- Yaprak
"Kızçem kalk hadi" "anne ya uyanmicam rahat bırak beni" "kalk hadi kalk" annen neredeyse 10 dakikadır beni kaldırmaya çalışıyordu daha fazla dayanamayıp kalktım elimi yüzümü yıkayıp üstümü giyindim kahvaltı yapmadan evden çıktım
Bahçe kapısından dışarı çıktığımda barış dirseğiyle motorundan destek almış bir şekilde ayakta duruyordu "aa barış senin burada ne işin var bu saatte" "seni okula bırakmaya geldim" ona sinirli bir bakış attım "benim ayklarım yok mu ben kendim gelemiyormuyum okula!!" bu sert çıkışımı beklemiyordu "sadece aramızı düzeltmeye çalışıyordum" üzgün sesi beni de üzmüştü "barış" dedim daha sonra cümlemi davam ettirdim "tamam ben seni affettim biraz fazla abarttım kusura bakma" barış gülerek bana bakıyordu "aslında abartmadın" durdu ve devam etti "neyse bu muhabbet beni sıkdı atlada okula gidelim" gülerek barışa bakıyordum "yanlız önce kaskını takalım" yedek kaskı eline aldı ve kafama geçirdi "işte şimdi oldu sıkı tutun" "tamam" dedim ve yola koyulduk
Okula birlikte girdik melisa'da bahçede olduğu için bizi görmüştü kıskan bakışlarının üstümde olduğunu hissediyordum. Sınıfa geçtik ve yerlerimize oturduk bizim arkamızdan da hoca geldi.
Son iki ders boş olduğu için eceyle birlikte okuldan çıktık ve bir kafeye gittik "kızım dünden beri seninle doğru dürüst konuşamadık benden sakladığın bir şeyler var" "ne saklıyacağım senden ya" "barış konusunu olabilir mesela" barış diyince yutkunma ihtiyacı hissettim "barış mı? ne alaka ya" "çok alaka dün bi soğuk yapıyordun çocuğa bugün sohbet muhabet oh" "of ece ya her zamanki biz işte" "yok canım her zamanki siz değil başka bir barış ve yaprak vardı bugün" eceye ne diyorsun bakışları atıyordum "ece saçma sapan şeyler sokma benim aklıma" "ben bir şey demedim ki başka yaprak ve barış dedim artık sen ne anlıyorsan" "hayır ben ne anlayabilirim yani" biraz durduk ve ece konuşmaya başladı "bana ne olduğunu anlat" ofladım "hemen" dedi ve 3 gündür olanları anlattım "benim anlamadığım nokta şu sen neden barışa sinirleniyorsun ki kızla öpüşürse öpüşsün" "bak işte ya sonra neden anlatmıyorum" dedim ve devam ettim "konu melisa değil sen bunu anlamıyormusun bana yalan söylemesi" "off aman neyse peki barış melisayla barıştı mı?" "orasını bilmiyorum zaten beni alakadar da etmiyor bu konuyuda burada kapatıyorum" "tamam kapatıyoruz" ece heyacanla bana döndü ve konuşmaya başladı "ee geziye gidiyoruz dime" eceye anlamayan bakışlar atıyordum "ne gezisi benim haberim yok" "nasıl haberin yok ya izmir gezisi cuma günü gece yola çıkacağız pazar gecesi de eve döneceğiz" "hımm aslında gitsek güzel olurdu" "hadi ya sende gel biz sinanla konuştuk gideceğiz" "barış da gelecekmiymiş" "bilmiyorum da niye merak ettin" "of ece cıvıtma sinanla gideceğiz diyince o da geliyordur diye düşünmüştüm bana bahsetmedi de" ece ikna olmuştu "geliyormusun" "tamam geliyorum hem eğleniriz biraz" dedim eceyle biraz sohbet edip birer kahve de içtikten sonra kalkdık.
Eve geldiğimde üstümü değiştirip annemin yanına gittim "ana kraliçem sana bir şey söyleyeceğim" annem merakla beni dinlemeye başladı "söyle kızçem" "bizim okul gezisi varda cuma günü gece yola çıkacağız pazar geceside evde oluruz" anneme masum masum bakıyordum "gidebilir miyim" "başka kim gidecek" "sinanla ece" "madem onlarda var git o zaman" diyince gidip anneme sarıldım "çok teşekkürler ana kraliçem" "tamam tamam boğulucam senin yüzünden" "tamam o zaman ben odamdayım" diyip odama çıktım. Şimdiden bavul hazırlamaya başladım eğer bir eksik varsa alırım diye düşünmüştüm bir pantolon üstüne swet ve uzun bir etekle üstüne beyaz uzun kollu yanına 1 spor ayakkabı 1 tane de çizme aldım son olarak bir kaç makyaj malzemesi iç giyim ve çorabı bavula yerleştirdim
"Günaydın yaprak" "sana da günaydın" "seninle biraz kantinde oturalım mı?" "olur" kantine geldik ev boş bi masaya oturduk "ee yapıyorsun" "iyiyim sen" "ben de iyi , geziye gelecek misin?" "evet gelicem sen gelecek misin?" "evet ben de geliyorum" "güzel" "acaba otobüste birlikte mi otursak" aslında barışla oturmak çok güzek bir fikirdi ama dünden meraklı gibi atlamak istemiyordum
"Ben eceyle otururum diye düşünmüştüm" "sinanla ece oturur hem ben sinanla bütün gece yol geçiremem horlar o" "dediği şeye gülmüştüm " tamam o zaman birlikte otururuz eceye de iyi şanslar" bu sefer birlikte gülmeye başladık o an şunu farkettim barış gülünce çok güzel oluyordu ayy yaprak saçmalama ne diyorsun kendine gel "yaprak daldın iyimisin?" "hı hee iyiyim ya"
"Zil çaldı sınıfa gitsek iyi olur" "tamam" diyip masadan kalktık