Eh,evet her günüm böyle özlem yakarışlarıyla geçiyor.Dikkatimi hiçbiryere veremiyorum,bu yüzden de bir işte veya bir okulda bulunmak benim için gerçekten çok zor.Hastalık beni bulduğunda fiziksel olarak gözlerim şişiyor karnım içine çekiliyor.Evet o rüzgardan vücudumun içindede var gibi birşey.Hastalığın taşıdığı virüsler anında yok edildiği için fiziksel olarak garip görünüyorum.Hatırlamaktan nefret ettiğim bir anımı paylaşayım.
O zamanlar morgda anne ve babamın yanında hastanede kalıyordum.Bir çocuk ölürcesine yakarıyor bağırıyordu.Nedenini öğrenmek için yürümeye başladım.Her saniye sanki daha da acısı artıyor gibiydi.Sesi 16 17 yaşında birinin sesine benziyordu,zaten öyleydi.Gizlice baktım ve anlamaya çalıştım pek birşey anladım mı ? Hayır. Ölümsüzüm ben süperkahraman değil...1-2 saat sonra çocuk sakinleştiğinde.Doğru kelime sakinleşmek mi bilemiyorum çünkü sessiz sessiz kahroluyordu.Annesi ve babası üzüntüden koltuğun üstünde uyuya kalmıştı.Çocuğa sessizce yaklaşıp neler oluyor diyecektim ki bana bakıp ''sende kimsin !'' diye bağırdı.Annesi ve babası uyandı ve ''Çocuğumuzdan ne istiyorsun , uzaklaş burdan !'' dediler.Eski uygarlıklardaki gibiydiler , saçlarının yarısı başlarına yapışmış yarısı kabarık.Bunlar resmen yıkılmışlardı.Dışarı çıktığımda o çocuğun kardeşi olduğunu sandığım birini gördüm.Ellerini birleştirmiş başını eğmiş sessizce ağlıyordu.
''Neler oldu,n'oluyor bütün bu insanlara??''
''Sende kimsin diye sormayacağım fakat kardeşim çok ender görünen bir kanser hastalığına yakalanmı-
''Ne!''
Normalde hiç şaşırmazdım çünkü kanserin ne kadar ölümcül olduğunu bende biliyorum fakat bu ender kanser benim anneme babasından gen yoluyla geçmiş ve annem bu yüzden ölmü- Söyleyemiyorum bile...O an ölümün kendinin için değil dışarıdaki insanlar için çok daha üzücü olduğunu anladım...
Her zaman çatısına çıktığım binaya gittim.Çatının en köşe,düşmeye en yakın olan yerine geçtim.Ayaklarımı aşağı uzatıp ağladım,neden mi ? Aslında babam ile annem aynı gün öldüler.Annemin hasta olduğunu ikisi de biliyordu , ama babam anneme kendisinin de hasta olduğunu söyledi. Doktorları ikna edip bulaşıcı hastalık dedirttiler.Ve gün geldiğinde...Annem ile babam birbirine sarılarak...Son sözlerini söylerken...babam kendine bir bıçak sapladı....''ölüm seni seçtiyse beni geçmeyecek'' diyerek ...
Annem bana dönüp boğuk,ağlamaklı gözlerle ''Sonra görüşürüz..benim biricik oğlum!'' dedi.
**
Bunun üzerinden 500 yıl geçmesine rağmen her düşündüğüm zaman ağlıyorum.Normal şartlarda babam benim yanımda kalırdı ama benim ölümsüz olmam ve anneme olan aşkının bana olan sevgisini bastırması onu da ölüme sürüklemiş diye düşünüyorum.Bence en iyi olanını yaptı,her türlü babama da aynısı olacaktı en azından mutlu gideceklerdi.O an aklım hayalim durmuştu ama.Herneyse...
Artık hayattan gram zevk almıyordum.Bu hastalık 30 lu yaşlarında çoğalarak iç organları çürütmeye başlarmış.Annemin o an çektiği acıyı aklım alamıyor.Ama ona rağmen bana gülümseyerek öldüler.Acaba neden sadece bana oluyor. Neden birtek ben ölemiyorum ? Acayip korkuyorum anlatamam.Yoksa benim gibi ölüm tanımıyanlarda var mı ? Ne güzel olurdu şöyle filmlerdeki gibi savaş yapardık.Ama burası gerçek hayat,burada böyle şeyler olmaz. Peki neden ozaman mistik hayaletler gibiyim, neden ölemiyorum ? Hadi bilim ! Bunun da açıklamasını yapsana!
Bilim adamları ölümsüz olduğumu öğrenirse ne kadar iğrenç bir hayatım varsa iki katı olacağından adım gibi eminim.Şu zamana kadar okadar çok şey düşündüm ki...
Birkeresinde bu hastalığa sahip herkesi iyileştirmek için bilim insanı veya yüksek bir doktor olmak istedim.Aynı üniversiteye kaç kez girdiğimi söylesem anlarsınız sanırım.Her ders çalıştığımda aklıma annem ve babamın o sarılmış ağlayan yüzleri aklıma geliyor ve benim dikkatim okadar dağılıyor ki...
Ama doktor olmayı,hastalığı geçirmeyi düşünmekten hasta olacağım sanırım. Madem rüzgar bey beni öldürmek istemiyor o zaman neden üzülmeme göz yumuyor ?? Hadi onu geçtim nasıl birşeydir bu ? Kafama füze ateşleseler rüzgar,füze ne kadar güçlüyse o kadar güçlenecek, ne kadar hızlıysa o kadar hızlanacak.Bu sayede ben yine ölemeyeceğim ! Artık yavaş yavaş anlıyorsunuz diye umuyorum ölümsüz olmak hiç ama hiç güzel birşey değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz
FantasyGerçek anlamda ölümsüz olduğunuzu düşünün.Binlerce yıl yaşayacaksınız.Hayatta kalma derdiniz olmadan ''zamanım daralıyor'' kavramınız olmadan bir hayat düşünün.Her şeyi yapabilirsiniz,düşündüğünüz ve düşlediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.Ortada tek b...