0.5

140 9 7
                                    

Bilinmiyen numara: Üzgünüm.

Selena Gomez: Pardon.

Bilinmeyen numara: Justin ben.

Selena Gomez: Pardon.

Bilinmeyen numara: Sikeyim
Selena.

Selena Gomez adlı kullanıcı sizi engelldedi

Bilinmeyen numara: Selena!
Mesaj gönderilemedi

Bilinmeyen numara: Bunca yıl sonra geri dönüp seni rahatsız etmek istemezdim.
Mesaj gönderilmedi

Bilinmeyen numara: Üzgünüm gerçekten. Ama şu an bana yardım edebilecek tek kişisin.
Mesaj gönderilemedi

Bilinmeyen numara: Selena, şu siktiğimin engelini kaldır hemen!
Mesaj gönderilemedi

Bilinmeyen numara: Ne sikimdesin.
Mesaj gönderilemedi

Telefonu yeniden kapatmadan önce Caro'yu aradım ve her şeyin yolunda olduğuna onu ikna ettim. Yoksa buraya geleceği ile ilgili beni tehdit edip duruyordu.

Ardından telefonu bir kaç gün açmamak üzere kapattım. Koltukta yatıp yağmuru izlemeye bşladım ve kek yapmayı düşündüm. Onun sevdiği çikolatalı kekimi, sadece o'nun için yapardım. Derinlerde hissettiğim bu sızının bir gün beni öldüreceğini bilsemde o olmadan yaşayamayacağımı da biliyordum. Arafta aşık olmak buydu sanırım.

Zilin çalması ile nerdeyse kapanan gözlerim irkilerek açıldı. Kalkıp kapıya doğru yürüdüm, kesinlikle kim geldiyse uzaylılar dünyayı basmış, zombiler saldırıya geçmişte, saklanacak tek yer burası kalmış gibi çalıyordu.

Bu düşünceme histerik bir gülüş attım. Kesinlikle şu zamana tecih ederdim bu durumu. Kapıyı açtığımda yarısından fazlası ıslanmış Camila, titreyerek karşımda dikiliyordu. Derin bir nefes verdi ve içeri girdi, hatta koştu

"Yıkandım ya yıkandım." Onunla birlikte içeri yürürken ayağımda pofuduk, tavşan kulaklı, pamuklu terliklerim vardı. Canım terliklerim.

Kendini koltuğa attı ve ıslanmış saçlarını geriye doğru savurdu. Rolex saati kolunda parıl parıldı aynı Haileyin tektaşı gibi.

"Ah kızım, telefon kapatmak için değildir. İnsanlar seni aradığında ulaşabilsin diye icat edildi!" azarlar gibiydi. Hayır azarlıyodu. Buna karşı oturduğum koltukta kafamı geri attım.

"Eğer telefonum kapalıysa, insanlar bana ulaşamasın diyedir, Camila."

Derin bi iç çekip Camilayı süzmeye başladım. Onun tarzını hep sevmişimdir. Üzerinde çiçek motifli bir elbise ve kışlık yün bir ceket vardı. Ayağındaki sırılsıklam olan converselerini az önce çıkartmıştı. Uzun saçları kabarmış, makyajı tümü ile akmıştı. Otuz yaşına girmiş bile olsa, hala çok ışıl ışıldı.

Ayağa kalktı ve beni de kaldırdı. Eli elimdeyken, yüzüme herkesin Justin geldiğinden beri herkes bana nasıl bakıyorsa öyle bakmaya başladı. Ama farklı olan şey, o benim için üzülmüyordu, aksine bana gidip onu öldürmem için göz veriyordu.

good luck justin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin