-17 AĞUSTOS 2006-
-flaschback-
Bugün annem ve babamın evlilik yıl dönümleri oldukları için yemeğe çıkacaklarını söyleyeli tam 1 hafta olmuştu. Selda halam annemlerin 1 haftalık bir tatile çıktıklarını ve çok ani bir tatil olduğu için beni yanlarına alamadıklarını ve orda benimle telefonla konuşamayacaklarından bahsedip duruyordu. Ama ben ailemi bir kucak dolusu kadar çok özlemiştim. Biz çocuklar için en büyük ölçüyü tabir eden kelime bu olmalıydı değil mi? Neyse ki annem ve babamın 1 haftalık tatili bitmişti ve bugün döneceklerdi. Onları çok özlediğim için heyecanla hazırlanıyordum çünkü halam beni onlara götüreceğini söylemişti. Kırmızı elbisemi aynanın önünde düzeltmeye çalışırken bir yandan sevinçten yerimde zıplıyor bir yandan da içimden halama söylenmeden edemiyordum. Beni son 1 haftaya kadar annem kendi elleriyle giydirirken halam bunları artık kendim yapmam gerektiğini ve büyüdüğümü söylemişti. Bende onu üzmemek için gerçekten kendim giyiniyordum. Aşağıdan halamın sesini duyunca sevinçle odamdan çıktım ve koşturarak aşağı indim. Şuan benden mutlu çocuk yoktu çünkü annem ve babama kavuşuyordum yahu! Aşağı indiğimde halam yanıma gelerek diz çöktü ve bana sımsıkı sarıldı. Bende halamı çok sevdiğimden ona sıkı sıkı sarılmayı ihmal etmedim.
"Mis kokulum. Çok seviyorum kızım seni biliyorsun değil mi? Ve hepimiz senin geleceğin için savaşıyoruz kızım. Bunu asla unutma. Beni asla unutma halacığım. Ben senin her an yanında olamasam da hep arkanda olacağım prensesim. Şimdi gideceğin yere ben seninle gelemeyeceğim. Oraya seni Suat amcan götürecek tamam mı?"
Halamın sözleri üzerine çok şaşırmıştım. Sanki benimle vedalaşır gibi konuşmuştu. Bu konuşma annem ve babamın yemeğe gitmeden önceki konuşmasına çok benziyordu ve ben onları tam bir haftadır göremiyordum.
"Halacım, neden böyle söylüyorsun ki? Yoksa sende mi tatile çıkacaksın? E ama tatilden sonra hep benimlesin halacığım seni hiç unutur muyum? Hem bende seni çok seviyorum halacığım! İyi ki benim halamsın."
Halam burnunu çekip yanaklarımı öptüğünde kocaman gülümsedim. Onun üzülmesini asla istemezdim. O benim her istediğimi yapan, beni çok seven mükemmel bir halaydı.
"Evet bebeğim. Bir tatile çıkıyorum ama geri döneceğim. Senin için bir tanem. Kendine çok iyi bak."
Halamla son bir kez daha sıkı sıkı sarıldığımızda Suat amca da gelmiş Melike teyzenin benim için hazırladığı çantayı arabaya götürüyordu. Halam da elimden tutarak beni arabaya kadar götürdü ve koltuğa oturtup emniyet kemerimi bağladı ve beni tekrar öptü. Bu duruma ben gülünce o da gülümseyerek uzaklaştı ve kapımı kapattı. Suat amca da arabaya binip arabayı çalıştırdığında halama el sallayarak öpücük attım. Halamın ağladığını gördüğümde içim kötülense de annem ve babama kavuşacağım için o an pek umursamamıştım. Ne kadar heyecanlı olsamda arabaya biner binmez uyuyan bir çocuk olduğum için bir kaç dakika sonra gözlerim kapanmıştı...
*****
Arabanın durduğunu hissedince yavaşça gözlerimi açtım ve hızla etrafıma bakındım. Ne evimizin önündeydik ne de etrafta annem ve babamı görebiliyordum. Sadece sağ tarafımda kalan büsbüyük rengarenk bir bina ve yeşil bir alan vardı. Emniyet kemerimi açıp yavaşça aşağı indim. Suat amca arabanın diğer tarafında genç bir kasınla konuşuyordu fakat o kesinlikle annem değildi. Sessizce onlara yaklaştığımda artık konuşmalarını duyabiliyordum.
"Her şey bildiğiniz gibi. Selda Hanım gelemedi çünkü işleri daha da zorlaştırmak istemedi. Bundan sonra Esil size emanet hanımefendi. Ona ve diğer bütün çocuklara gözünüz gibi bakacağınıza eminiz. Selda hanım şimdiden her şey için teşekkürlerini iletti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIFIRDAN
Teen FictionBir yurt odasından çıkıp her şeye sıfırdan adım atmak mı? Okuyarak öğrenelim bakalım...