamam" diyebildim sadece. Yaprağın evine geldiğimizde yaprak geldiğimizi fark etmemişti "yaprak geldik" dedim yaprak bana döndü sanki birşey diyecek de diyemiyor gibi bir hali vardı "sen iyimisin bana birşey mi söyleyeceksin" yaprak biraz durdu ve konuşmaya başladı "hani geçen gün sesinle dışarı çıkacakdık senin kuzenin gelmişti ya" cümlenin devamını nasıl getireceğinden korkuyordum devam et der gibi başımı salladım "aslında kuzenin gelmedi değil mi melisa ile birlikteydin" "yaprak" dedim üzgün bir ses tonuyla "melisa ile birlikte olabilirsin hatta öpüşebilirsin ama bana neden yalan söyledin beni salak yerine koydun" dedikleri beni çok üzdü "yaprak seni salak yerine falan koymadım" yaprak "iyi geceler" diyip hızlıca arabadan indi arkasından seslendim ama beni dinlemeden eve girdi.
- Yaprak
Odaya girince hızlıca montumu çıkardım ve bir kenarı attım çok sinirliydim barışa neden sinirli olduğumu bilmiyordum neden böyle oluyordu ki kız sonuçda kaç aylık sevgilisi ayrılmış olabilirler ama eminim barış hala melisayı seviyor amann öpüşürlerse öpüşsünler bana ne zaten ben beni salak yerine koyduğu için ona sinirliyim dime başka ne olacak.
Rahatlamak adına duşa girdim. Duştan çıktıktan sonra da yatağa attım kendimi.Okula geldiğimde bahçede sinan ve eceyi gördüğüm için yanlarına gittim neşeli bir sesle "günaydın" dedim onlarda bana günaydın dedikten sonra yanlarına oturdum "ee napıyorsunuz bakalım çifte kumrular" sinan "biz iyiyizde sabah sabah ne bu neşe" "bilmem bugün içimde bir mutluluk var fizikçi bile sinirimi bozamaz "o kadar diyorsun yani" "o kadar diyorum" aslında bütün bu neşem sırf barış ve melisaya inattı "hadi size bir kahve ısmarlıyım" deyip kantine geldim sıraya geçtiğimde barış önümdeydi bana mahçup bir o kadarda neşeli sesiyle "günaydın" dedi hiçbir şey olmamış gibi bende ona "günaydın" dedim barış bir tost aldı ve benimde kahvelerimi almamı bekledi kantinciye " 3 kahve biri sütlü" dedim beklemeye başlarken barışa ne oldu bakışları atıyordum "kahveler sinanla eceyemi" dedi "evet" dedim "iyi madem bende taşımana yardım edeyim" deyip kantinciden kahveleri eline aldı bahçeye geçtiğimizde sinanla ecenin yanına oturduk barış "alın bakalım kahveleriniz" dedi sonra bana dönüp "sütlü olan senin" dedi ve kahveyi bana uzattı "teşekkür" edip kahveyi elime aldım. Kahvelerimizi içtikten sonra sınıfa geçiyorduk o sırada melisa barışı durdurdu ve onunla gelmesini söyledi bende onları takmıyormuş gibi davranıp sınıfa girdim. Hoca gelmişti ama barış hâla sınıfta yoktu artık ne konuşuyorsa bu kadar önemli.
- Barış
Melisayla arka bahçeye geçip konuşmaya başladık "bak rezillik çıkmasın diye buraya kadar seninle geldim çabuk konuş hemen gideceğim" "ne diyeceğimi biliyorsun ben seni çok seviyorum geç oldu ama bunu seninle öpüşürken çok iyi anladım" "bana öpüşme diyip durma sen beni zorla öptün" "ama sende bana karşılık verdin" melisanın sözleri fazla olmaya başlamıştı "tamam kes yeter bu kadar benden uzak dur" giderken arkamdan seslendi "yaprak yüzünden mi böyle yapıyorsun" ona doğru dönüp bir kahkaha attım ama bu öyle sıradan bir kahkaha değildi biraz psikopatçaydı "sen gerçekden acizsin sana acıyorum" daha fazla bir şey demeden oradan uzaklaştım. Sınıfın önüne geldiğimde kapıyı tıklattım "gel" sesini duyunca içeri geçtim " geç kaldığım için özür dilerim" "tamam kapat kapıyı ve yerine otur lütfen bir daha olmasın" bu hoca çok anlayışlıydı kafamı aşağı yukarı sallayıp yerime geçtim yaprağın gözlerinin üzerimde olduğunu biliyordum ama ona bakmaya cesaretim yoktu.
- Yaprak
Barış sınıfa girdiğinde ona ters ters bakıyordum ama inatla o bana bakmıyordu en sonunda kafamı sıraya koydum ve birazcık düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım.
Okul çıkışında çantamı alıp eve doğru yürümeye başladım arkamdan gelen ayak seslerini duyunca barış olduğunu düşündüm ve arkamı döndüm tam tahmin ettiğim gibi barıştı yanıma gelip "sizinle evinize kadar yürümeme izin verirmisiniz hanfendi" aklınca böyle konuşup kendini affettirmeye çalışıyordu
Sadece kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim biraz yürüdükten sonra konuşmaya başladı "dün gece yüzünden bana kırgın olduğunu anlayabiliyorum senden özür dilemekten başka elimden birşey gelmez lütfen bana soğuk yapma "sana soğuk yapmıyorum" barış inanmamış gibi bana baktı "yapıyorsun işte ve haklısında sana doğruyu söylemeliydim" dedi gel şöyle oturalım diyip bir bankı gösterdi "tamam" diyip oturdum "bak o akşam melisa bizim eve gelmiş kendini affetirmek için biraz konuştuk daha doğrusu kavga ettik" barış biraz durdu ve devam etti "sonra beni aniden öpünce hiçbir şey yapamadım inan ba.." barışın daha fazla birşey demesine izin vermeden lafını kestim "bak barış bana bunları anlatmak zorunda değilsin evet sana kızgınım ama melisayla öpüştün diye değil istediğinle sevgili ol veya öpüş beni hiç ilgilendirmez benim sana kızdığım nokta bana yalan söylemen" "özür dilerim" dedi "dileme ben burdan sonra kendim giderim görüşürüz" dedim oda bana "görüşürüz" dedi ve eve gittimEvett bölümün sonuna geldik
Vote ve yorum yapmayı unutmayın
Olmasını istediğiniz veya şöyle olsaydı daha iyi olurdu dediğiniz yerler varsa yoruma yazın her türlü fikre açığım
Son olarak hikayemi yayarsanız çok mutlu olurum
1171 kelime