Donghyuck kalktığı gibi dayısı Taeyong'un bıraktığı ütülü kıyafetlerini giymişti. Mutfağa ilerleyip kahvaltı ettiklerini görünce onlara kısaca selam verip uzaklaştı. Kalkar kalkmaz bir şeyler yiyemezdi."Okulda Taeyong hyung demek yok, hocam falan diyeceksin." Haechan kafasını sallayıp gülümsedi ve evden çıktı.
Hayatında ilk defa yürüyerek okula gidecekti. Ya da hayatında ilk defa devlet okuluna gidecekti de denilebilir.
Dar, doğmamış güneşin etkisiyle pek aydınlık olmayan bir yolda ilerliyordu. Sıkılmıştı, kafasını kaldırıp karşı yola baktığında asansörde karşılaştığı çocuğu gördü.
Onu izleyerek devam ederken önünden bir araba geçti, araba görüş açısından çıktığında çocuğu görememişti. Sokağın karanlığıyla da iyice gerilmeye başlayınca adımlarını hızlandırıp işlek caddeye çıktı.
Söylenenlere göre burada kullanılmayan eski bir okul binası vardı. Sadece kulüp sınıfları ve kütüphane kullanılıyordu. Okula girerken yeni binaya değil de eskisine bakmıştı. Annesi ve dayısı buradan mezun olmuştu.
Yeni binaya girdiğinde koridorlarda özel okullardan hiçbir fark göremedi. Ama gözlerin üzerine gelmesi onu rahatsız etmişti, elindeki kağıdı okuyarak sınıfını buldu ve hızlıca içeri girdi.
Derse daha on dakika vardı, gördüğü boş sıraya çantasını bırakıp hızlıca sınıftaki bakışlardan uzaklaşmak için kapıya geri döndü.
Çıkacaktı sınıftan, biri omzunu kavramasaydı. Streslenip aniden arkasını döndüğünde adının Jeno olduğunu öğrendiği çocuğu gördü.
"Hoş geldin Donghyuck, beni hatırlıyorsundur umarım." Çocuğun yüzünde ilk defa ciddi olmayan bir gülümseme görmüştü. Arkasında ondan daha uzun bir çocuk vardı. Göz göze geldiklerinde bu anı bekliyormuş gibi konuşmaya başladı.
"Adın Donghyuck mu? Telaffuzu zormuş. Jisung ben." Çocuk tokalaşmayı denemedi, demek ki sadece sınıf temsilcileri garip insanlardı.
"Annem koymuş, zor geliyorsa Haechan diyebilirsin, babam böyle sesleniyor." Bu çocuğun sınıfta en samimi gözüken çocuk olduğuna yemin edebilirdi.
"Ayrıca hoca seni tahtaya çıkardığında güzel anlaşalım demene gerek yok... Sınıfta gruplaşma çok vardır ama ben senle arkadaş olurum. Tek düzgün anlaşabildiğim Jeno o da küçüklükten beri bir havalarda. Şu ciddiyete bakar mısın?" Yalan yoktu, Jeno cidden çok soğuk ama biraz da samimi davranıyordu, böyle de garip bir çocuktu kısaca.
"Anlıyorum... Herkesin kişiliği aynı olamaz ya, yapacak bir şey yok. Ayrıca şu en arkadaki sıra niye eski duruyor?" Jisung sorduğu sorunun ardından konuyu değiştirip kaçıp gitmişti. Jeno ise sırasında ders çalışıyordu. Yanlış bir şey sormuş olabilir miydi?
Zilin çaldığını duydu, şimdi tahtaya çıkacak ve samimi olmaya çalışarak konuşacaktı. Utanç verici.
"Yeni arkadaşınız Donghyuck, kendisi Tokyo'daki özel bir okuldan babasının işleri dolayısıyla son senesini okumaya buraya geldi." Donghyuck kafasını salladı, söyleyecek bir şey kaldı mı ki?
"Adımın telaffuzu zor olduğundan bana Haechan diyebilirsiniz." Hocanın omzunu patpatlamasıyla sırasına otururken gözü en eski dediği sıraya çarptı. Asansörde karşılaştığı çocuk oturuyordu.
-
yazarken cok heycanlaniorm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölü çocuk | markhyuck
Fanfictionmark lee sınıftaki ölü çocuktu. ©fatenfive | markhyuck ―02.08.19 ―19.08.19 | korku & story | *Oynanmış Another uyarlamasıdır.