Nihayet tren garına geldigimizde babamın internet üzerinden aldığı biletleri, gişedeki görevliden teslim alıp kaçıncı vagonda olduğumuza bakıyorduk.
Zaten milyon kez aynı vagondan bilet alması için uyarmıştık. Hoş uyarmasakta o zaten ayrı ayrı gitmeyelim diye aynı vagondan alırdı ama sonuçta tedbiri elden bırakmamak lazım.
"Gençler dördüncü vagondayız." Hepimizden önce davranıp biletini ilk inceleyen Burcu olmuştu. Her zamanki gibi...
Bizde biletlere baktıktan sonra Burcu'yu tam anlamıyla onaylamış olduk ve harekete geçtik.
Trene çıkıp bavullarımızı uzatmamızı isteyen Buğra'ya ilk bavulunu veren ben oldum. Çünkü hemen binip aldığımız koltuklardan cam kenarı ve prizli tarafa oturmam lazımdı.
Buğra'ya verdiğim bavulumu ve kol çantamı alıp onu diğerlerine yardım etmesi için bıraktıktan sonra koltuklarımızı aramaya başladım.
Biraz ilerledikten sonra nihayet 21,22,23 ve 24 sayılarını gördüm. Bavulumu tepemizdeki bagaja yerleştirip karşılıklı ikili koltuklarımızdan hareket yönüne doğru olanının cam kenarına oturuverdim.
Ardımdan Selin ve Burcu' nun koşarak gelmesini izledim. İkiside aynı ayında karşımdaki cam kenarına oturunca kucak kucağa oturmuş oldular. Arkadan bavullarla birlikte zor bela yürümeye çalışan Buğrişime açımıştım. Anlaşılan yer yüzünden bavulu felan unutmuşlardı bu saftirikler.
Altta kalan Burcu Selin'i üzerinden itmeye çalışırken bir yandan da konuşuyordu."Bak Selin altta kalan ben oldum yani bu demek oluyor ki önce gelen benim. Hem şarjım yok benim Mersin'de kaybolmak istiyorsan sen bilirsin yani."
Burcu ittikçe dahada yerleşmeye çalışan Selin iyice hırslanıyordu. "Bak Burcu altta olman senin önce geldiğin anlamına gelmez senin kendini attığın anlamına gelir. Ayrıca diğer koltuktaykende çok rahat bir şekilde şarja takabilirsin. Ama yinede yok olmaz diyorsan al kendi telefonumu vereyim onu kullan."
"Ya Selin anlamıyor m..." Kafasına düşen çantayla lafı yarım kalan Burcu'ya özür dolu bakışlarımı gönderdim çünkü düşen benim yerleştirdiğim Buğrişin boynundaki kol çantamdı.
Selin de bende hemen ayağa kalkıp Burcu'ya iyi olup olmadığını sorarken Burcu hala birşey demiyordu. O sırada diğer çantalarıda yerleştiren Buğra yanımıza gelmişti.
"Ne oluyor burada ya? Bütün tren sizin sesinizle inliyor." Buğra' ya kısa bir özet geçtikten sonra Buğra beni yerime Selin'i ise Burcu'nun yan tarafına oturttuktan sonra yere çömeldi ve Burcu'yla ilgilenmeye başladı.
Her zaman bi konuda ters düştüğümüzde Buğra hallederdi bize sakince anlatır, yatıştırır nasıl olduğunu anlamadığımız bir şekilde ikna olurduk.
"Başının neresine düştü?" Burcu dudağının alt tarafını büküp, elini başının üstünde arka taraflara doğru koydu.
Buğra çömeldiği yerden kalkıp Burcu' nun eliyle tuttuğu yeri öptü "Geçti mi şimdi ağrısı?"
Burcu çaktırmadan gülerken hayır anlamında başını salladı.
Buğra tekrar öptükten sonra yine sordu.
Selin'le gülerek onları izliyorduk.
Burcu yine hayır diyip başını salladı. Buğra bize dönüp "E kızlar öpüyorum geçmiyor diyor o zaman yapılacak şey belli değil mi?" Tek kaşını kaldırıp sinsice güldükten sonra bi bana bakıp bi Selin'e baktı.
Selinle ne yapmamız gerektiğini anlayınca üçümüz de aynı anda"HÜCUUUM" deyip Burcu'nun üzerine atladık ve öpmeye başladık.
Hepimiz kahkahalarla gülerken Burcu " tamam tamam yeter geçti." diyerek bizi üzerinden atmış oldu.
Soluk soluğa koltuklarımıza oturduğumuzda tekrar konuşmaya başlayan Buğra'ya kulak kesilmiştik.
"Eh şimdi diğer konuya gelelim. Yol beş saat. İki buçuk saat Burcu, iki buçuk saat Selin otursun kabul mü?
Tabii ya bunu da düşünmüştü. Ah annemgilin dediği kadar var.
'Buğra olmazsa olmaz.'
"Tamam kabul hatta ilk iki buçuk saat Burcu otursun." Selin kıyamayıp ilk iki buçuk saatten vazgeçmişti. Bunların bu güzel hallerine gülerken ne kadar şanslı olduğumu düşünmeye başlayıp başımı, yanıma oturan Buğra'nın omuzlarına bırakıverdim.
------
umarım olmusturrr okurken mutlu olmanız dileğiylee
💜
15.08.19

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lacituvert
Romancelacivert mi? turuncu mu? onların konuşmasını belkide aşklarını başlatan şey bu soruydu.