1

6 1 0
                                    

"Doktor amca lütfen söyle annem yaşayacak değil mi? Yani yine eski zamanlardaki gibi piknik yapacağız, değil mi? N'olur doktor amca?" Gözde bunları söylerken ağlıyordu. Gözlerinin altı  ağlamaktan morarmıştı artık.  Tam tamına 13 gündür hastanede idi. Zaten okula da gitmemişti. Aslında gitmesi  için herkes -hastane personelleri ve doktorlar- yalvarmıştı ama inatçı Gözde hiçbir yere gitmemiş hastanede kalmıştı.
                          •••
  O günün üzerinden 13 gün geçmişti.  O korkunç günün... O gün çok mutlu olacaklardı Gözde, anne ve babası.  Sömestır döneminde Gözde'nin babası,  kızı karnesini pekiyilerle getirdiği için tatile gideceklerdi. Bursa Uludağ'a... Tabii Gözde bunu duyunca çok heyecanlandı ve valizini hazırlaması için annesinden yardım istedi. Annesi Neşe Hanım, her ne kadar daha gitmelerine bir hafta olduğunu yani daha erken olduğunu söylese de Gözde bu... İnadı tuttu mu bitmez. Ne yaptı ne etti valizini hazırlattı. O gün geldi. Gözde sabah erkenden kalktı.  Bursa'ya gideceği için çok heyecanlıydı. O kadar ki anne ve babasından önce kalktı.  Zaten gece hiç uyumamıştı. Kalktığı anda hemen anne babasının odasına gitti. Onları öptü, uyandırdı.  Saat sabahın 06.00'ı olmasına rağmen güzel bir kahvaltı yaptılar. Sucuklu yumurta,  peynir, domates, zeytin, salatalık ve çay...  Aslında çok sade bir kahvaltı sofrası idi ama bu sofra mutluluklarına engel değildi. Ama bilimiyorlardı ki  birazdan mutluluklarının karşısına kocaman bir kaya çıkacak... O zaman işte yer yerinden oynayacaktı tam manasında.

  Her şey hazırdı.  Sadece arabayı çalıştırmak kalmıştı geriye. Gözde arabaya binmeden aklına oyuncak ayısı geldi. Onsuz asla bir yere gitmezdi. Gidemezdi... Hemen babasına seslendi:
"Baba dur bekle! Ayımı unuttum. Onu almadan bir yere gitmem."
Babası hafif bir tebessüm ederken annesi konuştu:
"Bilmez miyiz kızım?  Tamam sen burda bekle ben alıp geleyim." Gözde bu, yine bir şey çıkaracak:
"Hayır anne sen kapıyı aç ve bekle ben alıp geleceğim. " Neşe Hanım başını "tamam" manasında tebessümle salladı.  Ardından eşine seslendi:
"Sinan bizi bir dakika beklersin değil mi?" Sinan bey tebessümle:
"Tabi ki canım. Siz gidip gelin."  Bu arada tabi ki Gözde çoktan kapıya varmıştı. Annesi de onu takip etti. Eline cebine soktu ama bir şey aklına geldi. Anahtarı arabada bırakmıştı.  Gözde'ye:
"Kızım sen burda bekle ben arabadan anahtarı alıp geliyorum" diyip ayrıldı oradan. Arbaya gitti. Kapıyı açtı.  Bu arada arabanın soğuk olduğunu farketti. Eşine:
"Sinan sen arabayı çalışıtır biz gelene kadar ısınsın." dedi. Sinan Bey de arabayı çalıştırmak için anahtarı çevirdiği anda olan oldu. GÜM! Kocaman bir patlama sesi. Gözde bunu duyar duymaz aşağı indi. Gördüğü manzara korkunçtu! Annesi ve babası kanlar içinde yatıyordu. Sesi duyan tüm mahalle de aşağı indi. Akif amca hemen ambulansı aradı.  Gözde hâlâ şokta idi. Öylece duruyordu. Bunun bir rüya olduğunu düşündü. Ama öyle değildi. İnsanlar bir onun etrafında bir de arabanın etrafında koşuşuyordu. Bu kargaşaya kırmızı mavi siren sesi ile ambulanslar da eklendi.  Bir Sinan Bey'e bir de Neşe Hanim'a yönelen ilk yardım ekibi, Sinan Bey için kafasını sağa sola salladı.  Gözde ne olduğunu anlamamıştı. Ona hâlâ rüya gibi geliyordu.

    Bu arada Neşe Hanım'ı ilk yardım ekibi arabaya almışlardı bile. Hastaneye doğru gidiyorlardı. Alt komşuları Yağmur Hanım da  Gözde'yi arabasına aldı ve ambulansı takip etmeye başladı.  Saat daha sabahın 06.30' u olduğu için yollarda kimse yoktu.  Hastaneye doğru ilerlerken Gözde ağlamaya başladı:
"Yağmur abla annem ve babama n'oldu?" Yağmur ne diyeceğini bilemedi.
"Şey... Gözde... Baban artık hayatta değil..." Gözde gözlerini kocaman açtı. 
"Ne?" diyebildi sadece. Yağmur'un da gözleri dolmuştu.  Hastaneye vardıklarında Gözde yine sordu:
"Yani babam öldü mü? " İnsan ne diyebilir ki bu durumda? Daha 4. sınıfa giden bir kıza "Sizin arabanız patladı.  Baban öldü, annen de yoğun bakıma alınacak." diyemezdi ki. Yağmur da sadece "Şey... Yani... Evet... Maalesef" dedi. Gözde yere yığıldı.  Artık babası yoktu. Onu canından çok seven babası yoktu. Onun için ölmeyi bile göze alan babası gerçekten ölmüştü.

  Ağladı... Kimse onu durduramadı.  Gözde bu... Durmazdı... Bu sırada hemşireler bağırdı.  Acil 0rh- kana ihtiyaç var. Kan grubu 0rh- olan herkesi kan bağış noktasına çağırıyoruz.  Ama kimse kalmadı da gitmedi de... O anda sadece bir kişi gitti ve sadece bir tüp kan verdi. Neşe Hanım, 13 gün boyunca bir tüp kanla idare etti...
                         •••
13 gün sonra doktor odadan çıktı.  Ama yüzü asıktı. Çünkü Gözde annesini de kaybetmişti...

Gücün PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin