Kutay'la karşılaşmamızı,konuşmalarımızı,yüzünün her zerresini kendime anlam veremeden düşünerek uyuya kalmışım.Başımın ucunda ki kırmızı saatimin çalmasıyla uyandım.Bugün izinli olduğumu unutup,alarmı yatmadan önce kapatmayı unutmuşum.Allah kahretmesin çikolata tadında ki uykum bölündü.Ahhh maralll...
Alarmı kapatıp uykuya kaldığım yerden devam edecekken,telefonumun çalmasıyla hevesim kursağımda kaldı.Bu saatte telefonumu bu kadar ısrarla arayan simay'dan başka kim olabilirdi ki...
Elimi yastığın altına sokup telefonumu bu saatte arayanın kim olduğuna bakarken simay oldğunu görünce pek de şaşırmadım aslında,ahh deli kız bu saatte yine hangi dedikoduyu anlatmak için uykuya dalmama izin vermedin acaba.Telefonu açmaya karar verdim,zaten açmasam da bu sefer evde ki herkesi arar uyandırırdı.Bari onların uykusu bölünmesin diye düşündükten sonra,telefonu açmaya karar verdim.
-Efendim,simay?(Uyku sersemiyle)
-Ooo,maral hanım ben burda kendimce planlar yaparken siz hala orda uyumaya devam edin.
-Bu heycanlı konuşmanın altında nasıl planlar yatıyo,gamzeli bayan söyleyin bende bileyim.
-Bugün senin izinli olduğunu hatırladıkdan sonra ben de patronu arayıp,izin günümü bugüne aldım.Düşündüm de ikimizin de işi olmadığına göre kutay,sen,ben buluşup bir yerler de oturabiliriz aslında ne dersin?
-Aslın da evet,olabilir bak ilk kez çikolata tadında ki uykumu bölmene değdi.
-Eee,hadi ne duruyorsun ara ozaman kutayı bana da haber ver maralcımmm.(Diyerek kahkaha patlattı.)
-Kahvaltıdan sonra arar haber veririm sana simay.
-Tamam,kıtlıkdan çıkmış gibi saatlerce yemek yeme hemen atıştır ara,görüşürüz canım.
-Tamam.(Diyerek gülümsedikten sonra telefonu kapattım.)
Kalkıp yatağımı düzeltirken,farkına vardım ki aslında kutay konusu geçince yatağımdan,uykumdan ayrılması hiç de zor olmuyormus.Adeta hemen yatakdan ayrılıp onun yanına gitme isteği,onu göreceğimi düşündüğüm de bir zevke,şevhete dönüşüyormuş.
Ne vardı bu çocuk da,benim bilmediğim bi an da karşıma çıktığında o gece aklımdan çıkmayacağı,gece onu düşünerek uyuyacağım,bilemediğim ne vardı...
Düşüncelerimi bi kenara bıraktıkdan sonra,odamın kapısını tam açacakken bana gerek kalmadan,ediz sağolsun yine kapımı açtı.Hiç beni zahmete sokmadı.Ediz'in saçlarını elimle dağıttıkdan sonra odamdan,mutfağa doğru kendime kahvaltı hazırlamak için ilerledim.Mutfakdan annemin sesinin gelmesiyle evde ki herkesin benden önce uyandığının farkına vardım.Mutfağa geçtikden sonra,sofraya doğru göz atarken,annemin yaptığı pizzalar gözlerime hapsoldu.
Hangi insan ben kadar yemek canavarı olabilirdi ki...
Babamın,öksürük sesleriyle bi an da dikkatim dağıldıktan sonra,hemen babamın yanına,yatak odasına geçtim.
Babam kanser hastası durumunun çok iyi olmadığını söylese de doktorlar,ben hiçbir zaman kötüye yönelmedim,düşünmedim,düşünemem de....
Babam,benim korku dolu gözlerimi gördükten sonra;
- Korkma güzel kızım benim,daha buralardayım hiç gitmeye niyetim yok diyerek,(gülümsedi.)
Babamın,ne kadar acı çektiğini en iyi annem ve ben bilirim,aklından hasta olduğunu silmek için,unutturmak için ne şebeklikler yaptımı en iyi annem ve ben bilirim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMDEM
Teen FictionYanı başımda gün batımını izlerken,gözlerimiz birbirine denk düştüğünde,o gözlerinde ki tutkuyu gördükten sonra her şeyin farkına varmaya başladım.'Bizimkisi bir hemdem'den(can ciğer arkadaşlık'dan)başlayan,sonu,ucu bucağı olmayan,iki bedende bir aş...