Aris Serpico ya doğru baktıktan sonra tekrardan kafasını Hortlağa döndürdü.Sonrasında ise elini çenesine koydu.
«Bu yaratıkta evrimi mümkün olan bir yaratık.Bunu kullanarak onu geliştirebilirim.Aralarındaki tek fark ise Yılan Adam Serpico da Nadir yazıyordu.Fakat bunun isminin yanında ise Az Nadir yazmasıydı.»
Aris biraz daha düşündükten sonra kararını verdi ve Hortlağa dönüp konuştu.«Senin ismini Reaper koyuyorum.»
Aris in konuşmasıyla Hortlak kafasını onaylar bir şekilde sallamıştı.Fakat bu öncekinden biraz daha hızlı bir sallamaydı.Aris gülümsedi.
«Anlaşılan ismini beğendi.»Sonrasında ise Aris , Yılan Adam Serpico , Pençe Hortlağı Grim yollarına birlikte devam etmeye başladılar.Aris mutluydu çünkü artık az çok kendisini koruyabilecek kadar bir güce sahip olduğunu iyi biliyordu.
Bütün bu olanlar olduğu sırada hava çoktan rengini kaybedip siyaha bürünmüştü.Aris yaratıklarıyla birlikte açık bir alanda oturmuşlardı.Aris olası savaş durum taktiği yapıyordu.
«Önden gidecek olanlar Grim ve Serpico , bu ikisi önden saldırdığı sırada yanımda Taş Boğayı bulunduracağım.Boğanın defansif özellikleri sayesinde kendimi az da olsa koruma şansım olacak.Aynı sırada ise kargalardan geriye kalan 2 kargayı ise bir tanesini Serpico ve Grim e yardım etmesi için savaştıkları düşmanın kafasını karıştırması için.Diğerini ise gözcülük ve benim yanımda bulunması için kullanacağım»
Aris planlarını yapmaya başlıyordu ki o sırada hafif bir kahkaha sesi duydu.Aris hemen yaratıkları geri çekti.Düşman olma ihtimali karşısında karşıdaki rakibi habersiz yakalamak istiyordu.
Bir süre sonra gecenin ışığını aydınlatan bir ateş kurulmuştu.Hemen sonrasında ise çadırlar kurulmaya başlamıştı.Baya kalabalık bir gruptu anlaşılan.Aris yavaşça yanlarına sokuldu.Geceyi kullanarak kamufle olmuştu.Bu yüzden görülmesi biraz zor bir ihtimaldi.
Aris biraz bekledikten sonra farklı farklı insanların ortadaki ateşin etrafında birleştiğini görmüştü.Sonrasında ise konuşmaya başlamışlardı.
«Hey hey Mina , neden böyle bir gruba katıldın ki»
Konuşan kişi dürüst gözüken 25 li yaşlarda bir adamdı.Pek yakışıklı olduğunu söylenemese bile çirkin de değildi.Mina adlı kız ise kendisine sorulan soruyu hiç umursamamıştı.Bumbuz bir görüntüsü vardı.O sırada Minanın genç adama cevap vermeyişi kamp etrafından kahkahalar ile cevap vermişti.Genç adam ise başını mahcup olmuş şekilde karıştırdı.Fakat bundan utanma duymuyordu.Çünkü Mina adlı genç kız gruplarına katıldığından beri hiç bir şey söylemiyordu.Bu bazen garip olarak adlandırılıyordu.Fakat güzel bir kız olduğu için kimse kendisine bir şey demiyorlardı.
Genç adam kendisinin kim olduğunu iyi biliyordu.İsmi Johaness olarak geçiyordu.Gümüş Ateş Şehrinde güçlü bir yere sahip olan bir Uzman Tarikatının üyesiydi.Bu tarikat Ateş Kulesi olarak adlandırılan farklı yaratık uzmanlarını bir araya toplamış tarikattı.Şimdi ise bu tarikkattan insanlar ile birlikte yeni keşfedilen bir kadım anıtı araştırmaya gideceklerdi.Öğrenilen bilgiye göre bu anıtta önemli bitkiler ve eski zamanlardan kalma kadim büyü yaratıkları kitapları vardı.Bütün herkes bu getirilerden bir şeyler kazanmayı amaçlıyorlardı.O sırada Johannes arkasına doğru baktı.Bir insanın yanlarına yaklaştığını görmüştü.Tam saldırmak için pozisyon alacaktı ki insan konusmaya başladı.
«Merhabalar genç adamlar yanlarınıza oturmamda sakınca var mı ?»
Aris bunu yaptığında Ruh Gücünü etrafa salmıştı.Hafif bir şekilde salmıştı sadece bir yaratık uzmanı olduğunu belli edecek kadar.
Aris in ruh uzmanı olduğunu anlayan kamp etrafındaki grup hafifçe rahatlamışlardı.Çoğu Ruh Uzmanı birbirlerine saldırmazlardı.Özellikle de tek bir adam gidip de 15 kişilik bir ruh uzmanı grubuna saldırmazdı.
Bir süre geçtikten sonra konuşan kişi Johannes olmuştu.«Buyur yolcu yanımıza otur , biramızdan iç»
Johannes Aris i buyur etmişti.Aris te cevap aldıktan sonra yanlarına geldi ve Johannes ile Mina adlı buz kızının ortasına oturdu.Sonrasında ise kendisine verilen bir hayvan derisinden yapılmış şişeyi eline aldı ve bir yudum aldıktan sonra Johannes e geri uzattı.İçtiği şeyin bira olduğunu anlayabiliyordu.Eski dünyasındaki bu dünya arasındaki biranın tadı farklı olsa da yinede Aris eski dünyasından bir şeyin burada da olduğunu görmenin onda iyi bir etki yaratacağını düşünüyordu.
Aris bir süre daha oturdu ve sonrasında muhabette giriş yaptı.Kendisine Johannes tarafından bir soru sorulmuştu.
«Kimsin ne değilsin pek de yaşlı değilsin galiba hahaha»
Johannes soru sorduktan sonra gülmüştü.Garip bir şekilde bütün dikkat Aris in üzerinde toplanmıştı.Normalde kimse ile konuşmaya girmeyen Mina bile Aris e bakıyordu.Aris hafifçe gülümsedi.Sonrasında tok bir ses tonunda konuşmaya başladı.
«İsmim Aris herhangi bir soy adım yok , en azından öyle biliyorum.Sadece gezgin bir yaratık uzmanıyım etrafta yaratıklar ve değerli bitkiler arıyorum.»
Aris in sözleriyle ortamdaki sessizliği bozan ilk kişi Minanın tam tersi bir kız olmuştu.Tamamiyle sıcak bir ten rengine sahip neşeli bir kişilikti.
«Merhaba Arisss benim adım Sila , bende seninle aynı amaçları paylaşıyorum pek de farklı değiliz.Hem soy adına arkadaşlar arasında kimse önem vermez umursamana gerek yokk !!»Sila konustuktan sonra kahkaha atmıştı.Aris de hafif bir şekilde gülümsemişti ki yanı başında bulunan Johannes kahkaha atarak üstüne kusmuştu.Aris morali bozulmuş bir şekilde
Johannese bakıyordu.
Johannese yaptığının saygısızlık olduğunu fark etmişti ki cebinden temiz mavi bir mendil çıkarıp ister istemez , Arisin üstünü temizlemeye çalışıyordu.Kamp ateşinin etrafında oturan insanlar hafifçe kahkaha atıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aris The Horde Leader (Berat Demirci
FantasyKendisini ve ailesini terk etmiş babasının borçları yüzünden hükümetin düzenlendiği bir ruh güçlendirme deneyine girmek zorunda bırakılan Aris , ruh deneyi başarılı geçmesine rağmen hayatını kaybeder ve yepyeni , tehlikeli bir dünyada gözlerini açar...