' Canını böylesine yakan birini inatla yüreğinde taşımak bir intihardır.
Ve edebilirim binlerce kez intihar.
Bugün, 365. kez sensiz başladım güne. Bugün, 365. kez terkediyorsun beni. Bak, boğazımdaki düğümler konuşmamı 365. kez engelliyor ve sen buna izin veriyorsun 365. kez...
Bu evin kapısını kapatıp gideli 12 ay olmuş. Tam şu an, şu saat bir kez daha öldürüyorsun beni. Bu yangının ortasında elimi bırakıp, gidişini bir kez daha çok net hatırlıyorum. Umutsuzca ve gözlerimde okyanuslarla 365. kez bakışım sana.
Sana olan sevgimi, beni yerle bir edişinin yıl dönümü tam şu an. Beraber konuşmamız gereken konuları ben tek başıma halletmeye çalışırken bir kez daha eziliyorum. Ardında bir şehri yakıp gidişinin yıl dönümü bugün.
Bak bu yangını bir ben görüyorum, bir ben yanıyorum. Anlatmayı istiyorum, açtığın yarayı sana göstermek istiyorum. Hiçbir şey yapamamak ruhumu yaralıyor. Bununla baş etmek nasıl bir şey sen bilebilir misin? Sadece sen görüyorsun fakat o yangın bir şehri yok ediyor. Gözünü kapat ya da gözünü aç o hep orada. Ve bundan kimseye bahsedemiyorsun, sen bunun ağırlığını bilemezsin.
Beraber uyumadığımız 365. gece olacak bugün. Senden sonra kimseyle uyuyamayışımın ve yalnız da uyuyamayışımın yıl dönümü bu gece. Senden hiçbir beklentisi olmayan seni sadece uzaktan seven bir insanı böylesine kanatmak, neden sevgilim?
Benim bu evden sağ çıkamayışımın bugün 365. günü. Sana içimi dökmek isterdim, fakat umurunda olmayan bir şey ile seni meşgul etmek ne haddime! Hem senin migrenin var sevgilim, başın ağrır. Sana gelecek zarar bana gelsin, ben alışkınım içime atmaya. Esiri olduğum duygularla dibe batmak bana yabancı değil.
Geçen yıl benimleydin, geçen yıl...
Geçen yıl
Tam 365 kez saatler 21.54 ü gösterdi ve ben hergün bu acıyla başa çıkmak zorundayım. Sen bilmiyorsun; eylülde ellerimin üşüdüğünü, ekimde yapayalnız kaldığımı, kasımda doğum günümü yalnız kutlayışımı, aralıkta seni çok özlediğimi, ocakta yasa büründüğümü, şubatta hevesimi kaybettiğimi, martta duygularımı yitirdiğimi, nisanda yok olduğumu, mayısta canımdan can gittiğini - hele 26 sında ölmeyi gerçekten istediğimi- , haziranda nefrete büründüğümü, temmuzda duygusuzlaştığımı, ağustosta sana çok kızdığımı.
Sen bilmiyorsun benim kaç gece ağlamaktan perişan olduğumu. Ellerini ne kadar özlediğimi bilmiyorsun. Seninle konuşmayı ne kadar özlediğimi. Ve sen asla anlayamazsın benim acımı.
Sana, her istediğimde ' seni seviyorum ' diyememenin zorluğunu bilmiyorsun. Sen bilmiyorsun sevgilim sensiz geçen gecelerde ayın bile bana acıdığını. Bu yangını gösterebilmek isterdim sana.
Sarılmayı beklediğim kollarına ve asla bırakmadan tutmak istediğim ellerine ithafen yazıyorum; çok özledim. 365 asırlık bir özlem bu ağırlığına akıl sır ermez.
Haddimi aşa aşa seviyorum seni. Çivisi çıkmış şu zamane sevgilerine karşı, o çiviyi geri çakıp üzerine resmini asarcasına... Bu çok derin bir tutku, çok büyük özlem.
Mavinin milyar tane tonu arasından göz rengini tek seferde tanıyabilircesine bir sevgi bu. Sevgilim, daha fazla sevebilseydim keşke seni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
26 MAYIS
Teen Fiction365. Kez başıma yıkıyorsun bu evi, Hadi bu kez fotoğraflarımızı beraber asalım. " bitirelim." 18 Ağustos 21.54