DİRİLİŞ -Mesaj-

76 19 21
                                    

Sabahın olduğunu solgun gün ışığının gözlerimi yakmasıyla anlamıştım. Yatakta doğrulurken saatin kaç olduğunu düşünüyordum. Erken olmasını umarak odamın en dibinde bulunan kahve makinesine doğru yürüyordum. Eğer sabahtan akşama kadar araştırma yapacağınız ve o muhteşem uykunuzdan mahrum kalacağınız bir işte çalışıyorsanız odanızda en az bir kahve makinesi bulunması normal karşılanılabilir bir durumdur.

Sert kahvemden bir yudum alırken masamın üzerinde bulunan bilgisayarıma doğru yürümüştüm. Bilgisayarımda yanıp sönen yeni mail işaretini görmemle yüzümü ekşittim iç çekerek maile tıkladım. Mailde aynen böyle yazıyordu.

'Sayın Alice Walker, gazeteciliğiniz ve araştırma arzunuzu tebrik ediyoruz. Size bir iş teklifi sunacağız kabul ederseniz ve başarılı olursanız ödülünüz olacak...' bu cümleleri okurken neler oluyor diye düşünmeden edemedim. Bu kadar esrarengiz bir mesaj gelince insan düşünmeden edemiyor. Derin bir iç çekerek diğer maile tıkladım bu mesaj diğerinin devamıydı.

'...Yıllardır kullanılmayan boş bir tesise gidip orayı analiz edip araştırabildiğiniz kadar araştırmanızı istiyoruz. Adres diğer mesajda belirtilmiştir.
E.S Janice. '

Mesajı tekrar tekrar okuyup idrak etmeye çalışıyordum mesaj neden bana gelmişti? E.S ne demekti? Janice kimdi ve bana nasıl ulaşmıştı? Aklımda dolanan deli sorularla beraber kahvemden bir yudum daha alarak diğer maile tıklayıp attıkları adrese baktım. Elbette işim gereği bu görevi kabul edecektim fakat bu E.S nedir ve bu görevi neden benden istiyorlardı bunuda öğrenmem şarttı. Bilgisayarımda yanan bildirimle önüme bir yazı çıktı.

'Görevi kabul ediyor musunuz?'
✔EVET ✖ HAYIR

Tereddütte kalsamda cevabım evet oldu..

*

Saatlerdir konumdan mesajdaki adresi bulmaya çalışıyordum fakat bırakın konumu bu yerin haritada gözüktüğünden bile emin değildim. Telefonumu sertçe masaya bıraktım. Bu şekilde ilerlersem hiçbir sonuca ulaşamayacağımın farkındaydım. Masadan destek aldığım için eskimiş olan ayakları gıcırdadı. Başarılı bir araştırmacı olan en yakın arkadaşım Julia'yı aramaya karar vermemle masadan telefonumu aldım.

Julia Aranıyor..

"Efendim papatyam" bunu demesiyle yüzümde bir gülümseme oluştu.
"Çalışkan farem yardımına ihtiyacım var" kaşlarını çattığını buradan hissedebiliyordum onu bu işe karıştırmak istemesemde her halükarda ona ihtiyacım vardı bunu yalnız başıma yapamazdım "Ne konuda yardıma ihtiyacın var?" Diye sorduğunda derin bir nefes verdim "Poisonous desert, benim için araştırabilir misin?" Derin bir iç çekti ama beni kırmayacağını biliyordum. Onunla 2 senelik bir dostluğumuz olsada bana herkesten daha yakındı ve bana her konuda yardımcı olmuştu beni yarı yolda bırakmayacağından neredeyse emindim "pekala" dedi ve yüzüme kapadı. Şimdilik ona bunun için kızmayacaktım.

Gözlerimi sıkıca yumup düşünmeye başladım poisonous desert bir bölgenin adıydı. Hangi bölgede olduğunu öğrenebilseydim oraya gidip daha kapsamlı bir araştırma yapabilirdim. Janice denen kadın birde haritadaki yerini fotoğraf olarak atsaymış diye düşünmeden edemedim. 'Lanet' diye mırıldandım.

Gözlerimi açıp iç geçirdim bir mola vermem gerekiyordu elimdeki telefonla birkaç tuşa bastım ve Sam'i aradım çok geçmeden telefonuma cevap vermişti. "Alice?" Dedi sorar bir sesle onunla uzun süredir konuşmuyorduk bir ara çok iyi arkadaş olsak bile onu tekrar aramaycağımı umuyor olmalıydı. "Evet benim.." dedim tedirgin bir sesle "Eğer tekrar buluşmak istersen Flavor'a gel" dedim "pekala" dedi sesindeki şaşkınlığı hissedebiliyordum. Bunu umursamayarak telefonu kapattım.

Flavor benim en sevdiğim kahve dükkanıydı. Oldukça şirin bir yerdi, enfes kokan kahve ve bir tutam arkadaşlık ile gününüzün ne kadar kötü geçtiği anlaşılmayacak derecede azalıyordu.. Hazırlanmak için dolabıma ilerlemiştim üstüme beyaz bir gömlek ve siyah kot pantolonumu geçirdim. Birisiyle buluşmak için özel birşey yapmaya gerek duymuyordum, Bu yüzden evden normal kadınlara göre daha erken çıkabiliyordum. Çok geçmeden çekmecemin içinden anahtarlarımı alıp dışarı çıktım.

Flavor evime 15 dakikalık uzaklıktaydı. Bu kısa mesafeyi arabayla gitmek istemediğimden yürümeye karar verdim hava güneşliydi fakat güneşi kapatmaya çalışan bulutlar yağmur bırakacak gibi gözüküyordu. Bu yüzden acele etmeye çalışarak yürümeye başladım. Yürürken bu görevi almamın hata olduğunu düşünüyordum.

Karşıdan karşıya geçmek için adımımı atmıştım. Kafamı sola çevirdiğimde bir arabanın az kalsın bana çarpacağını gördüm korna basmıştı. O kadar dalgın yürüyordum ki arabanın yaklaştığını bile fark edememiştim. Kaldırıma geri çıkmak zorunda kaldım yanıma yaklaşan arabanın içinden Sam'i gördüm "Hadi atla" dedi ve bende dediğini yaptım.

Selam arkadaşlar biraz kısa yaptım çünkü neden olmasın *-* her neyse uzun bir aradan sonra yeni bölümü yazmaya karar verdim önceki bölümden destekleyen arkadaşlar için çok teşekkür ediyorum umarım bu bölümü beğenirsiniz bazı yerlerde hatam elbette vardır, Yorumlara yazmayı unutmayın Vote ile desteklerinizi bekliyorum! 👏👏👏

Güncelleme 5 eylül perşembe 14.09 : arkadaşlar geçici olarak wattpad hesabımı kapatıyorum kitabım askıdadır. Dönünce kaldığım yerden devam edeceğim beni destekleyen herkese teşekkürler 🙏🙏🙏

 Dönünce kaldığım yerden devam edeceğim beni destekleyen herkese teşekkürler 🙏🙏🙏

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 30, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DİRİLİŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin